Aldatmanın dayanılmaz hafifliği

Uzun zaman oldu laptop klavyemin tuşlarına dokunmayalı.

İrem Moralı İrem Moralı

Sizlerden gelen; gerek Twitter, gerek Instagram veya mail yoluyla eski yıllardan beri yazılarımı severek okuyan ve özleyen takipçilerimin birbirinden güzel mesajlarına dayanamadım ve yeniden en sevdiğim şeyi, hayatım boyu bana en iyi terapi yöntemi gibi hissettiren şeyi yapmaya karar verdim.

Bilenler bilir benim yazılarım genellikle hayata dair yazılardır. Kimi zaman aşk, kimi zaman tutku, kimi zaman evlilik, hatta kimi zaman boşanma...

“KADIN VE ERKEK”

Oldum olası ne uzun vadede sadakatle sürebilen bir ilişki olduğuna inanıyorum, ne de kadınla adamın birbirinden vazgeçebileceğine inanıyorum.

Sezen Aksu boşuna “ne böyle senle, ne de sensiz. Yazık yaşanmıyor çaresiz,ne bir arada ne de ayrı, olmak imkansız hiç sebepsiz” dememiş bence.

Seneler evvel bir köşe yazımda; erkeği anlayabilmek için hamamböceklerine bakın demiştim. Çünkü hamamböcekleri hızla bir istikamete doğru giderlerken, hiçbir engelle karşılaşmamasına rağmen aniden durur ve kimi zaman koşmaya başlar, kimi zaman da yönünü değiştirir.

İşte bu durumun sebebini çözebileceğimiz vakit bence erkekleri de çözeriz diye düşünüyorum.

Bu yazım da uzun süre paylaşılmıştı ve hala Instagram postlarında da görüyorum ve çok mutlu oluyorum.

Sonrasında da bir başkası; kadınları kedilere benzetmiş. "Kadınları anlamak için kedilere bakın demiş. Kediler nasıl her saniye sevilmek isterse biz kadınlarda aslında öyleyiz. Sonra da eklemiş; kedilerin bu sürekli sevilme isteğini çözersek işte kadınlarında bu ilgi ve sevgi arzusunu çözeriz" demiş.

Bende de biraz kedilik var yalan yok...

Ama 7/24 mesajmış, telefonmuş, elele, dizdize dolaşmakmış o kadarına gelemiyorum. Zaten insan hele ki belli bir yaştan sonra, pek de böyle şeylere mesai harcayamıyor.

Her kadın ayaklarının yerden kesilmesini sever, her kadın ilgiyi sever ve daima ilgi bekler.

Ama öyle ki; ben kendi adıma söylemem gerekirse karşımdaki adamın her saniye aramasındansa, bana; beni düşünüyor oluşunu, bana değer veriyor oluşunu hissettirmesini daha çok tercih ederim.

Bunun birçok da yöntemi var zaten. Yeter ki istesin, yeter ki özlesin.

İlişki, zaten öyle ya da böyle önce saygı temeliyle başlar. Önce saygı sonra sevgi varsa zaten sürer.

AMA; tekrar söylüyorum; günümüzde bana artık ilişkilerin özellikle de evliliklerin “evli, mutlu, çocuklu” statü metazorisiyle cemiyet hayatında, dergilerde, sosyal medyada “biz çok mutluyuz” pozlarıyla varolması inandırıcı da gelmiyor.

Hepimizin bildiği gibi boşanan milyonlarca insan var etrafımızda. “Çocuk için boşanamam” bahanesi bana göre kavga, gürültü, evdeki huzursuzluğun çocuğa yansımasından başka hiçbirşey değildir.

Elbette kimsenin yuvası asla yıkılmasın,keşke bu Dünyada herkes hep çok mutlu olsa ama zoraki de yürüyen evliliklerde var işte günümüzde.

Mesela seneler evvel bir kadının “sen hiç gece hayatında bir başka kadınla falan kocamı gördün mü?” diye beynimi yemişliğine de şahit oldum.
"Hayır görmedim" desem de, "yok yok bence beni aldatıyor ben hissediyorum" derdi.

Artık birgün dayanamadım ve “tut ki aldatıyorsa boşanacak mısın? aldatmayan adam olduğunu düşünmüyorum ben dedim.

'Sana hissettirdiği aksi bir durum mu var ki?' demiştim. O da bana, “yokkk asla boşanamam ben ayakta duramam 3 çocukla, işe gir çalış falan, hayata tutun filan zor işler yapamam ben” demişti.

Ben de ona; o halde bence fazla kurcalama! "Kocanı yemin ederim görmedim sensiz sokaklarda” (ki doğruydu gerçekten görmemiştim) diyerek konuyu kapatmıştım.

Sonra ne oldu dersiniz? Meğer kadın senelerdir kocasını aldatıyormuş!
Yani bir de bizzat böyle modelleri de gördüm. Tabiki sonra doğal olarak boşandılar, şimdi bir yerde işe girmiş çalışıyormuş diye duydum.
Malesef huzurlu yuvası varken de kaşınanlar da olmuyor değil…

Aşk çok güzel birşey.. Kimi zaman atılan imza pranga gibi de gelebiliyor biz insanlara, ya da evliliğin, aşkın büyüsü bozuluyor beki de.

Kimi zaman da evliyken başka bir insana ilgi de duyulabiliyor.

Size yemin ediyorum ben bunu bir derece anlayabiliyorum. İnsanın başına ne geleceğini, hayatın bizlere neler yaşatacağını asla bilemeyiz..

Dediğim gibi anlayabiliyorum AMA nasıl anlarım?

Kadın veya erkek ola ki karşı cinsten birine ilgi duyduysa; bence bu bir ilişki haline döndüyse eğer, o zaman eşlerle yaşanmışlıklara saygı gösterilmeli. İşte o zaman “saygı” kısmı ağır basmalı zaten.

Açıkca, dürüstçe söylenebilmeli herşey. Yalan üzerine kurulan hiçbir ilişkiden asla bir hayır geleceğini düşünmedim, düşünmüyorum.

Sanırım en güzeli bekar olmak, özgür olmak zaten….

Sizlerle yeniden buluşmak çok güzel… Çok yakında başka konuları masaya yatırmak dileğiyle:) Bazen yazdıklarım birilerine dokunabilir, bazen acıtabilir.

Ama bilmelisiniz ki yazdığım ve yazacağım her köşe yazımda tamamen gerçek hayattan gözlemlediklerimi sizlere aktarıyor olacağım.

Sevgilerimle;
@Twitt_perisi