Aslan Ailem deme hakikati

Aslan Ailem deme hakikati

Anibal Güleroğlu Anibal Güleroğlu

Hayatınızdaki en önemli şey nedir, diye sorulsa hiç kuşkusuz çoğumuzun ortak cevabı ‘aile’ olur. Çünkü insanların varlığı, aileyle birlikte değer kazanıp kalıcılaşıyor. Dahası toplumun da özüdür aile. Her ne kadar günümüz gençliğinin bir kısmı, modernlik niyetine aile kurmaktan kaçınıyor olsa da… Akrabaların akrabaya ettiğini akrep bile etmez mantığındaki gerçeklik inkâr edilemese de… Ve dahi dizilerde aile olgusu değişik formatlarla işlense bile… Kralların giremediği kale olarak görülen aile yaşamının güzelliği eşsizdir. Ömrünüze ömür katar. Nasıl ki, ‘İyi dostlarla ve iyi bir aile sofrasında asla yaşlanmazsınız’ der bir İtalyan atasözü…

Öte yandan tüm bu güzelliklerin yaşanabilmesi için ailelerin sağlam temeller üstüne kurulmuş olması… Gelinen aileden kurulan aileye kadar, bireylerin aile olma bilinci ve toplumdaki aile eğitimi-algısı da önemli kuşkusuz. Dolayısıyla mutlu öykülere sahip, güçlü aile tabloları oluşturma hususunda en büyük etken, kişilerin varlığı… Yani bireylerinin mayası bozuksa, aileden hayır beklemek nafile… ‘Aslan Ailem’ deme hakikatinde karakter başrolde!

Nitekim insanların çekince hissetmeden güvenle kenetlenip ‘Aslan ailem’ demesi için geçerli olan bu hakikat, aile üstüne öykü geliştiren dizileri de kapsamakta. Malumunuz, aile işleri ekranların sıkça kullandıkları içeriklerden… ‘Bizim Aile’ diyeni de var ‘Geniş Aile’yle yola çıkanı da. Velhasıl ‘Canım Ailem’den, ‘Familya’ya evrilenine… Pek çok örneğini izledik. Hepsini özel kılan karakterleriydi kuşkusuz. TRT 1’in izleyiciyle buluşturduğu ‘Aslan Ailem’ tablosu da yeni örneğimiz. Bakalım ‘Aslan Ailem’ deme hakikatinde, aile yapısı ve karakterler ne durumda…

ASLAN AİLEM’DE YOK, YOK!

TRT Tepebaşı Stüdyoları’nda düzenlenen ve ekibin tam katılımıyla gerçekleşen galasında ilk bölümünü izlediğim ES Film imzalı ‘Aslan Ailem’ dizisi için ilk sözüm, her temaya yer veren içeriği ve uyumlu kadrosuyla komple bir iş olduğu yönünde!

Klarnet virtüözü Serkan Çağrı’nın müzikleriyle güçlenen senaryosundan yorumlamaya başlarsak… ‘Aslan Ailem’ için ne sadece komedi dizisi diyip geçmek mümkün, ne de içeriğini ‘Kıyasıya, sevesiye bir aile meselesi’ olarak görüp dar çerçeveye sığdırmak. Zira senaryosu Ayça Mutlugil’e ait olan yapımın öyküsünün temelinde Aslan Ailesi’nin ilişki yumağı yatıyor olsa da, tabir-i caizse her tarakta bezi olma özelliğinde.

