İki sene önceki Nişantaşı ve Beyoğlu'nun populerliğini solda sıfır bırakan Karaköy, bu sene hiç iç açıcı görünmüyor. Kapanan mekanlar dışında, hala sinek avlayan ayakta durmaya çalışan yerlerle dolu.
Gezerken önünden geçtiğim çoğu mekan bomboşken kalabalık gördüğüm Grigio'ya oturdum. (Bu kadar insan burdaysa vardır bir hikmeti diye düşündüm.)
Yazdan kalma bir kış günü için şanslıydım çünkü dışarıda oturabilecek bir masa bulabildim.
Benim mi, onun mu şanssızlığı bilinmez ama, işe henüz o gün başlayan garson arkadaşımız herhangi bir öneride bulunmayınca, İtalyan mutfağı aşığı biri olarak köfteli makarna tercih ettim.
Makarnada önemli olan pişirme süresidir. İlk çatalımda doğru bir tercih yaptığımı anladım. (Tabi oturdukça gördüğüm kadarıyla satışı en yüksek ürün hamburgerleri.. Makarna o kadar doyurucuydu ki, hamburgeri tatmak için yolum ilk Karaköy'e düştüğünde yine Grigio'da olacağım)
Menüye tekrar göz attığımda, kahvaltı tabağına gözüm takılıyor. Gerçekten de kuş sütü eksik denen cinsten... Çeşitliliği sevenler için ödediği paranın karşılığını verecek dopdolu bir kahvaltı tercihi. (Taze sıkılmış portakal suyu da cabası)
Diyette olanlar içinse tahıllı salatayı şiddetle öneriyorum. Közlenmiş biber, tane hardal ve ceviz ile tam bir protein deposu.
Karaköy'e benim gibi kitabını okumak ve güzel lezzetlerle de kendinizi şımartmak için gittiyseniz, bu mekanın bir üst katına çıkın. Anneannelerimizin evlerinden hatırlayacağımız bordo berjerler ve antika eşyalarla dekore edilmiş. Sessiz sakin ve tam anlamıyla kendi kendinize kalıp eviniz gibi hissedeceğiniz kitap okuma alanında biraz soluklanın.
İkinci katın ufak balkonu kalkmak istemeyeceğiniz en özel en güzel bölümü. Mekan ortaklarından Zafer Köseoğlu ile bu özel bölümde koyu bir sohbete daldık.
Sektörde başarılı olabilmek için ve emeklerimizin karşılığını alabilmek adına ne kadar çok çalıştığımızdan (asla bundan şikayetçi değil ve tam bir iş aşığı) bahsettik. Karaköy'de her yer bomboşken, o gün o kalabalığın bir tesadüf olmadığı apaçık ortada.
Bunun sebebi sadece lokasyonundan dolayı popüler olması ya da kasım kasım kasılan insanların olması değil. İşini severek yapan çalışanlar ve her misafire kendini ayrıcalıklı hissettiren, işinin başından ayrılmayan işyeri sahipleri tekrar tekrar gelmeyi sağlıyor.