Affedebilmek kaç para?

Duydunuz mu bilmiyorum ama 12.800 Tl'ye affetme semineri varmış.

Belemir Çelebi Belemir Çelebi

Defne Samyeli ve Çağla Şikel Amerikalı Filozof ve hepimizin bir ara deli gibi merak sardığı 'The Secret' kitabının yazarlarından biri olan Dr. John Demartini’nin Türkiye’de verdiği 'Affetme' seminerine katılmışlar. Hemde 12.800 tl katılım ücreti olan bir seminere.

Tabi bu haberden sonra sosyal medyada goygoy patladı. Biri yorum yazmış ve demiş ki '12.800 tl ödedikten sonra ben kendimi affetmem’. Bu yoruma çok güldüm çünkü aynı şeyi bende düşündüm.

Gelişmeye hiç bir şekilde açık olmayan bir milletin, tabi ki de bu konunun sadece maddi boyutuna takılmasını normal karşılıyorum. Toplum olarak ne konuda gelişiyoruz ki sanki. Ne hayvanları seven bir toplumuz, ne kadınları nede çocukları. Kaldı ki insanlara kendilerini sevmeyi bile aşılayamadıktan sonra, affetmeyi nasıl anlatabiliriz. Toplum mesajını da verdikten sonra, asıl konuma dönebilirim.

Çağla Şikel ve Defne Samyeli'nin yaptıkları şey bence güzel. Kendini geliştirmek ve kişisel gelişimle ilgilenmek insanı hem pişiriyor, hemde şekillendiriyor. Hatta bakamadığın taraflardan bakmayı ve anlayamadığın yerlerden anlamayı öğreniyorsun. Bunu kişisel gelişimle kafayı bozmuş biri olarak söylüyorum. Ama bir uyarıda bulunayım, kendine kişisel gelişimci diyen herkes kişisel gelişimci değil. Bir kocayı boşayıp, hayatının şifresini çözdüğünü düşünen ve insanların başına bilir kişi kesilen sayısız insan var Türkiye’de. Ülkemizde kişisel gelişim konuları Nilgün Bodur gibi insanlara kaldığı için, yabancı uzmanların rağbet görmelerine hiç şaşırmıyorum.

Bu konunun bu kadar dillere düşmesinin asıl sebebi, 12.800 Tl olmasının yanı sıra, affetmeyi öğreten bir seminer olması. Hepimizin hayatında affedemediğimiz insanlar vardır. Oysa yaşayan bilir, affedememek büyük yüktür. İnsanın içini kemirir durur, kimimiz kin besler, nefret eder, kimimiz beddua ve intikam tuzağına düşer ama her türlüsü karşı taraftan çok bize zarar verir. Bilir kişi değilim ama bana göre affetmek kabullenmekten geçiyor.

Diyelim ki bir insan size kötü bir şey yaşattı, affetmeden önce o yaşadıklarınızı ve yaşandığı andaki koşulları olduğu gibi kabullenmeniz gerekiyor. Böyle olması gerekiyordu ve böyle oldu diyerek ilk adımı atabilirsiniz. Kabullenmek yolun yarısıdır. Neden böyle oldu, hiç hak etmemiştim oysa diyerek konuyu çok kurcalar ve detaylar tuzağına düşerseniz, kabullenmek daha çok zorlaşır. Ayrıca suçlamak da hiç bir işe yaramıyor söyliyeyim. Suçlarsanız daha da kötüleşir ve inanın durumda hiç bir şeyi değiştirmez. Tecrübeyle sabit.

Bazen insan intikam düşüncelerinde kayboluyor ama intikam hiç bir zaman doğru yol değildir. Yaşadığınız acıyı hafifletmediği gibi, karşı tarafa zarar vermek içinizdeki ateşi de söndürmüyor. Hani derler ya, unutmak iyi ve zeki insanların intikamdır diye, o hesap. Oysa hiç sevmem özlü sözleri ama bu konuya çok iyi uydu bu söz.

Diğer açıdan şunu düşünüyorum, insan affetmeyi öğrenebilir mi? Bisiklet sürmek gibi bir şey mi bu? Hayat tecrübelerime dayanarak, affetmek olgunlaşmakla birlikte gelen bir şey olduğunu söyleyebilirim. Tabi buna hem insanın karakteri uygun, hemde affetmeye istekli olması lazım. Bazı insanlar kincidir ve öleceğini bilse bile affetmez. Hatta affetmemenin karşı tarafa aynı şeyleri hissetireceğini düşünür ve kendince cezalandırdığına inanır. Oysa pratikte öyle olmuyor malesef.