Şöyle ki; Her biri kendi havasında olan yetişkin çocuklarını kahvaltıya çağıran annenin sevecenliğini, çocukların tuvalet kapısında didişme tablosuyla kaynaştırıp bu tarz işlerde sıkça rastladığımız türden rutin bir açılış yapan ‘Aslan Ailem’in konuları çeşitlendirme ve kendine has tat yaratma hususundaki sıçrama noktası bundan sonrasında ortaya çıkmakta. İzleyicisini, ilk andaki şamatalı ve sevgi pıtırcıklı ev ortamının kargaşasından alıp zengin evine yönelen kameranın kadrajında bu kez 500 bin takipçili Burcu’nun havalı ama bir o kadar da sahte dünyası mevcut. Sabah ışığını kaçırmamak için hazırlanan ve sosyal medya takipçilerine yeni resimler sunabilmek için kendini parçalayan(!) Burcu’nun ortalığı yıkma hevesini izleyiciye aktaran dizi böylece günümüzün hastalığına dönüşen sosyal medyada varlık gösterme çılgınlığını da içeriğine dâhil etmiş oluyor… Ki, Burcu ile Murat’ın en absürt biçimde karşılaştıkları sahneden gelen ‘like’lar ve ayakları yere basmayan Burcu ile arkadaş çevresi üstünden günümüz gençliğine bir dolu mesaj çıkartmak mümkün! Öte yandan marjinal fotoğraflar peşindeki Burcu’nun, kirli işlerle uğraşırken gizli tanık yüzünden hayatı altüst olan babası Tayfun’un yolsuzluk olayı da veriliyor bir anda. Tabii bu aşamada Olgun Ailesi’nden Aslan Ailesi’ne bağ kurulması ihmal edilmiyor. Tayfun Olgun’un suçluluğu Mali Şube’de görevli olan Murat ile yapacağı özel haberle yükselmeyi hedefleyen Umut sayesinde açığa çıkıyor. Bunun dışından iki ailenin babası, Vedat Aslan ile Tayfun Olgun arasında geçmişe dayalı bir sır da var elimizde… Ki, bu sırdan gelişen yalanlarla, özellikle Aslan Ailesi’nin çok etkileneceğini hissettik rahatlıkla. Burcu’nun Murat’a imalı sözleri de bu hissimizi güçlendirdi.

Gayret karakteriyle, saplantılı olmanın yarattığı sakıncalı tabloyu komedileştirerek veren içerikte yanı sıra farklı detaylar da mevcut. Ürünlerin para etmemesinde üreticilerin birbirlerini çelmedikleri gerçeği… Genç eşlerin dolap çevirme ve aldatma potansiyelleri… ‘İki hafta resim atma o takipçi ailesinden kaç kişi kalır’ denilerek vefasızlığı vurgulanan sosyal medya fenomenliği sayesinde iyice gelişen genç kız rekabetçiliği ilk etapta göze batanlar.

Anlayacağınız Altın Portakal ödüllü Ömer Uğur yönetmenliğindeki ‘Aslan Ailem’, emekleriyle var olan sıcak aile ortamını ve kredi kartını sihirli değnek sanan Burcu’nun ait olduğu al takke ver külah ev düzenini iç içe geçirirken, bu yapıda aile ilişkilerine de yer vermiş… Kaçak et-sosyal medya çılgınlığı gibi toplumsal sorunlara da. Komediyi aralara serpiştiren senaryo, polisiye bir hava da estiriyor; medyanın klişe dünyasına da kapı aralıyor. Sırlar, suçlar derken eğitimi arka plana atan gençler ve tabii aşkın çetrefilli yüzü de mevcutlar arasında Dolayısıyla senaryo dengelerini çok iyi tutturup romantik komediyle aile draması arasına habercilikle hafiyeliği monte eden ‘Aslan Ailem’de yok, yok… Sözün özü bu!

KARAKTERLERİN TADI, OYUNCULARDA…

Yaşamın içinde ‘Aslan Ailem’ deme hakikatinde karakter gelişiminin başrolde olduğunu saptadık ya yukarıda… TRT 1’in dizisinde de ‘Aslan Ailem’ dedirten karakterlerin tadı, oyuncularında! Hiç kuşkusuz ekrandaki her yapımın başarısında öncelikli etkendir oyunculuk. Ancak karakterlerle oyuncuların uyumu da bir o kadar önemlidir. ‘Aslan Ailem’ bu önemin bilincinde… Dizinin oyuncu kadrosunun karakterlere uygunluğu bir yana, alçakgönüllü-doğal profile sahip oluşları, bu bilinci perçinleyen en önemli unsur. Darısı burnu havadaların başına.

Zerrin Sümer, Hakan Salınmış ve Benian Dönmez gibi tiyatro gücüne sahip ustaların temelini oluşturduğu ‘Aslan Ailem’deki gençler cephesinde Burcu Olgun karakterine can veren ve Güneş’in Kızları’ndan bu yana yol kateden Burcu Özberk’ten söze başlayacak olursak… Şımarıklıkla duygusallığı bir arada yürüten karakterin, akış içinde itici gelen tek bir yönünün bile olmayışında Burcu Özberk’in yapmacıklıktan uzak duruşunun büyük payı olduğu kesin. Galadaki tavırları ve sadeliğiyle de farkını fark ettiren oyuncunun bu pozitif enerjisinden dolayıdır ki, canlandırdığı karakterdeki mimikleri-beden dili ‘Rol yapıyorum’ diye bağırmıyor.

