Tanışabilir miyiz bağyan?

Bu kelimelerin nereden geldiğini anlamak ve özümseyebilmek için, öncelikle hitap ne demek, bunu bilmemiz gerekiyor.

Oya Ulaş Oya Ulaş

Bakar mısın bağyan?

Bunlar mı kibarlık!

Korkunç bir ifade biçimi ve kesinlikle bu bir isimsiz hitap şekli değildir. Benim kulağıma asla kibar gelmeyen bir biçim. Bu ifade bence umumi tuvaletlere yazılan

Bay-Bayan tanımlamasından sonra ortaya çıktı. Bunu da İngilizce Ladies-Gentlemen sözcüklerinden kopyaladılar. 70 li yılların Türkiye’sinde böyle saçma sapan bir hitap şekli yoktu. Tek başına bayan sözcüğü hiçbir anlam ifade etmez. Hiç alışamadım şu “bağyan” biçimine.

Türkçe’ye tam anlamıyla hakim olmayanların yanlış zaman ve yerlerde ısrarla kullandıkları bu sözcük beni fazlasıyla rahatsız ediyor. Kadınlığımla gurur duyuyorum. En büyük ümidim ve arzum “bağyan” hitap şeklinin tarihin tozlu sayfalarındaki yerini almasıdır. Umarım bir gün çabalar sonuç verir.

Uzun süredir, eşitli platformlarda bu konu üzerinde yazıp çiziyoruz. Ayrıca konusunun geçtiği her yerde detaylı bir şekilde anlatıyoruz. Ancak kadınlar bir türlü ”bayan” olmaktan kurtulamıyor. Hiç tahmin etmediğim ortamlarda, tahmin etmediğim kişilerden yine aynı kullanımı sıklıkla duyduğum ve bu kullanımın doğru olduğu konusundaki ısrarlar üzerine bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Bu kelimelerin nereden geldiğini anlamak ve özümseyebilmek için, öncelikle hitap ne demek, bunu bilmemiz gerekiyor.

Hitap; bir diyalog esnasında karşı taraftaki bireye belli amaçlar doğrultusunda sevgi ve saygı gibi durumları betimlemek için kullanılan vurgulu sözcüklerdir. Karşımızda bulunan kişinin konumu ve samimiyet derecesine göre farklılıklar gösterip, çeşitlendirilebilir.

Türkçe’ de çok çeşitli şekillerde kullanılan hitap şekilleri, resmiyet ve saygı çerçevesinde düşünüldüğünde cinsiyete bağlı olarak iki şekilde karşımıza çıkar: Hanımefendi ve beyefendi. Eğer karşımızdaki kişinin ismini bilmiyorsak ya da konumumuz gereği ismini kullanamıyorsak hanımefendi ya da beyefendi şeklinde hitap ederiz. İş yazışmalarında da sıklıkla kullandığımız şekil budur. Eğer karşımızdaki kişinin ismini biliyorsak ve konumumuz ismi ile hitap etmemize müsade ediyorsa; Hıdır Bey ya da Şükufe Hanım şeklinde hitap ederiz.

İngilizce’ de topluluklara hitap ederken kullanılan Ladies and Gentlemen kalıbının karşılığı olarak da Türkçe’ de Bayanlar ve Baylar kullanımı tercih edilmiştir. Yine Cumhuriyet’ in erken dönemlerinde, İngilizce’ de kullanılan Mister(Mr.) ve Mistress(Mrs.) karşılığı olarak; Bayan Şükufe Patates ve Bay Hıdır Fasulye şeklindeki kullanım yaygınlaşmıştır.

Özetle söylersek; ”Bayan” ve ”Bay” kelimeleri, sadece birisine hitap ederken kullanacağımız kalıplardır.

Öte yandan; eğer bahsi geçen kişilerin cinsiyetleri ile ilgili bir cümle kuracaksak, kullanılacak kelimeler ”Kadın’‘ ve ”Erkek” tir. Yani aslında kural çok basit; eğer bir cümlede erkek kelimesini kullanıyorsak, bunun karşılığı kadındır.

