Ajda'nın magazin emekçilerine verdiği yemek

Ajda'nın magazin emekçilerine verdiği yemek

Aykut Işıklar Aykut Işıklar

Ajda Pekkan, gazete ve TV'lerin magazin haberleriyle ilgilenen onlarca muhabirini, Beşiktaş’taki lüks bir otelin lokantasına davet edip, görkemli bir yemek ziyafeti çekti. Adam başı kim bilir kaç Euro ödedi. Bir de Pekkan’a ‘cimri’ derler.

Peki bu gazeteciler kimler?

Sizin son yıllarda paparazzi dediğiniz aslında paparazzi ile ilgisi olmayan ‘gece cemiyet muhabirleri’. Veya gece magazin muhabirleri diyelim.

Her gece kar-yağmur demeden sabahlara dek İstanbul’a belli yerlerdeki eğlence mekanlarını dolaşan, kimin girdiğini, kimin çıktığını hatta içeride kim kime yan yana oturuyor, dans ediyor, çok samimi konuşuyor takip eden genç gazeteciler.

Yaptıkları iş çok zor. Zengin, ünlü ve şımarık üstelik alkollü insanlar ile uğraşmak kolay değildir. Genelde yanlarında korumaları vardır, iki dakikada iki polis müdürü arkadaşı yardımına koşar… Şayet işletmeci vicdanlı biri ise, kapıda onlara üzeri kapalı bir bölüm ayarlar. Hatta çay gönderir. Değil ise sabahın ayazında içeriden çıkacak ünlü kişiyi bekler dururlar. Kapıda gazetecinin olduğunu öğrenenler ana kapıdan değil de servis kapısından kaçıp gittiği de çok olur. Yani boşuna beklerler.

Aralarında takdir edilecek bir dayanışma vardır. Kimse haber atlatma peşinde koşmaz. Özel resim kaçıracağım demez. Birinin çektiği fotoğraf paylaşılır. Arkadaşlarına mutlaka verir. Vermezse dışlanır. Bazen birbirlerinin aracına doluşurlar, sabaha karşı bir çorbacıda fotograf değiş tokuşu yaparlar.

Bazen kafayı çekip ne yaptığını bilmeyen ünlü oyuncular şarkıcılar veya iş adamlarıyla karşılaşırlar. ‘Çekme ulan’ diye yanındaki kadına hava atan ve gazetecinin üzerine yürüyen sahte kabadayılarla uğraşırlar. Muhabirler böyle durumlarda hemen kenetlenip gerekeni yaparlar. Biri yumruk yumruğa kavga ederken, diğerleri de o sarhoşu ayırıyormuş gibi bir güzel döverler. Çekme ulan deyip küfür de etmişse gazeteci dayağı yemesi kaçınılmaz olur. Tabii utandıkları için olayı hemen kapatırlar.

İşte Ajda Pekkan geçen akşam böyle ekmek kavgası yapan gazetecileri konuk etti. Çok da iyi etti. Demek ki bunu uzun zamandır düşünüyordu ve bir anda karar verdi.

Ajda aslında tutumludur. Laf olsun diye para harcamaz. Bazen kuruşun hesabını yapar. Bazen de böyle en bonkör sanatçı olur. Nerede ne yapacağını iyi bilir.

Bu davet içinden gelmiştir ve hiçbir ince hesabı yoktur. Şöhrete, skandala hiç ihtiyacı yok. Başını uzattığı an kamera flaşları patlamaya başlıyor. Medya ile ilişkisi de her zaman seviyeli olmuştur. Gazeteciye saygı gösterdiği için saygı da görür. Hep hanımefendi veya abladır.

Örneğin sevgilisi ile yakalandığı zaman kaçmasına-panik yapmasına gerek yok. Kimden utanacak veya gocunacak. ‘Arkadaşlarım Ajda ablanızı seviyorsanız, bu çektiğiniz fotografı silin’ diye rica ederse hiçbiri hayır demez. Hemen silerler. Öyle bir noktaya gelmiş ki pop müzik dünyasında heykel olmuş. Kimse yerinden oynatamaz.

Yalan dolan haberleri aşalı yıllar oldu. Bence gazetecilere şu jesti bütün sanatçılara örnek olsun. Hele o gazetecilere her zaman muhtaç olan çakma sanatçılara…