Evin iki numaralı oğlu, yerli Sherlock Holmes, Murat Aslan’ı canlandıran Akın Akınözü de, kendi özünü rolüne yansıtanlardan! ‘Arkadaşlar İyidir’deki Yunus karakterindeki duruşunu da beğendiğim oyuncunun Murat rolünde daha da açıldığını söyleyebilirim. Hiç kuşkusuz bunda özgüvenin payı büyük. Yalnız bir sonraki rolünde imaj değişikliğine gitmesinde fayda var. Aynı şey Burcu Özberk için de geçerli. Zira sürekli belli dış görünüşle izleyici karşısına çıkmak hem belli karakterlerin üstlerine yapışmasına yol açıyor, hem de rolün başarısını etkileyebiliyor.

Keza farklı dizilerde izlediğimiz Bora Akkaş da ‘Aslan Ailem’in tadını veren isimlerden. Aile işlerindeki deneyimini yineleyen oyuncu, Mutlu karakterinde yine evin neşesi konumunda. Ancak gönül isterdi ki, Altın Portakal’da ‘Gönlümdeki Köşk Olmasa’ filmiyle Umut Veren Oyuncu ödülünü alan Akkaş bu kez farklı bir karakter yapısına layık görülseydi! Kendine âşık-dış görünüşüne önem veren-tembel vasıflarıyla karakter sunumunu harfiyen yerine getirirken başarılı olduğuna kuşku yok. Ama ödüllü oyuncunun mevcut potansiyelini, komedinin ötesinde, başka tarz rollerle açığa çıkartması gerektiğini düşünüyorum. Takdir kendisinin.

Fırat Altunmeşe’nin Umut’u derseniz… Ailesini sevmekle birlikte içten içe abisi Murat’la rekabete tutuşan ve hayatta kendi ayakları üstünde durmayı seçen Umut, Fırat Altunmeşe için yaratılmış sanki. Özellikle kaçak etçileri çektiği sahnedeki yorumunu çok sevdim. Eda Şölenci’nin kısa ama güzel performansıyla karşımıza gelen titiz ve kuralcı haber müdürü Pelin ile yakınlaşacağını umduğum Umut bakalım haberciliğiyle hangi toplumsal sorunları deşecek?

Ve Aslan kardeşlerden Gayret… Ailenin sağlıkçı röntgencisi, temizlik hastası ve düzen takıntılısı. Canlandırdığı karakter kimi yerde saplantılı tavırlarıyla Engin Günaydın’ın ‘Galip Derviş’ini hatırlatsa da, Ferdi Sancar’ın Gayret Aslan yorumu çok güzel. Hatta ‘Aslan Ailem’in en ilgi çeken karakteri bana göre! Dolayısıyla ‘Mahallenin Muhtarları’ndaki çocuk oyunculuğundan bu yana farklı rollerde kendini gösteren ve bir röportajında, tanınmadan başarılı olduğunu söyleyen Ferdi Sancar’a ayrıca tebrikler.

SONUÇTA; ‘Aile başka, iş başka’ sözüyle önemli bir saptamada bulunarak yola çıkan ‘Aslan Ailem’, yeni sezon atağında biraz gecikmiş olsa ve rakiplerinin yerleşikliğinin yanında derbi maçına denk gelen başlangıcıyla hak ettiği ilgiyi yakalayamasa da Pazar gecesine ayrı bir renk kattığı muhakkak. Eminim süreç içinde, yoğun bir tanıtım ve tekrar yayınlarıyla bu renklilik gereğince fark edilip ‘Aslan Ailem’ deme hakikati daha iyi anlaşılacaktır. Biraz sabır.

Şu günlerde ihanete uğradığı en yüksek makamdan dillendirilen İstanbul’un yanı başındaki yemyeşil doğanın güzelliğini de resmeden ve samimi karakterleriyle içerik gelişiminde tökezlemeyeceğini hissettiren ‘Aslan Ailem’in, öyküsüyle aslan gibi kükreyenleri değil de kedi gibi miyavlayanları yükselten, reyting saçmalığına kurban verilmemesi temennisiyle. Bol şans.

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal