Mimarlıktan modaya ünlü modacı Niyazi Erdoğan ile röportaj...

Tasarımlarında mimari ögelere ve geleneksel sembollere atıfta bulunan ünlü tasarımcı Niyazi Erdoğan ile 1 Adam 10 Yıl Sergisi’nde bir araya geldik.

Eylül Kübra Uzun Eylül Kübra Uzun

İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra profesyonel olarak mimarlık yapmaya başlayan Erdoğan; İHKİB’in genç moda tasarımcıları yarışmasına katılan ilk mimar olarak moda endüstrisine geçiş yapmış. 2006 yılında kendi tasarım ofisini kurarak, iç piyasa markalarına ve ihracat firmalarına danışmanlık yaparak yol almış… Kendi imzasıyla erkekler için koleksiyonlar hazırlamaya başladığı yıl 2009 yılı… Ayrıca ilk olarak 2018 yılında kadın koleksiyonunu bir defileyle tanıtmış… Bu sene 10.yılını kutlayan, hazırladığı bütün koleksiyonlarda mimarlık eğitiminin izlerini gördüğümüz Niyazi Erdoğan’a tüm merak edilenleri sordum.

Mimarlıktan modaya ünlü modacı Niyazi Erdoğan ile röportaj... - Resim: 1

Mimarlık eğitimi almış olman moda tasarımı kariyerine nasıl yansıdı?

Tasarım eğitimini mimarlık altyapısıyla almanın benim için birçok pozitif tarafı oldu. Bütünü görme ve bir sütrüktür oluşturma konusunda her zaman mimari bakış açısını kullandım. Erkek koleksiyonları hazırlamanın da mimarlıkla paralel birçok yönü var. Erkek ürünleri tasarlarken de bir bina tasarlarken gibi sınırlı alanlar içinde akıllıca çözülmüş detaylarla bir zenginlik yakalamaya çalışıyorsunuz.

Ülkemizde son yıllarda özellikle retrospektif sergiler açılıyor ve çok dikkat çekiyor. Sanat ortamında bellek tazeleme, bellek oluşturma çabaları açısından bakıldığında oldukça önemli buluyorum bu sergileri… Sektöre yeni adım atan gençlerin sizin tasarımlarınızı toplu olarak görmelerini sağlamak güzel bir yol… On yıl öncesine kadar çok sağlıklı yapıldığını düşünmüyorum ama sen ne dersin? Nereye gidiyor?

Biz 1 Adam 10 Yıl sergisini kurgularken tek bir amaçla hareket ettik. Yeni yetişen tasarımcılara yaşadığımız süreci anlatmak ve ilham olmak. Bir yandan da geçtiğimiz 10 yılı, yol arkadaşlarımız ile birlikte kutlamak. Bu amaçla yapılan her işin bir şekilde başarıya ulaşacağını düşünüyorum. Önemli olan bir hikaye etrafında kürasyonu yapabilmek.

Mimarlıktan modaya ünlü modacı Niyazi Erdoğan ile röportaj... - Resim: 2

Türkiye’de takip ettiğimiz birçok tasarımcı ve markada o dönemki dünya trendlerinin ve popüler kültürün yansımalarını fazlasıyla görüyoruz. Ben bunları özgün değil, tamamen ticari görüyorum. Sen bu coğrafyadan, kültürden ve tarihten ilham aldığın koleksiyonlar oluşturuyorsun. Disiplinler arası beslenen bir tarzın var, sen bu farkını bize nasıl anlatırsın?

İlk başladığım günden beri derdim bir hikaye anlatmaktı. Anadolu topraklarının ve bu topraklarda yaşayan insanların hikayelerini... Bir tasarımcı markası olarak amacımın trendleri takip etmekten çok öncü olmak olduğunu düşündüm. En başta farkımı yaratan özelliğimin bu olduğunu düşünüyorum.

Buradan bize senin sürdürülebilir bir moda anlayışın olduğunu anlıyoruz. Her şeyin bu kadar çabuk tüketildiği bir dönemde modanın sürdürülebilirliği ile ilgili ne düşünüyorsun, bununla ilgili yapmayı düşündüğün bir şeyler var mı?

