Milli Piyango alma, SMA'lı çocuklara yardım et

Bırakın piyango bu yıl bu güzelim şifa bekleyen çocuklara çıksın.

Oya Ulaş Oya Ulaş

Her şeyin eski tadı var da, sanki bir tek yılbaşının yok. İnsanın yaşı ilerledikçe mi tat almıyor yoksa her güzel şey gibi, bu heyecanın da içine mi edildi ? Kim bilir ?

“Bu ülkede neyin eski tadı var ki?” diyeceksiniz. Yok sahiden.

80’lerde, çocukken geçirdiğimiz yılbaşı hazırlıklarını ve gecelerini hatırlıyorum. Ne heyecanlanırdık. Daha okulda başlardı heyecanı, öğretmenimiz eşliğinde yaptığımız çekilişle. Kim kime çıkacak, kim kime ne alacak?

Ne tatlı bir telaşeydi, size çıkacak kişi sevdiğiniz bir arkadaşınızsa nasıl güzel bir hediye alsam, nasıl süslesem gibi düşünür, beyin fırtınası yapar, hediye seçimiyle meşgul olur, zaman geçirirdik. Bir de "acaba ben kime çıktım" sorusundan doğan merak vardı. Dayanamaz araştırmaya girerdik.

Güzel günlerdi, çok güzel.
Evde farklı bir hazırlık olurdu..
Bir gün öncesinden tombala, çerez, meşrubat, yemek malzemesi almak için çarşıya çıkılırdı Annelerle.

Akşam için tavuk yapardı Annem, Babam bir iki kadeh içerdi. Bizler yılbaşı programlarını izlerdik.

Milli piyango hayalleri anlatılırdı, yediğimiz çerezlerin kabukları saçılırdı yerlere. Ama bunun için kızılmazdı. Çünkü o gece yasak olmazdı. Saat 12'yi geçince tüm aile öpüşüp, sarılır, iyi yıllar dilerdik birbirimize.

Ne umutlarla girerdik yeni yıla.

“Eski tat yok” dedik ya; suratlar asık, cepler boş, kimsenin kimseye en ufak tahammülü yok.

Bu sadece iktidarın neden olduğu bir durum değil, insanlar eskiden daha mutluydu çünkü ellerindekini yeterli hissediyor, kötü haberlerden çok fazla haberdar olmuyor, küçük dünyalarında haliyle daha az sorunla mücadele ediyorlardı.

Sonra adına “sosyal medya” dediğimiz o büyülü dünyayla tanıştı insanlar.

Sahip olamadıkları şeylere yakınlarındaki insanların sahip olduğunu görerek eksik hisseder oldular, daha iyi araba, daha iyi ev için daha büyük borçlara girip bunlar altında ezilir oldular, iletişim imkanının ileri seviyeye gelmesinden dolayı ülkenin bir ucundaki her türlü pislikten haberdar olur hale geldiler.

Hayatlarındaki en büyük aksiyon, mahalledeki tartışma olan insanlar, kendilerini siyasi bir kavganın içinde buldular.

Ayrıca kapitalist düzenin tüketim çılgınlığını insanlara işlemesinden dolayı, satın almadan yaşadıkları her andan mutsuz olur hale geldiler.

Bu günlerde, o geceleri anmak anlamsız artık, çünkü hiç birimiz masum değiliz.

Tombalada tüm bozuk paralarımızı; ablalara, abilere kaptırdığımız anılarımız kadar anlamlı ve saf değil yaşadıklarımız.

Çıkması kadar, ümidi için alınan milli piyango hayallerini bile çaldılar.

Çok değil, birkaç sene öncesine kadar insanların hayallerini süslerdi. Aralık ayını iple çeker, bilet çıktığı gün almaya çalışır ve o bileti güvenli bir yere saklardı herkes.

Bırakın İstanbul’u, başka şehirlerde yaşayan insanlar, Ninet Abla’nın önünde uzun kuyruklar oluştururdu. Çıkmayacağını bilse bile devlete katkı diye alırdı babam yılbaşı biletini.

Sırayla bize çektirirdi. Akşam haberlerinde, muhabirlerin sırada bekleyenlere piyango çıkması durumunda ne yapacaklarını sormasını izlerdik.
Herkes kendine göre bir evren yaratır, hayallerini sıralardı. Biz de kendi kendimize sorardık aynı soruyu: bana çıksa n’aparım?
Ben her seferinde Allah’ın belki hoşuna gider de, bana kıyak yapar diye “fakirlere yardım ederdim” derdim. Evet gerçekten ederdim belki ama işte amaç hep puan toplamaktı.

En güzel yılbaşılarımı çocukluğumda yaşadım ben.
Kalabalık sofralar, Annenin o leziz yemekleri, oynanan oyunlar, heyecanla açılan hediyeler.

İşte bunlardı benim yılbaşı sevincim.
Bunlar geride kaldı maalesef.

Eski yılları bilmem ama 2020 yılını tarih boyunca hiç birimiz unutmayacağız, dünya olarak evlere kapandık temizliğin hijyenin çok fazla önemli olduğunu anlamış olduk. Maskeyle tanıştık.

Düşünüyorum da, ne çok şey öğrendik bu yıl; özgürlüğümüzün değerini, sevdiklerimizin kıymetini.

Covit denen bu virüsün zengin fakir ayrımı yapmadan hayatlara nasıl dokunduğunu.

Virüs’den dolayı yakınlarımızı kaybetmenin verdiği acıyla boğuşurken ve yılbaşı heyacanını içimde yeniden yaşatmaya çalışırken bu heyacanın bana ve aileme şans getirmesini istiyorum.

Bilet almadan, sevdiklerime de aldırmadan.

Siz de almayın piyango bileti, onun yerine ihtiyacı olan çocuklara kıyafet alın, ya da sma'lı çocuklara yardım edin.

Bırakın piyango bu yıl bu güzelim şifa bekleyen çocuklara çıksın.