Bu sefer zeytinliklerimiz saldırı altında. Neoliberalizm veya vahşi kapitalizm doymak bilmeyen bir ejderha gibi dünyanın ve ülkemizin kaynaklarını sorumsuzca tüketiyor. En başta insan kaynağına karşı acımasız. İnsana acımayan ağaca, hayvana, dağa, taşa acır mı? Onlara da acımıyor. Ama biz buradayız ve farklı bir Türkiye, farklı bir dünya olabileceğini ortaya koyabilir, zeytin ağaçlarımızı kurtarabiliriz.
Zeytinliklerimizi sosyal medyada, TBMM’de, sahada, her platformda elimizden gelen en iyi şekilde savunalım. Ancak bilelim ki sistemi değiştiremezsek, hem de bütün dünyada değiştiremezsek bugün onları kurtarabiliriz ama sıra yarın başka kaynaklarımıza gelecektir. Hangi partiden olursa olsun neoliberalizmin kuklası iktidar sahipleri kısa vadeli kar, istihdam, büyüme, seçim kazanmak için ne insanın ne doğanın gözünün yaşına bakmayacaktır.
Ne var ki 2008’den beri gördüğümüz üzere neoliberalizm bu krizi atlatamayacak; bu çok belli. Eski tanımla “sağ” krizi aşmak için sağ popülizme yaslandı; Putin, Trump, Erdoğan gibi aktörlerle yoluna devam etmeye çalışıyor. Ama bu zihniyetin hem kendi ülkelerini hem de dünyayı yeni krizlere ve giderek kaosa soktuğunu her gün örnekleriyle yaşıyoruz.
O halde alternatif üretmemiz lazım. Occupy Wall Street, Gezi, Hayır, Arap Baharı (hatta bir bakıma İslamcılık), Sanders, Melenchon, Corbyn, Macron toplumların alternatif üretme gayretlerinin ürünü. Bu hareketleri yakından izlemeli, analiz etmeli ve en az Trump ile dalga geçtiğimiz, AKP ile uğraştığımız kadar kendi alternatifimizi oluşturma gayreti içine girmeliyiz. Bunun için tek birisine takılmadan insanlığın şimdiye kadar geliştirdiği tüm birikimlerden yararlanmalıyız; sağ veya sol tüm ideolojilerden, dini öğretilerden, kültürlerden, teknolojiden…
Yaşlı gezegenimizde her gün yepyeni olgularla tanıştığımız bir dünyaya uyanıyoruz. Bu yeni dünyada artık eski yöntemlerle yetinmemeli; bizi ve insanlığı iyiliğe, güzelliğe taşıyacak yeni sentezler, yeni politikalar, yeni kurumlar geliştirmeliyiz. Bunu yaparken zeytini, o muhteşem tabiat harikasını örnek almalıyız. O ki yaşlı ama sapasağlam gövdesinde gelmiş geçmiş tüm kötü koşulların izlerine sahip; buna karşılık üzerinde taptaze filizleri, şahane ürünleri olan, direncin simgesi bir ağaç.
Melih Bulut.
31.05.2017.