Modanın sürdürülebilir olmasının moda olmasına karşıyım. Yani bunu endüstrinin bir satış aracı olarak kullanması beni huzursuz ediyor ve ikiyüzlü geliyor. Bir yandan sürekli tüketime teşvik edip, bir yandan da bakın biz kaynakları daha dikkatli kullanıyoruz demek çok doğru değil. Asıl gerekli olan değer duygunu arttırmak ve çok tüketmek yerine dikkatli ve uzun soluklu tüketimi desteklemek gerekiyor. Bu aşamada alınan her parçanın gerekirse zamansız ve uzun yıllar aynı değerde kullanılmasını destekliyorum.

Dünyada danışmanlık yaptığın ve koleksiyon hazırladığın markalar var mı? Varsa bunlar hangi markalar?

Birçok ihracat firmasına koleksiyon hazırlıyorum. Türkiye tekstil üretimi konusunda, Avrupa’ya yakınlığı ve hızı sebebiyle hala birçok marka tarafından, tercih ediliyor. Esprit, Zara, Bershka, Pull&Bear, River İsland gibi birçok markada tasarladığım ürünler satıldı ve satılıyor.

MySizeID uygulamasından biraz bahseder misin?

MySizelD uygulaması ülkemizde çok fazla bilinmiyor ama ilerleyen zamanda çok sık adını duyacaksınız. Uygulamanın asıl amacı kendiniz için oluşturduğunuz profille, online alışveriş sırasında, vücudunuza uyan en uygun bedeni bulmak ve satın almak. Profili oluştururken, kamera kullanmadan, MySizeID uygulamasının oluşturduğu algoritmalarla, çok hızlı bir ölçüm yapıyorsunuz. Bu sayede alışveriş yaptığınız markaların doğru bedenlerini size sunuyor. İadelerle zamandan ve paradan tasarruf ediyorsunuz. Modanın sürdürülebilirliği anlamında çok önemli bir adım bence.

Önümüzdeki sezon için nasıl bir erkek kreasyonu tasarlamayı düşünüyorsun? Yakında bize sürprizlerin olacak mı?

Yıl kutlamalarına devam etmek istiyorum ve smokinlerden oluşan bir kutlama koleksiyonu hazırlamayı düşünüyorum. Hem geçtiğimiz 10 yılda ürettiğim detayları ve kimliği vurgulamak, hem de bana en çok sorulan damatlık ve smokinlere yenilerini eklemek istiyorum.

Mimarlıktan modaya ünlü modacı Niyazi Erdoğan ile röportaj... - Resim: 3

Dünyada erkek modası nereye gidiyor, biz Türkiye olarak uyum sağlayabiliyor muyuz?

Modayı yönlendiren tüketici eğilimleri... Tüm dünyada cinsiyet ayrımları giderek ortadan kalkıyor. Bunu söylediğimde akla ilk gelen ‘ Erkekler de mi etek giyecek?’ sorusu oluyor. Tabi ki hayır... Hızlı kent yaşamında tüketiciler artık fonksiyonu daha çok önemsiyor. Bu sebeple spor kıyafetleri artık gündelik yaşamın bile içine girdi. Hal böyle olunca kadın ve erkek modası diye ayırmak yerine moda nereye gidiyor sorusu bana daha yakın. Umarım artık bilinçli tüketimin yapıldığı daha sürdürülebilir bir moda yolunda ilerleriz.

Bir kere kadın koleksiyonu çıkarttın, bunun devamı gelecek mi?

Son koleksiyonumuzda kadın ürünlerine de yer verdiğim doğru. Bundan sonra Niyazi Erdoğan markasının DNA’sına uygun kadın parçaları göreceksiniz. Ama önceliğimiz her zaman erkekler.

Türk erkeklerinin modaya bakışını nasıl tanımlıyorsun?

Türkiye’nin ilk moda kuluçka merkezi Fashion Incube’un desteklediği tasarımcılardan birisiyim. Orada çok önemli eğitmenlerden moda ve markalaşma üzerine dersler aldık. Bana bir eğitmenimin söylediği ‘Önce tüketicini eğiteceksin.’ olmuştu. Yani öncelikle Türk erkekleri farklı bakış açılarına uyum sağlamayı öğrenmeliler.

Hangi ülke erkeklerini giyimde cesur ve başarılı buluyorsun?

Giyim kuşamda cesaret çok önemli mi bilmiyorum ama farklı olanı taşımaya yatkın olan birçok millet var. İngilizler, İsveçliler bunlardan önde gelenleri bence.

