Mavi huydur bizde

Her birimizin ölümle dirsek teması yaşadığımız şu günlerde dahi ölümsüzlüğünü ilan etmiş tanrılar gibi bize benzemeyenlere kendimiz kadar hak görmeyişimiz en basit şeyleri bile.

Ayşe Sönmez Ayşe Sönmez

Başka türlü olmanın ne çok acıttığını en erken yaşlarda öğrenenlerdenim ben. Saymadım hiç anlaşılamayacağıma inancımı kaybettiğim kaç zaman küsüp oyun bozduğumu.

Ne her yeni yaşıma uygun yeni beklenti listeleriyle karşıma dikilmekten bıktı onlar ve nede ben bıktım ''neden bu türlü olmam gerekiyor'' diye sormaktan.

Yetişkin aklım biliyor cevabı artık ''gerçek bir ıslah sağlayabilmeleri için olabildiğince çok aynı olandan gerekli onlara''.

Benim hikayemi bohçamda kötü günlere sakladığım çocukluğumdan kalma ''Neden''ler belirledi hep. Tüm yetişkin kararlarımı alırken sarıp sarmaladığım pamuklardan çıkardım çocuk yanımı, o sordu Neden diye ve ikna olana kadar asla dahili olmadım hiçbir şeyin.

Yok öyle çok da şey değişmedi büyüdüm dediğim zamanlarda. Hala saat bilmezliğim çocukluğumdan miras ve ne yaparsam yapayım zamanında olması gerektiği yerde olamayanlardanın ben.

Yazdıklarıma yansıyan çoğu devrik cümleler gibi yaşam ben için. Misal nokta işaretini kullanmaya ikna değil aklım sanki bir oluş durumunu bir başkasından ayıran sert bir yüzü var gibi geliyor bana. Virgülle daha yakın bir ilişkim olması belki devam edişlere izin veriyor olmasından. Ben hikayemde sanırım önce kendimi dert edindim kendime ve sonra iş edindim derdi benle aynı olanları.

Bugün dünya otizm farkındalık günü.

Diğer tüm ad konulmuş günlerde olduğu gibi bugün de hemen her ortalama duyar sahibi insanın postlarında, dostlar alışverişte görsüncülerin storylerinde farkındayım, sen de farkında ol'' söylemleri yer alacak.

Otizm Spektrum Bozukluğu. Otizm, Eski Yunancadaki autos kelimesinden ilhamlı. Bu kelime aynı zamanda ''efendi'' kelimesine de kaynak ve 'kendinden menkul'' gibi oldukça beylik ve heybetli bir duruşu var. Otizmin peşi sıra gelen spektrum da gökkuşağındaki renk tayfına ithafen, birlikte ama aynı olmayışı görmemize yardımcı olmak için eklemlendirilmiş olmalı. Benim onlara yüklediğim gökkuşağına renk veren o altınları saklayan minik periler oldukları inancımda bu türlü bir okuma ile daha anlamlı sanki.

Sürekli çırpınma davranışları uçmayı özlüyor olmalarından bence ve parmak ucu yürüme çabaları da yere temas etmeye mecbur ettiğimiz minik perilerin zorlanmaları. Onları yanımıza çağırmalarımıza şart koşmuşlar da ''illa gelecek isek sizin yanınıza gökkuşağındaki mavide bizimde gelsin'' demişler bence.

Biz evrendeki herşeyden kendimize pay çıkarmayı nasıl güzel öğrendi isek artık kendimiz onlara maviyi pay biçmiş gibi, otizm mavisi demiş bir de sevinmişiz bunu onlar için akıl eden olmaya''. Gözlerimizin içine bakamıyor diye eksik varsaymışız onları kendimizi yücelttiğimiz aklımızla.

Sahi tüm dünyadaki kavga kıyametten payımıza düşeni hiç almadan yaşamayı öğrenip nasılda hiç çekinmeden bakabiliyoruz karşımızdakinin gözlerine. Birilerinin bizi duyması için her gün bir öncekinden daha yükseğe çıkan sesimize kulak tıkamalarını da kabul etmemiz ise ne mümkün.

Ben tüm romantik yanımla var ettiğim hikayemden kafamı kaldırıp bir kelimenin altını hatırı sayılır şekilde çizmek isterim. Anakhôrèsis-dünyadan elini eteğini çekmek- Oradayken orada olmama durumu, gözününün önündekini görmemek hemde kafamızı çevirmeye bile gerek duymaksızın. Geçmişten günümüze gelirken tüm zamanlar anlamını bu kadar koruyan kaç kelime var bilmiyorum ve bugün bunca zaman geçmiş olmasına rağmen hala aynı korkunçluğu ile var olması fena canımı sıkmakta.

Her birimizin ölümle dirsek teması yaşadığımız şu günlerde dahi ölümsüzlüğünü ilan etmiş tanrılar gibi bize benzemeyenlere kendimiz kadar hak görmeyişimiz en basit şeyleri bile. Birlikte olmayı öğrenemediğimiz için batıyor gemi oysaki ve devam edebilmek için kendi tanrısal yanılgılarımızdan arınıp insan olduğumuz gerçeği ile yüzleşmemiz mutlak gerekli olan. O vakit bir diğerini sadece fark ediyor olmakla rahatlatığımız vicdanlarımızın sesini duyabileceğiz. Bir lütufla yanlarında durmaya çalıştıklarımız için yapmak zorunda olduklarımız ancak o zaman gelecek aklımıza.

Bugün otizmli çocukların eğitim yada istihdamları hala sorun olarak konuşuluyor ise sormak lazım devlete yap diyen irade için gerçekten inanarak yanlarında durduk mu? yoksa yangından kendi payımıza düşeni kurtarmak peşinde miydik bunca zaman. Artık görmezden gelme yada kendi dışında tutma zamanları değil.Farketmek yetmiyor maalesef kara gri bulutların dağılması için ben diyeyim gökkuşağı siz deyin otizm mavisine ihtiyacımız var canım insanoğlu.

Hayat hiç mavi yerinden vurmadı..çünkü ben maviyi beyazı koruyan masumiyet olarak tanırım,karanlığı görünür kılan bir renktir mavi,öyle bilirim..sürükleyendir,bitmeyendir... mavi olarak anlatmalıyım herşeyi.. diyen Edip Cansever'e selam olsun. Biliyorum eğer yaşasaydı o da kendi mavisini bile isteye teslim ederdi otizmli çocuklara. Bayrağı devralanlardan varsayıp kendimi dahil etmekten gurur duyarım bende. MAVİ HUYDUR BİZDE DE..