Nerede eski medya patronları

Medya çalışanları 40 yıl önceki patronları çok arıyor ve anıyor.

Aykut Işıklar Aykut Işıklar

70'li yıllarda Türkiye’nin nüfusu 52 milyon idi. Toplam gazete satışı ise 4-5 milyon arasında değişiyordu. Yaklaşık 8 ulusal gazete her gün tiraj savaşı yapıyordu. TRT de sadece tek kanal vardı. Siyah beyaz yayın yapıyordu ama akşamları evinde TV cihazı olan herkesi ekrana tutsak ediyordu.

Amiral gemisi o zaman da Hürriyet'ti. Pazar günleri Hafta Sonu magazin ilavesi olarak verilince 1 milyonluk barajı aşan ilk gazete olmuştu. Patronu ve kurucucusu Sedat Simavi’nin küçük oğlu Erol Simavi idi.

Ağabeyi Haldun Simavi bir konuda kardeşine kızmış, bütün hissesini alarak başka gazete kurmuştu. Yani Günaydın gazetesini. Giderken birçok emektar Hürriyetçiyi de yanında görmüştü. Necati Zincirkıran ve Rahmi Turan gibi.

Hürriyet bu bölünmeden fazla etkilenmedi. Çeşitli genel yayın müdürlerinin yönetiminde yolunda yürüyordu. Erol Simavi 1970 yılında ani bir kararla ilk ofset gazetemiz Yeni Gazete ile Hürriyet in genel müdürlerinin değiştirdi.

Nezih Demirkent’i alıp Hürriyet’in başına getirdi. Demirkent gazeteye girecek küçük bir haberden de alınacak tek sütunluk küçük ilandan bile sorumlu idi.

Yanılmıyorsam 12 yıl Hürriyet’i tek başına yönetti. Finans muhasebe ve birçok konuda Demirkent tek söz sahibi kişiydi. 1970 yılı yazılı medyamız için çok önemlidir.

Erol Simavi bütün personele Maltepe'de ev verecek iken Nezih Demikent’ in entrikaları ile bu gerçekleşmedi. 1976 yılında Hürriyet greve giderken de Nezih bey tarafından engelendi. Demirkent, muhasebe ile yazı işlerinin bağlı olduğu ilk ve tek genel müdürdür.

Günaydın’ı kuran ve Hürriyet den daha çok satılması için akla gelecek her yöntemi deneyen Haldun Simavi zaman zaman başarılı oldu. Bazen Hürriyet ’e fark etti. Ancak gazeteye ilan alamadı. Büyük ve ciddi kurumlar ve reklam şirketleri Günaydın’a pahalı ilan vermediler.

Yazılı basında toplam reklam gelirinin yüzde 60 ı her zaman Hürriyet’e kaydı. Daha sonra Günaydın’ ın kardeş gazetesi olarak yayına çıkan Saklambaç ve Tan da ilan alamadı. Ucuz Tan Gazetesi ortalama bir milyon satmasına rağmen Haldun Simavi’yi mutlu etmedi.

Günaydın’ın Genel Yayın Müdürü Rahmi Turan idi. Resme göre haber yazma tekniğini Turan ülkemize getirdi. Ne, nerede, ne zaman gibi haberci soruları Günaydın da hiç kullanılmadı. Tan’ın son genel yayın müdürü ise şiirsel haber yazmada yetenekli olduğu anlaşılan Can Ataklı oldu.

Gazetecilerin sendikalı olmasına şiddetle karşı çıkan Haldun Simavi, yazılı basından sıkılınca arayışlara geçti. Nezih Demirkent ve Noyan Yiğit'in yardımı ile her yanı değişmiş hurda matbaayı ve Günaydın isim hakkını Kıbrıslı iş adamı Asil Nadir’e çok büyük para karşılığı sattı.

