2017 Tıp Nobelinin kısa öyküsü

Sevgili Arkadaşım Gökhan Çakıroğlu patoloji doçenti. İki hobisi var;

Melih Bulut Melih Bulut

Sevgili Arkadaşım Gökhan Çakıroğlu patoloji doçenti. İki hobisi var; biri Nobel Tıp Ödüllerini izleyerek bizlere anlatmak diğeri matematik kullanarak kanserin sebebini (ve neticede çaresini) bulmak. Dün onunla iki konuda da görüş alışverişinde bulunma şansım oldu. Kanser işini sonraya bırakarak size ondan öğrendiklerimle bu yılki Tıp Nobelinin öyküsünü kısaca anlatacağım.

2017 Tıp Nobeli uyku genleri ve ilgili proteinlerle çalışma yapan 3 araştırmacıya verildi. Bu onların ilk, Drosophilia denen sirke sineğinin 7. Nobeli! Ankara Fen Lisesinde drosophilia ile az uğraşmamıştık. Bilsem daha çok uğraşır bir Nobel'de ben kapardım. Neden drosophilia bilimsel araştırmaların gözdesi bir kaç sebebi var. Öncelikle onunla da akrabayız; %60 genotip benzerliğimiz var. Hücre içinde olan bitenler bizde de onda da aynı. İnsan 9 ay 10 günde doğarken sinek 10 gün gibi çok kısa bir sürede ürüyor, üstelik laboratuvarda basit şartlarda üretilmesi çok kolay. Kromozom sayısı düşük, 4 çift (bizde 23, kelebekte 250, bitkide 1260 çift) ama kromozomları büyük olduğu için izlemesi kolay. 1909'dan beri genetik çalışmalarda kullanıldığı için değişik cinsler arasındaki çok küçük farklar bile iyi biliniyor. Seks hayatı neredeyse insandan daha ayrıntılı araştırılmış bir canlı. Bu özellikleri nedeniyle 1990'lardaki insan genom projesinde ekmek mayası, fare ve kurtçuk gibi yer almıştır. 2000 yılında drosophilianın genomu Science dergisinde yayınlanıyor. Artık bu sinekte tiroid, kolon ve akciğer kanseri oluşturulup akıllı ilaç denemeleri yapılabiliyor.


Biliminsanları drosophiliayı çok iyi tanıyorlar, öyle ki onun için bir etkinlik izleme cihazı bile geliştirilmiş, böylece uyku araştırmaları kolayca yapılabiliyor. Seymour Benzer isimli araştırıcı uykusu bozuk mutant sinekler üretmiş ve bunların DNA'sında hangi genlerin bozuk olduğunu bulmuş. Maalesef Nobel'i alamadan 2007'de vefat etmiş. Esas bu alanda Nobel'i alması gereken bu kişi ki bu bazan oluyor; örneğin Aziz Sancar'da Tıp Nobelini hem de 2 kez almalıydı. Bu yıl Nobeli alan 3 kişi ise bu genin yaptığı proteinleri bulmuşlar. Yani bazı uyku bozukluklarının genetik temeli var. Proteinde tek bir aminoasit değiştiğinde bütün uyku düzeni değişiyor. İnsanlar birbirinden farklı uyku paternlerine sahip olabiliyor ve erken yatan geç uyanan, geç yatan devamlı uyananlar olduğu gibi çok az uykusu olan ailelerde var.


Sağlıklı uyku için sabah erken kalkmak ve o güzel mavi gün ışığını görmek çok önemli. Çünkü, Aziz Sancar'ın gösterdiği gibi, mavi ışık DNA tamiri yapıyor. Mavi ışık sabah iyi ama gece alırsanız zararlı, kanserojen. Hatta Dünya Sağlık Örgütü gece vardiyasını bu nedenle insan sağlığı açısından tehlikeli buluyor. Aynı şekilde geceleri filtresiz cep telefonları ve bilgisayarlar da bu ışığı yaydıklarından kullanılmamalılar. Kötü uyku kanser, nörodejeneratif hastalıklar, diabet, obezite gibi pek çok ağır sorunun tetikleyicisi. O yüzden uykumuza çok dikkat edelim.