Zaten yaşadığımız her şey insanın gelişmesi, büyümesi, ders alması ve uyanması için yaşanıyor. Buna da tecrübe diyoruz halk arasında. O yüzden insanın yetemediği yerde, bilir kişiden yardım alması çok güzel bir şey. İnsanın yaşı kaç olursa olsun, her zaman gelişmeye ve öğrenmeye devam etmeli.

Bu affetmeyi öğrenme konusuna kafa yorarken, aklıma 2015 yılında Amerika’da oğlunun katilini affeden Baba geldi.

24 yaşında ki Trey Relford isimli adam, gasp ettiği 22 yaşında ki Selahaddin Jitmound isimli genç adamı öldürmüştü ve 31 yıl hapis cezası almıştı. 2 yıl süren mahkemenin sonunda, Selahaddin Jitmound’un Babası Sombat Jitmound oğlunun katilini affettiğini söylemiş ve mahkeme salonunda oğlunun katiline sarılmıştı. Gözyaşları şelale oldu tabi. Merak edenler araştırabilirler. Ben çok duygulanmıştım haberi okuduğumda ve takdir etmiştim.

Düşünüyorum da, o babanın yerinde ben olsam, affedebilirmiydim bilmiyorum. Yaşayan bilir, çok zor bir şey ama affetmek zamanı geriye almaya ve yaşananı yaşanmamış yapmaya yetmesede, insanın iç dünyasına şifa oluyor. Olanı değiştiremiyorsun sonuçta.

Şimdi kalksam bende böyle bir seminere gitsem, affetmeyi öğrenebilirmiyim hiç bir fikrim yok. Tabi bu kadar derin mevzulardan sonra affetmeyi öğrenmek için 12.800 Tl çok fazla değil mi sorusu geliyor akıllara. Evet çok fazla. Seminerler, kişisel gelişimler ve bu tür etkinlikler güzel şeyler ama tabi ki de paraya bakıyor bu işler. Gerçi bizim gibi normal vatandaşlara çok pahalı gelebilir ama ünlü isimlere göre nedir ki 12.800 Tl. Ama affetmek için seminere gitmek de biraz şey sanki. Para her şeye çare olur (sağlık dışında) ama affetmeyi öğrenmek pek parayla olacak bir şey değil bence. Zaten affedebilmek de sağlık ile ilgili bir konu, hemde ruhsal sağlık.

Ülke olarak genel anlamda gelişmeye, büyümeye ve kendimizi sevmeye çok ihtiyacımız var. 12.800 Tl'lik seminerler olmasa bile, kişisel gelişim kitapları ile başlayabiliriz. Ama lütfen kitapları iyi seçin. Yeter ki kitap olsun kafasına girmeyin. O kadar çok kötü kişisel gelişim kitapları okudum ki, gözlerim kanadı. Ayrıca internet’de de çok bilgi var bu konularla ilgili. Çeşit çeşit videolar var Youtube'de. Hepsinden faydalanabiliriz, yeter ki isteyelim.

Tabi bir de bu işin Magazinsel boyutu var. Acaba Çağla Şikel ve Defne Samyeli kimleri affedemiyorlar? Giybet seven biri olarak bunu düşünmedim değil. Acaba ailevi meseleler mi, dost kazığı mı yoksa aşk hayatı mı? Ben oyumu aşk hayatından yana kullanıyorum ama kimsenin yaşadığını kimse bilemez tabi ama acaba onları böyle bir seminere katılmaya ne teşvik etti merak konusu.

Bu yazıyı yazarken, aklımda Bergen'in ‘Sen affetsen ben affetmem’ şarkısını mırıldandım.

Ee şimdi sonuç olarak affediyormuyuz, affetmiyormuyuz ?

Bence affetmeliyiz ve içimizdeki yüklerden kurtulmalıyız. 12.800 Tl vermeden de affetmeyi öğrenebiliriz. Güzel güzel kitaplar okuyun, spor yapın, hayatın değerinin farkına varın ama her şeyden önce kendinizi sevin. Her şey geçer gider, her şey hallolur, her şey unutulur ama sizden sadece bir tane var bunu unutmayın. Siz olmazsanız hiç bir şey olmaz. Hiç kimse sizden değerli değil. İnsan kendini ne kadar çok severse, affetmekte o kadar kolay olur. O yüzden kendinizi sevin. Zaten herkes er yada geç ektiğini biçer. Siz affedin ve içinizde ki yüklerden kurtulun. Hayat çok kısa ve kimseyi kendinize yük etmeyin.

Konuyla ilgili tavsiyelerim olursa, bir daha ki köşe yazımda sizinle paylaşırım. Çünkü şu an bu konuyu çok kafaya taktım ve mevzuya biraz yoğunlaşacağım. Sonuçta hepimizin olduğu gibi, benimde affedemediğim insanlar var ama merak etmeyin, halledicem..