Bulaştığı bütün işlerde çok başarılı olan Asil Nadir, medya patronu olamadı. Çünkü o sırada Türkiye de çok tehlikeli(!) işlere de el atmıştı. Örneğin otomobil fabrikası kurmak gibi. Kırk yıllık iş adamları Asil Nadir’i makasa alıp hapse attırdı.

Acem asıllı gerçek bir aristokrat aileye mensup Ercüment Karacan ise Milliyet’i aynı çizgide yayınlamaya devam etti. Milliyet ortala 250 bin satılıyordu ama en saygın gazete idi. Dünyanın dört bir yanındaki büyükelçilerimiz sadece Milliyet’i takip etti.

Karacan günün birinde Ajda Pekkan’ nın kardeşi Semiramis Pekkan’ a aşık olunca… Milliyet’i Aydın Doğan’a satıp Londra'ya yerleşti. Sanırım bu Semiramis’in isteği idi.

1985 yılında dededen gelme medya patronu olan Dinç Bilgin İstanbul’a yerleşmeye karar verdi. Yeni Asır İzmir'de yayına devam ederken İstanbul da her konuda çağdaş bir gazete olan Sabah Gazetesi okurları ile buluştu.

Teknolojiye çok meraklı olan Dinç Bilgin Avrupa da fuarları dolaşıyor, işine yarayacak teknolojiyi bizzat kendisi seçiyordu. Teknik elemanların hepsinin hocası Dinç Bilgin idi. Buna paralel tüm çalışanlar ile arkadaş gibiydi. Matbaa işçileriyle aynı masada da oturuyor, muhabirlere haberleri anlattırıyordu.

Bu yüzden Sabah çok kısa zamanda Hürriyet’in yerini aldı. Yıllarca daha çoksatıldı ve daha çok ilan aldı . Dinç Bilgin şayet Zafer Mutlu’nun dolmuşuna binmeseydi çok daha yukarıda olurdu. Büyük tekneler, helikopter, muhteşem evler derken banka da aldı. Bu da sonu oldu.

Trabzonspor Başkanı Mehmet Ali Yılmaz o günlerde ‘Yeni İstanbul Gazetesi’ni satın alarak her şeye sıfırdan başladı. Tercuman Gazetesinin hepsi birbirinden değerli spor servisini neredeyse topyekün transfer etti. Tercuman’ın baş yasarı Güneri Civaoğlu da giden ekibe katıldı. İlk günler çok iyi tiraj yaptılar.

Ancak medya patronluğuna küçük bir esnaf dergisi çıkararak başlayan Kemal Ilıcak yılmadı-yıkılmadı. Ankara temsilcisi Yavuz Donat'ın ve babası gibi seven Süleyman Demirel sayesinde eski durumuna geldi. Yani her gün 400 bin adet satılan ilk sağcı günlük gazete oldu.

Sağ kesimde çok satılmasa da her zaman çok saygın olan Son Havadis de Mustafa Özkan ile birlikte yıllarca yoluna devam etti. Ben Türkiye ve kapatılan Zaman’ı gazeteden saymıyorum..

Onları gerçek gazeteler ile aynı teraziye koyamayız. Önce Haldun Sİmavi’ nin kızı Aliye ye oyuncak olarak verdiği Posta da benim için hiçbir zaman gazete olmadı. Posta daha sonra Aydın Doğan’ın oyuncağı oldu.

Nezih Demirkent, Erol Simavi den kıdem tazminatına karşılık aldığı Dünya Gazetesi de benim için başka bir şeydir.Sonuçta: Erol Simavi’nin Hürriyeti, Haldun Simavi’nin Günaydın’ı Ercüment Karacan’ın Milliyet’i, Kemal Ilıcak’ın Tercüman’ı, Dinç Bilgin’in Sabah’ı, Mehmet Ali Yılmaz’ın Yeni İstanbul’u, Mustafa Özkan’nın Son Havadis’i, Malik Yolaç’ın Akşam’ı unutulmaz.

Bu patronları daha çok arayacağız.