Beyaz ihtilaller ülkesi güzel Türkiye

Beyaz ihtilaller ülkesi güzel Türkiye

Aykut Işıklar Aykut Işıklar

Karanlık ve uzun tünelin ucundaki ışığı nihayet görmeye başladık. Ülkemizde son iki ay içinde güzel şeyler oluyor. Bazılarını fark ettiniz, bazılarını ise teğet geçtiniz. Sıkı gözlemciler veya her konuyu en ince noktasına dek inceleyenler ülke geleceği adına umutlandılar. İsterseniz benim saptadığım son olaylara bir bakalım.

Bence ilk atış Başakşehir Futbol takımından geldi. Bildiğiniz gibi son haftaya hatta güne kadar şampiyonluk peşinde koşan bir takım idi. Sportif anlamda çok kişinin takdirini kazanmıştı. Taraftarları da giderek artıyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başakşehir takımın maçına daha çok kişinin gitmesi için miting meydanlarından çağrıda bulunuyordu.

Ancak… 18 Mart Çanakkale Savaşını ulusça andığımız gün, kapalı tribüne astıkları dev afiş çok duygu ve düşünceyi değiştirdi. Kulübün renklerini de iyice belli etti. Resimde futbolcular Emre Belözoğlu ile Arda Turan vardı ama Çanakkale Zaferinin en önemli komutan Gazi Mustafa Kemal yoktu.

Bu hemen dikkati çekti. Pek çok gazete kulübü sert dille eleştirdi. Atatürk’ün neden yok sayıldığı açıklanmadı. Takıma milletçe bir antipati doğdu. Sivasspor maçında son dakikada yenilen gol, hadi bir maç sonucu diyelim.

Ama Anayasa referandumunda TV kameralarının karşısında ‘evet ‘dediği için, kendini başka boyutlara taşıyan Arda Turan’ın 16 maç ceza alması çok şaşırttı Arda hani Emre ağabeyi gibi ‘Saray’ ın çocuğu idi. Demek ki iş başka aşk başka…

Hemen o günlerde Merkez Bankasının olağanüstü toplantısında kredi faizlerinin yükseltme kararı da çok şaşırttı. Çünkü Cumhurbaşkanı faizleri indirmek istiyordu. Bunu İngiliz gazeteciye bile anlatmıştı.İşin ilginç yanı Merkez Bankasının kararından iki saat sonra dolar, Türk parası karşısında değer kaybetti.

Bu günlerde tarih boyunca ‘Galatasaray Kulübü, Galatasaray Lisesi mezunlarınındır’ diye düşünüp, liseli olmayanı Başkanlığa ve yönetime getirmeyenler de çok büyük darbe yedi.

Tribündeki taraftar ‘Galatasaray kulübü, genel kurulda oy veren 3 bin delegenin değildir. Dünyanın dört bir yanındaki 25 milyon taraftarındır’ diye bağırıyordu ama… ilk kez sesleri bu kadar gür çıktı. Genel kuruldaki başkan ve yönetim kurulu seçiminde taraftarın dediği oldu.

Her toplantıda ön sırada oturup , delegeleri yönlendiren kişilerin sözü geçmedi. En genci 80 yaşında olan bu beylerin istediği Dursun Özbek resmen rezil oldu. Galatasaray’a UEFA dan ceza gelmemesi yani önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligine katılması da ülkemizi adına bir başka güzellik oldu.

CHP nin heyecanla beklenen ‘İnce’ kararı ise ülkemizde resmen bomba tesiri yaptı. Çünkü Cumhurbaşkanı adayı olarak hep başkalarının adı geçiyordu. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ na pek çok konuda karşı olan Muharrem İnce’nin CHP nin Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesi seçim atmosferini birden değiştirdi.

Muharrem İnce’nin miting meydanlarında ve TV canlı yayınlardaki muhteşem performansı sanki ülkemizin havasını değiştirdi. İnce'den sonra sadece CHP'lilerin değil tüm muhalefetin sesi daha gür çıkmaya başladı. ‘Millet’ dayanışması sanki daha güçlü oldu.

Bu ortama Yüksek Seçim Kurulu’nun yürekli kararı da eklendi.. Çünkü YSK, cezaevindeki HDP milletvekili Selahattin Demirtaş’ın ‘Cumhurbaşkanı adayı’ olabileceğine karar verdi. Uzun süredir kafaları karıştıran bu soru da yanıtını buldu.

Tabii ki Demirtaş’ı sevenler çok mutlu oldu. Politika ile yakından ilgilenenlere göre Demirtaş’ ın seçime katılması HDP'nin oylarında büyük artışa neden olacak. Karşılığı 60 milletvekili deniliyor.

Eminim çok kişi şu gözlemimi fark etmiştir. TV'lerde ki politik tartışma programlarına katılan ‘nöbetçi tetikçi’lerin son günlerdeki konuşmalarına dikkat edin. Bir hafta öncesine dek Erdoğan’ı yere göğe sığdıramayan Proflar avukatlar, gazeteciler birden ağız değiştirdiler.

En azından Muharrem İnce ve Meral Akşener’i de arada bir övmeye başladılar. Çünkü kamuoyu araştırmalarının sonuçlarını görüyorlar. Kim önde gidiyor, kim tepe taklak aşağı iniyor fark ettiler. Tabii cep telefonlarına gelen küfürler de kafalarını karıştırıyor.

Pazardaki ahalin neler anlattığını da duyuyorlar. Gerçekler iktidarın anlattığı gibi değil. Düne kadar TV ler de AKP adına kılıç sallayan güya tarafsız rektörlerin , gazetecilerin, avukatların, profların yüz hatları bile değişti. Son zamanlarda zaten kimse tarafından izlenmiyorlar.

Onlar ekrana gelince hemen belgesel kanalında ‘hayvanlar alemine’ takılan vatandaşlar var. Bazıları seçim sonrasının hesabını yapmaya başladı. Bunlar her devrin adamı. Bir gecede dönerler.

Ve dün Ali Koç’un Fenerbahçe’ ye ezici bir çoğunlukla ‘başkan’ seçilmesini ‘beyaz ihtilal’ değil midir. Bu seçim ve sonucu çok şeyin de başlangıcı oldu. Tabii çok şeyin de bitişi.

O bildik yöntemler ile ülkemizin tepesinde kara bulurlar gbiş dolaşanlar artık yok oluyorlar. Ali Koç, sadece Fenerbahçe’ye Başkan olmadı. Ezeli rakibi Galatasaray- Beşiktaş taraftarına bile gelecek için umut ışığı oldu.

Demek ki silahlı mafya, asarım-keserim-şu kadar adamım var’ gibi kelimeler ölmüş- bitmiş, raflara kaldırılmış. Önce genç Türk halkının şu an içinde bulunduğu psikolojisini hatırlattı. Gençler artık çağdaş düşünceler ile yönetilen ülke ve kurum istiyor.

Ülkeyi bile bile-bağıra bağıra geriye götürerek yönetenlere ‘tamam’ diyor. Çağdaş medeniyetin yolunu Atatürk taaaa 95 yıl önce çizmiş, bize göstermiş. Özgürlük, huzur, saygı, kardeşlik, birlik, dostluk sevgi var iken neden başka şeylerden söz ediyoruz.