Dünyada son zamanlarda çok beğendiğin bir kostüm tasarımcısı var mı? Varsa bu projeler hangileri?

Givenchy’nin kreatif direktörü Riccardo Tisci’nin Madonna için 2012 yılında tasarladığı sahne kostümleri beni çok etkilemişti. Bunun haricinde Marvel’in süper kahraman filmlerinin kostümlerine hep bayılmışımdır. En çok da Black Panther filmindeki teknoloji entegrasyonlu kıyafetler.

POSE dizisini izledim ve ilk defa bir dizide oyunculuk ve senaryoya bakmadan kıyafetlere odaklandım. Eğer izlediysen senin de yorumunu merak ediyorum.

Pose benim de çok severek izlediğim bir dizi. Dizide anlatılan sahne kültürü ve onunla uyumlu kıyafetler gerçekten çok etkileyici. İnsanların özellikle kendilerini göstermek için giyindikleri bir ortamda tabii ki kostümler de çok etkileyici olacaktı. Bir de izlenildiği dönem itibarı ile abartının sevildiği bir zamandan yani 90’lardan bahsediyoruz.

Oscar Ödül törenlerini izliyor musun? Kadın erkek sende iz bırakan ünlüler var mı? Aklına gelen isim ya da kıyafet var mı?

Tabii ki izliyorum. Hem de kim ne giymiş özellikle bakarım ve üzerinde arkadaşlarımla dedikodular yaparım. Aklımda kalan tek isim ve elbise var. 2008 yılında Anne Hathaway’in giydiği kırmızı Marchesa elbise.

Dünyada ne yapsa beğenirim diyebileceğin çizgiye sahip bir marka var mı? Varsa hangisi?

Tabii ki Prada. Şeytan bile Prada giyer! ;) Tabii bu işin şakası... Miuccia zekasına hayran olduğum, harika bir kadın.

Hızlı tüketim dönemindeyiz. Artık herkes kısa vadeli kullanabilecekleri, modaya uygun ve ucuz parçaları tercih ediyor. Bu durum tasarımcıları nasıl etkiliyor?

Bu durumun tasarımcıları nasıl etkilediğinden çok dünyayı ve ekosistemi nasıl etkilediğine dair daha büyük kaygılarım var. Kaynakların doğru kullanılması ve değerli tüketimden yanayım. Hal böyle olunca aslında tasarımcıların kıymeti daha çok ortaya çıkıyor. Zamansız kullanabileceğiniz daha stil parçalar için tasarımcıları tercih ederek aslında modayı daha sürdürülebilir hale getirebiliriz.

Her erkeğin dolabında bulunması gerektiğini düşündüğün parçalar neler?

En sevdiğim soru ve fix cevabım. Beyaz gömlek veya t-shirt, siyah blazer, taşlanmamış bir Jean ve siyah makosenler. Stil sahibi olmazsınız ama şıklık garanti.

Kadınlara bu sezonda da var olan vintage parçaları nasıl kombinlemeyi önerirsin?

Vintage kullanımı biraz riskli. Çoğu yanlış kullanımda çingene çadırına dönmeniz olası. Ben bu tip parçaları tek kullanmaktan yanayım her zaman. Ve yanına kombinleyeceğiniz parçaları mutlaka daha nötr seçmek gerekiyor.

Çevremizdeki birçok insanın kendi fiziksel özelliklerini tanımayıp, modaya uygun giyinmesini sen nasıl yorumluyorsun?

Bizim ülkemizde kendisi için giyinen insan sayısı çok az. Yani kendini iyi hissetmek için giyinmek yerine çoğu insan başkalarının onayı için giyiniyor. Bu sebeple aslında ne olduğundan çok nasıl algılanmak istediğine odaklanmış durumda. Hal böyle olunca kendine yakışmayan kıyafetler içinde mutsuz birçok kadın ya da erkek dolanıyor ortalarda.

YÖK’ün aldığı son kararla Moda Tasarım bölümüne öğrencilerin yetenek sınavı ile değil, üniversite sınav puanı ile alınacak olmasıyla ilgili ne düşünüyorsun?

Tasarım zekanın yanı sıra, el becerisi de gerektiren bir üretim alanı. Bu sebeple tek taraflı değerlendirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Hatta keşke yetenek sınavının yanı sıra psikolojik değerlendirmeler de yapılsa…

instagram.com/ @eykub