Aşk Adalet ve Bizim Medusa

Bazı hikayeler sonu baştan belli yazılıyor.

Ayşe Sönmez Ayşe Sönmez

Nerede lanetlenmiş bir kadın hikayesi varsa artalanda ki diğer kadının izini sürmeyi iş edindim kendime ve öyle çokta dedektiflik meziyeti gerektirmeden rastladım hemen aradığım diğerine. Sadece kendi kadınlık serüvenimde başıma neler gelebileceğine duyduğum merak değil, ihtiyacım vardı kadın olan benin taşıdığı zehrin ne denli öldürücü olabileceğini bilmeye.

Muhtemel başkaları bambaşka süslü cümleler ile anlatıyordur bir yerlerde ama bence sadece aşk sebep oluyor hem katletmeye ve hem de katledilmeye.

Aşka inanmayı bırakmamdan daha eski zamanlarda kaybettim adalete olan inancımı. Bilmem belki de dünya güzeli Medusa'nın canavar olarak anlatıldığını dinlediğim o ilk gençlik zamanlarımdı.

O zaman almadığı gibi şimdide almaz aklım, zeytin dalı ile sembol bulup barış ile anılan Athena'nın miğferinde ölümüne sebep olduğu Medusa'nın resmedilmiş olmasının iki yüzlü dayatmasını.

Bazı hikayeler sonu baştan belli yazılıyor. Zavallı ölümlü Medusa ve ona aşık olan Poseidon'un hikayesi başka nasıl yer bulabilirdi ki tarihte. Yok öyle sürprizlerle dolu son olmadı yazılan ve şaşırmadı adaletin terazisi yönünü. Athena'da Poeison'u geldiği denizlerin altına filan gömmedi, öfkesini kadına yöneltti ve Medusa'nın başını kestirdi.

Ben her gün öznenin bir erkek olduğu hikayelerde gördüğümüz, saç saça kadınlarla dolu ve artık haber olma kıymetini yitirmiş görüntüleri Medusa'yı saçlarından yakalamış Athena diye seyrederim.Yüzlerce isim, binlerce zaman geçmiş olsa da aynı sonla yazılacak hikayelerden bir başkasıdır bilirim.

Salt dişilin saç saça kavgası değil elbette, erilin her türlü ortamdan kahraman çıkmak gibi şahane becerisi de Tanrı atalarından miras. Medusa'nın hikayesinde tek kazanan Poseidon değil mi? Bugün hala süregelen düşmanı diğer kadın gibi göstererek yapılan anlatımlar ve diğerini - ki bu eş olmayan olmalı ki hikaye ayakta alkışlansın- ortadan kaldırarak devam eden mutlu eşlik masallarının kazananlarının sadece eril kişinin olması gibi.

Aynı Posedion değil mi topal tanrı diye anılan Hephaistos’un Athena'ya zaafını bilip onunla birlikte olabileceğini söyleyen ve Athena'nın öyle tarihte pek te altın harflerle yer bulmayan Hephaistos tecavüzüne sebebiyet veren. Kim kimi ne kadar affeder kısmına ben ölümlü aklımla sınır çizemem elbette ama suçluyu dışarıda arayan Tanrı aklını sorgulamakta kendimce bir sakınca görmem.

Bu hikaye de Athena aynayı Medusa'nın gözleri ile yaratabileceği gazabı kendine geri çevirmek ve ölümünü mümkün kılmak için değilde kendi kaybetmiş yahut hiç kazanamamış olduklarına çevirse böyle mi olurdu son diye bildiğimiz. Hangi zaferin nişanesidir Athena miğferine işli Medusa ve nasıl bildik bir son hiç zarar görmeden kurtulan Poseidon'un yaşadığı. Tüm bu olanların öyle çok ta işe yaramadığını anlamamıza sebep kendi aralarında yaşamaya başlayacakları güç savaşları.

Yinelemekte fayda gördüğüm bir cümlem var ''yok bir eril düşmanlığım, abartı bir dişil yanlılığım olmadığı kadar yok hemde''. Ben sadece kazanmalı kaybetmeli hikayelerin kahramanlıklarına, aşkın arbedesine ikna değilim ve cezaların doğru kişilere kesilmesi gerektiği kadar anlatmak istediğim. Elbette tercihte serbestsiniz Athena adaletinden yana olmakta, ben Medusa'yı uğur sayar asarım duvarıma öyle değil mi hem zorla mı girdi kuzum Poseidon'un yatağına.

Geçmiş tüm zamanlarda kimse de işe yaramadığı gibi sizde de işe yaramayacak oyun bozanları, oyuna geri çekme çabaları. Anlık kazanımlarla devam ettiğiniz zamanlar sonrası dönüp mutlaka değer miydi diye soracak içinizde ki susmayan o ses. Bir suçlu aramak yada suçluyu dışarıda aramak çabasının nafileleğini anlamızda işe yarar mı bilmem ama ölümsüz olarak anlatılacaklar listesinde değil adımız. Bizim hikayemizi oluşturan şey tam bu gün şuanda ki kadar yaşadıklarımız .İzin verin gitmek isteyene ve yok illa ceza kesmek ise arzunuz lütfen ellerinize doladığınız saçları nezaketle bırakın ve öfkenizi yöneltin size sonsuza dek sadakat sözü verene.

Geldikleri yere geri dönsünler Posedion, Athena ve Medusa. Yüzümüzü çevirelim hikayelerini doğru yaşamayı becerebilmişler ölümlülerin yollarına. Daha az kanlı ama daha kahramanca olan, döndürememiş yolundan şair başkasını seven Tomris'i, nasıl kavgasız gürültüsüz şiirlerle veda etmeyi bilmiş o çok sevdiği kadına. O ki ''Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini'' diyebilecek kadar kendiyle yüzleşmeyi becermiş olanı. Ben kendi yoluma ışık yaptım ve sizinle de paylaşmak isterim olası kötü günlerde ki öfkesizliğimi sağlasın ve hatırlatsın diye adalet duygumu Canım Cemal Süreya'yı.