TRT'nin son iki yıldır kadın solistlere, program sunucularına ve haber spikerlerine uyguladığı ‘kıyafet sansürü’, herkesin bildiği bir gerçek. Zaten her akşam ekranlarda karşımıza bağıra bağıra çıkıyor.
Örneğin mini etekle, derin yırtmaçlı etekle, üst düğmesi açık gömlekle, kısa kollu veya kolsuz gömleklerle ekranda görünmek kesinlikle yasaktır. İran ve Suudi Arabistan TV'sine göre daha ‘modern’, Ürdün ve Suriye TV'sine göre ise çok daha muhafazakardır.
Şarkıcıların sunduğu müzik hiç önemli değildir. İsterse çok hareketli rock and roll olsun. Şarkıcı ya pantolon, ya da uzun etekle sahnede işini yapmak zorundadır.
Genelde boğazına kadar kapalı sahne elbiseleri ile karşımıza gelirler. Hele şehit cenazelerinin olduğu günlerde, hepsi simsiyah elbiseler ile ‘Katolik Kilisesinde cenaze törenine katılan kadınlara benzerler.
Ancak geçen hafta yaşanan bir olay gibisi hiç yaşanmadı. Çünkü sansürden çok ötede, sanki bir komedi filmi gibiydi. Tabii bir o kadar da onur kırıcı, üzücü ve ayıp bir olay…
Melihat Gülses gibi hayatını Türk müziğine, TRT ye, ailesine adamış gerçek bir idealist kadına bu yapılmamalıydı. Resmen sosyal bir olay. Bu yüzden gizlenmeye çalışıldı. Herkes sıkı sıkı tembih edildi. Hatta ‘dışarıya sızarsa yakarız-yıkarız’ diye tehdit edildi.
Yeni anayasayı tartıştığımızı şu günlerde ‘özgürlük’ adına çok çarpıcı bir örnek. Skandal olayın kahramanlarının yarattığı hava yüzünden hiçbir TRT ses sanatçısından tek kelime sızmadı. Ama bir saz sanatçısı dayanamayıp ‘Ya Melihat ablaya da bu yapılmaz. Bu kadarı da olmaz artık’ diye isyanını seslendirince benim kulağıma geldi.
Ben yine de tedbirli davranacağım çünkü ‘hayır böyle bir şey olmadı’ denileceğini tahmin ediyorum. Kimsenin yanımda olmayacağını, bilenlerin ‘Ben bilmiyorum’ deyip kenara çekileceğini de. Ama son günlerdeki Melihat Gülses programları tek tek izlenirse her şey ortaya çıkar.
Düşünebiliyor musunuz 2017 yılında akademik kariyerinde doruğa çıkan, Türk müziğini en iyi yorumlayan sanatçılardan biri olarak görülen Melihat Gürses, TRT'nin bir canlı yayın programında.. Ankara'dan bir telefon geliyor.
Telefonda deniliyor ki ‘Bu hanımın göğüs çatalı fazla büyük. Hemen üzerine bir şey giydirin’. Göğüs çatalı biliyorsunuz iki göğsün arası. Sahne kostümlerinde veya gecelerde kadınların giydiği elbiselerde genelde ön plana çıkarılır. Ama adı geçen kadın şarkıcı, genç pop şarkıcısı değildir. Pek çok devlet başkanına Türk sanat müziğini tanıtıp-sevdiren akademik kariyeri olan, yaşını başını almış, evli bir kadındır.
Kaldı ki göğüs çatalının ölçüsünü de bilecek kadar mantıklı ve kültürlü bir sanatçıdır. Estetik ile teşhir arasındaki farkı iyi bilir. Gülses’in şarkısı bitince hemen bir tanıtım filmi ekrana gelir. Melihat hanıma da o arada bir gömlek bulunup giydirilir. Bu olay TRT'nin bir canlı yayınında olması çok ilginç… İnanılır gibi değil ama gerçek.
Kim suçlu, kim güçlü? Doğru mu yanlış mı? diye uzun uzun sormayacağım veya yanıt beklemeyeceğim. 2017 yılında TRT'nin mantığını ve sanatçılarımızın içinde bulunduğu ortamı anlatması için sizinle paylaşıyorum.