Ebru Gündeş'ten tekzip yedim

Ebru'yu istemeden de olsa üzdüğüm için vicdan azabı çektim. Avukatının gönderdiği tekzip yazısına en küçük bir yorum katmadan, kelimesine dokunmadan sizinle paylaşıyorum.

Aykut Işıklar Aykut Işıklar

Müzik dünyasını yönlendiren kişilerin büyük bir bölümünün benimle aynı düşüncede olduğuna eminim. İçinde müzik olan her türlü işletmenin patronları ve yapımcılarına göre; Tarkan bir numara ise, Ebru Gündeş de iki numaradır.

Bazı özel durumlar nedeniyle, binlerce kişinin izlediği konserleri şimdilik vermiyor. Şayet o konserlerde da aynı başarıları tekrarlar ise, kusura bakmasın hepsine fark atacak. Sezen Aksu, Ajda Pekkan , Sibel Can, Bülent Ersoy ve Muazzez Ersoy ablaları bu gerçeği kabul etmek zorundalar.

Dediğim gibi Tarkan bir numara, Ebru iki numara. İstanbul'da çalıştığı tek mekan Günay Müzikholünden,Antalya’nın beş yıldızlı otellerinden ve Kıbrıs Casinolarından kazandığı para biliniyor. Onu dinlemeye gelen kişilerin ödediği hesaplar da biliniyor. İşte bir sahne sanatçısının piyasayı böyle ölçülür. Albüm satışları ve internet den şarkı indirme tirajlarına da bakarsak… Kısacası muhteşem bir piyasası var.

Ebru düğünlere ve özel gecelere gitmiyor. Gitse acaba ne kadar para isterdi? Bütün şarkıları sadece Ebru’nun yorumundan dinlemek isteyen yüz binlerce müziksever var.

Halen New York'ta cezaevinde bulunan eşi Reza Zarrab'ın da farklı bir haber-yorum cazibesi var. Magazin konularının çok ötesinde politik bir cazibe bu. Özetle Ebru Gündeş’in attığı her adım medyada haber konusu oluyor.

Tabii bu kadar popüler olursa ‘öksürse, zatüre oldu’ deniliyor. Bunu bütün halkın sevdiği sanatçılar çok iyi biliyor. Biz halk arasında ‘şöhretin bedeli’ diyoruz.

Ebru bu bedeli son zamanlarda çok sık ödemek zorunda kalıyor. Aman nazar değmesin. Rahmetli Zeki Müren hakkında dedikodu yapılınca çok sevinirdi. Bana kaç kez ‘Allah beni dedikodudan mahrum etmesin. Bu bitince yaşıtım sanatçılar gibi evimin balkonunda kahve içmekten başka bir işim kalmaz’ derdi.

Ebru ile ilgili her gün bir başka iddia, daha doğrusu dedikoduya dayalı bir haber okuyoruz. Bunlardan birini de ben yazdım geçen hafta. Bu hafta ise çocuğun ön plana çıktığı başka bir senaryo ön plana çıktı. Benim yazdığımda bir aşk hikayesi-duygusallık vardı. Kötü bir şey dememiştim gerçi…

Meğerse öyle aşk-meşk durumları yokmuş. Avukatı Begüm Gürel ortalarda dolaşan iddiaları, yani benim yazıyı şiddetle reddetti. Ben de avukatın açıklamasını doğru kabul ediyorum. ‘Hayır benim yazdığım doğru’ diye kavga edecek halim yok ya….

Ebru’nun kalbinde dolaşmıyorum ki… Sonuçta Ebru'yu istemeden de olsa üzdüğüm için vicdan azabı çektim.

Avukatının gönderdiği tekzip yazısına en küçük bir yorum katmadan, kelimesine dokunmadan sizinle paylaşıyorum.

TEKZİP METNİ
www.medyafaresi.com internet sitesinin magazin bölümünde 11.10.2016 tarihinde kaleme alınmış olan, “Ebru Gündeş, eşinden neden ayrılmak istedi?” başlıklı haber; Hukuka ve Basın Meslek İlkelerine aykırı, gerçekleri yansıtmayan, müvekkilimin ve ailesinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olan, asılsız bir haberdir.

Müvekkilim Ebru GÜNDEŞ hakkında yapılan bu gerçek dışı haber nedeni ile, kamuoyunu doğru bilgilendirebilmek adına, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun’un 9. Maddesindeki düzenlemeye uygun olarak, müvekkil namına, işbu tekzip metninin yayınlanmasına ilişkin talebimiz, zorunlu hale gelmiştir.

Bahse konu haberde; “Ebru, çocuk ruhludur, duygusaldır” savından yola çıkılarak, gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan ve yine hiçbir somut dayanağı bulunmayan bir iddia ortaya atılarak, müvekkilimin, evlilik kurumunun temel yükümlülüklerinden olan “sadakat yükümlülüğüne” aykırı davranmış olabileceği ima edilmiştir.

Oysa ki müvekkilim, Türk halkı tarafından çok sevilen, hayat duruşu ve felsefesini dinleyicileri ile paylaşabildiği için, kendine ait sarsılmaz ve geniş bir hayran kitlesi oluşturmuş nadir sanatçılardan biri olmasının yanında, aynı zamanda Türk örf ve adetlerine bağlı yaşayan bir kimsedir.

Öte yandan, basın’ın asli görevi; kamuoyunu objektif ve gerçekleri yansıtacak biçimde aydınlatmak, kamuoyuna doğru ve gerçeğe uygun bilgilerle ulaşmaktır.
Ne var ki, basının bu ayrıcalık taşıyan konumu ve özgürlüğü, tüm özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız değildir. Bundan dolayıdır ki, basının yaptığı yayınlarında kişilik haklarına saygı göstermeyi prensip edinmesi, gerek Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümünde yer alan ve gerekse de TMK’nın 24. ve 25. Maddelerinde güvence altına alınmış bulunan “kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da” yasal zorunluluktur.

Kamuoyu bilmelidir ki; bahse konu haber, kişisel yorumlara dayalı yapılmış olup, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Basın Kanunu, Basın Ahlak İlkeleri, Medeni Kanun ve 5651 sayılı Kanunun amir hükümlerini açıkça ihlal eder niteliktedir.

Tüm hukuki ve cezai talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla, kamuoyuna saygıyla duyurulur.

EBRU GÜNDEŞ VEKİLİ
AV. Begüm GÜREL