Uludağ'da Kayın Ama Hayatlar Kaymasın

Uludağ’daki parti videolarını gören herkesin cidden sinirleri bozuldu. Bu kadar haz peşinde bir yaşam sürecek kadar bilinçsiz insanlarla aynı toplumu meydana getiriyor olmak üzdü.

Oya Ulaş Oya Ulaş

İnstagram hikayelerinden alnladığım, bulaş riskinin en az olduğu spor, kayak ve snowboard.

Neden mi ? Bursa Uludağ'da bulunan pek çok otel, geçtiğimiz hafta sonu tatilciler ile dolmuş taşmış, e hal böyle olunca sosyal mesafe ve maske kuralına dikkat edilmeden yapılan eğlence partileri de sosyal medyada büyük tepki çekti.

Kış turizminin önemli merkezlerindendir Uludağ. Geçtiğimiz hafta sonu otellerdeki doluluk oranı yüzde 100´e yaklaştı, sosyal medyada, haber sitelerinde okuduk bu haberi.

Hava sıcaklığının da malum eksi 1 derece olarak ölçüldüğü bölgede, konaklayan yerli ve yabancı konuklar, sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutuldu.

Uludağ´da tatil yapanların eğlence ve kayak pistlerindeki görüntülerinin yayınlanması üzerine sosyal medya kullanıcısı pek çok vatandaş, haklı olarak bu duruma tepki gösterdi. Koronavirüs kısıtlama kararlarına eşit olarak uyulması gerektiğini iddia ettiler.

Haksız da sayılmazlar.

Yasak varsa, kısıtlama varsa, pandemi ile topyekün bir mücadele varsa, orada olanlar neden muaftı? Sözümüz gidenlere kadar, bu çirkin çifte standardı yapanlaraydı.

Uludağ’daki parti videolarını gören herkesin cidden sinirleri bozuldu. Bu kadar haz peşinde bir yaşam sürecek kadar bilinçsiz insanlarla aynı toplumu meydana getiriyor olmak üzdü.

Hayvanların içgüdüyle, insanların mantıksal düşünme ile yaşadığını öğretmek lazım gelecek sanırım.

Hem nasıl gelmesin!

Kervansaray Otel, parti görüntülerinin sosyal medyaya servis edilmesinin sonrasında, 10 gün faaliyet durdurma, 76.380 para cezası aldı.

Ayağına sıkmak tam da böyle bir şey.

"Yasalar örümcek ağına benzer, küçük sinekler ağa takılır kalır, büyük sinekler ağı deler geçer." sözü çok uygun geldi bu noktada.

Yapılması gerekilenler, yine sosyal medya tepkileri üzerine yapılmıştı çünkü.

Neydik biz, karar mercii mi ?

Oraya giden insanlara, çoluk çocuk şehirden çıkış ve oraya gidiş iznini veren İçişleri Bakanlığı değil miydi?

Bu, kişilerin keyfine bırakılacak bir durum muydu?

Ben her şeyi yapmak isteyebilirim, bencil ve faydacı da olabilirim. Bana “dur” diyecek sistemdir, konulan ve irade gösterilerek uygulanan yasaklardır. Toplumdaki herkesin eğitimli ve vicdanlı olmasını beklemek olsa olsa hayalciliktir.

Oteller; el altından mı satış yaptı da, sanki hiç bilmiyorlarmış, yeni haberdar olmuşlar gibi halkın tepkisi olunca oteli kapattılar ?

Kurallar, sadece fakirler için mi?

Küçük esnafın 2 masalık müşteri ağırlamasına, benim cafede arkadaşım ile yan yana kahve yudumlamama bile izin yokken, tüm kayak merkezlerinde tatil, o da yetmezmiş gibi üstüne onlarca kişiyle parti düzenlemek nasıl serbest oldu?

Çoğunluğunu öğrenci ve gençlerin oluşturduğu kafe-bar emekçilerine sahip çıkamayanlar, Serdar Ortaç denilen kumarbazın kredi borcunu öteledi hafta içinde.

Borcu yüzünden intihar eden, kendini yakmak isteyen çiftçi, değer görüp bu kadar konuşulmadı, haber olmadı.

İstatistikler, bu yıl içinde, 99 bin 588 esnafın kepenk kapattığını söyledi.

Bizler hiçbir şey yapamadık. Yapması gerekenler zaten kapı duvar.

"Kimsenin kimsesi yok, kendinden başka" diyordu, başkasının yarasına bakmaktan korkan insan.

Yazın sahillerde, şimdilerde Uludağ'da hiçbir şey yokmuş gibi tatil yapanların yanısıra, geriye kalanlar evde oturup ev ekmeği yapmaya devam etsin.

Kimya bölümünü, laboratuara girmeden online okuyan öğrenci zaten kimin umurunda?

Evine ekmek getiremeyen komi kimin umurunda?

Eve tıkılan 65 yaş kimin umurunda?

Madem olay, bu iki grubun pandemi mücadelesine dönüştü, iyi olan kazansın.

“Paran varsa herkes kulun, paran yoksa dağ-taş yolun” der sevdiğim bir cümle.

Umarım kar sevici birileri kaydığı için, başka birilerinin hayatı kaymaz.