Peki, nereden çıkıyor kadınlara bayan denmesi mevzusu? Yine İngilizce’ den gidecek olursak, aslında bütün mevzu Mrs. ve Miss. yani, kadın ve kız çocuğu ayrımından tabii ki. Ataerkil toplumlarda, yetişkin kadın ve kız çocuk ayrımı yaşa göre değil de-yani yasal olarak yetişkin sayılacağı onsekiz yaşına kadar kız çocuğu, yetişkinlik döneminde de kadın olması gerekirken- kadının bekareti üzerinden tanımlandığı için, KADIN olma kavramı, cinsel olarak aktif olmak ile bağdaştırılıp, ayıp ve yasaklı statüsüne giriyor. Erkeklerde böyle bir durum olmadığı için, olsaydı da toplum kuralları gereği bu durum ayıp olarak karşılanmayacağı için, böyle bir ayrıma gitmeye gerek görülmüyor. (Aslında aynı mantıkla onsekiz yaşına ulaşmamış ve cinsiyeti erkek olan çocuklara oğlan, yetişkinlere erkek denmesi gerekiyor ancak yine benzer sebeplerden bu kullanım yaygınlığını yitiriyor, bu da ayrı olarak incelenebilecek bir konu) Kısacası; toplumsal olarak KADIN kelimesini içselleştiremediğimiz için, bu kelime kaba bulunuyor, kullanmaktan imtina ediliyor.

Sebebi her ne olursa olsun, özellikle de dilimizi doğru kullanmak istiyorsak, hitap kelimesini cinsiyet belirten bir kelime yerine kullanmak yanlış.

Aşağıda, bu kelimelerin doğru kullanışlarını belirten birkaç cümle örneği vereceğim. Farklılığın, kısa sürede sizin de dikkatinizi çekeceğinden eminim.

” Merhaba, bayanlar baylar! Gösterimizin birazdan başlayacağını size bildirmek isterim. ”

” İzin verin hanımefendi, kapınızı açayım. ”

” Şükufe Hanım, bana gönderdiğiniz mektupta belirttiğiniz hususlar konusunda hassasiyet göstereceğimden emin olabilirsiniz. ”

” Hıdır Bey, sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.”

” Kadınlarla erkekler arasındaki fiziksel farklılıklar, farklı iş kollarına yönlenmeleri konusundaki en önemli sebeplerden birisidir. ”

” Kız çocuklarının, mümkün olan en iyi eğitimle meslek sahibi olmalarını teşvik etmek sureti ile, kadına karşı şiddetin önüne geçmek için bir adım atabiliriz.”

Sadece bu da değil, keşke konuşma diline de özen gösterilse. Biz tanımadığımız, az tanıdığımız,ya da samimi olmadığımız kimselere,kendimizden büyüklere “siz” diye hitap edilmesi gerektiğini öğrenmiştik. Hala da öyle yaparız. Yeni nesil, hangi meslekten olursa olsun “sen” demeyi tercih ediyor. Örneğin bir sağlık kurumunda genç bir doktorun &0 yaşındaki babaanneme “sen” demesi beni rahatsız etmişti. Hürmet edilmesi gerekirken, yaşlıyı küçümsediğini düşündürmüştü. .Meslek sadece bir örnektir, takılmayın ama bana hoş gelmiyor bunlar.

Özellikle son yıllarda görgü kuralları tamamen eğitimden kaldırıldığı için ve bu tip kurallara dikkat eden insanlar “elitist” olarak nitelendirilip küçümsendiği için vıcık vıcık bir samimiyete maruz kalıyoruz mecburen.

“Sen” dili bana göre ancak aile, arkadaş ve yakın çevrenin kullanacağı hitap şeklidir.

Toplumsal cinsiyet önyargıları yüzünden yanlış kullandığımız kalıpların değişmesi ve dilimizin anlam ve şekil olarak düzgün kullanıldığı günlerin gelmesi umudu ile iyi pazarlar.