Alaçatı'da et ete, dip dibe bir yaz

Kuralları umursamadan, paldır küldür Allah ne verdiyse yeter ki paramızı kazanalım diye insan sağlığını hiçe sayan mekanlar da oldu,

İrem Moralı İrem Moralı

Yine yazı yaşar mıyız? Yine güneşi görür müyüz? hatta acaba bir daha birbirimize dokunabilecek miyiz? sarılabilecek miyiz? diye evlerimize kapanmış, canlı yayınlarla motive olmaya çalışarak uzunca bir süreç yaşadık.

Gün geldi canlı yayınlarımızda ağlayarak bile veda ettik içler acısı halimize. Hep endişemiz vardı. Gelecek kaygımız içimizi kemiriyordu hergün. Hatta gün geldi telefonda “seni çok özledim, kavuşalım artık” diye sevdiklerimize sevgimizi haykırırken bulduk kendimizi.

Benim gibi fazla dokunulmasını sevmeyen, dokunmatik arkadaşına “Allah aşkına seni çok seviyorum ama beni böyle mıncıklayarak sevme rahatsız oluyorum” diyen biri bile gün geldi arkadaşından özür diledi ve bitsin şu yasaklar da sımsıkı sar beni be! Dedi…

Sonra bir anda yasaklar hafiflemeye başladı.

Kendimizi “cıvıl cıvıl” bir yaz sezonu içerisinde bulduk.

CIVIL CIVIL dedim yanlış okumadınız. Happy Hour’larla başlayan yaz mevsimi, Alaçatı köy içinde, et ete, dip dibe sosyal mesafe kurallarının pek de yakınından geçmediği bir yazdı bu.

Kuralları umursamadan, paldır küldür Allah ne verdiyse yeter ki paramızı kazanalım diye insan sağlığını hiçe sayan mekanlar da oldu, ciddi ciddi her türlü sterilizeye, hijyene son derece dikkat eden mekanlar da oldu. Herkes bir şekilde baktı yoluna. Ama şimdi gel gör ki yine hepimizde bir endişe başladı. O yaz mevsiminin dağınıklığı, havailiği gitti gidiyor.

Şimdi hepimiz ufak ufak başladık düşünmeye “yine mi eve kapanacağız? diye soruyoruz birbirimize. “Yine eve kapanırsak artık muhtemelen açlıktan taş yeriz” demeler başladı. Okullar desen ne olacağı belli değil. Yine hayatlar karman çorman. Ama en net olan geliyor gelmekte olan!

Corona hasta sayısı her geçen gün daha da artıyor. Hatta ne acıdır ki yakınlarımda da duyduğum hasta sayısı gittikçe artıyor.

Gerçekten diyebileceğim; Allah sonumuzu hayretsin.

Bu yaz telaşından yazılarımı ihmal ettiğim için lütfen kusura bakmayın. Bizde malumunuz ekmeğimizin peşindeydik.

Ayrıca bir yandan da yaptığım digger işlerimden birisi şarkı sözü yazmak olduğu için, şarkı yazmakla da meşgul bir sezon geçirdim.

Gün geldi ilham perilerim sabaha karşı geldi, gün geldi gecenin bir yarısı. Ama tek emin olduğum şey; çok güzel şarkılar yaptığımız.

Çok yakında bu şarkılarla alakalı hikayeyi size ayrıca anlatacağım.

Biraz sabır….

Çünkü ben çok sabrettim…

Allah’ın izniyle herşeyin çok güzel olacağına eminim.

Bugünlük benden bu kadar.

Sağlıkla,sevgiyle,aşkla kalın!..

Twitt_perisi

İrem Moralı