Hülya Avşar bombası yakında patlar!

Bugün de ‘şeytanın avukatı’ olmaya devam edeceğim. Sırada Hülya Avşar var.

Aykut Işıklar Aykut Işıklar

1983 yılında Bulvar Gazetesinin düzenlediği yarışmada ‘Türkiye Güzeli’ olup, ertesi günü daha önce evlendiği için kraliçeliği ve tacı geri alınan Hülya Avşar…

1983 yılının Mayıs ayından beri Türkiye’nin yakından takip ettiği, bazen alkışladığı bazen de çok sert şekilde eleştirdiği, hatta yerden yere vurduğu Hülya Avşar...

Kendi deyimi ile ‘Üç gün gazetelerde fotoğrafımı görmesem hasta oluyorum’ diyen büyük sinema oyuncusu ve şarkıcı…

Son günlerde yine gündeme gelmeye başladı. Onu taklit ederek yola çıkan Gülben Ergen, giderek daha hanımcık olurken (bu çok normal TRT spikeri ile evli ve üç çocuk annesi), Hülya hanım açılıp saçılmaya başladı. Yaz aylarında Ayvalık'taki evinin havuz kenarında mayo ile fotoğraflarını çektirip (ama dans ederken) medyaya servis yapmıştı.

Daha sonra Sharon Stone gibi koltukta otururken kameraya baktı. Tabii ki oturuşu ve bakışı çok şey anlatıyor.

Bayram değil seyran değil birbirinden ilginç fotoğrafları medyada yerini bulurken, çok ilginç bir açıklaması geldi. Kolunu sallasan dinazor magazin gazetecisine çarpıyor ama, dinazorlar bu açıklamaların satır arasını çözemediler.

Hülya hanım dedi ki: "Eşimden ayrıldıktan sonra kızım Zehra için özel yaşamıma çok dikkat ettim. Ama artık Zehra 18 yaşında bir genç kız. Her şeyi anlıyor ve biliyor. Ben de bundan sonra hayatımı yaşayabilirim. Zehra’nın bana anlayış göstereceğine eminim. Kalbim sonuna kadar açık. Her an aşık olabilirim."

Bu iki anlama gelebilir. "Birini gerçekten arıyorum" veya "Birini buldum. Şimdilik açıklamıyorum. Havayı ısındırıyorum. Küçük küçük açıklayacağım"

Yaklaşık 15 gün sonra kızının babası, yani ikinci eşi Kaya Çilingiroğlu da bu kararını destekleyen bir açıklama yaptı. ‘Hülya hala çok güzel kadın. Hayatında bir erkeğin olması çok normal. Ama ben bu konuda çok şanslıyım. Hülya en güzel olduğu günlerinde benimle evliydi..’

Bu arada bilmeyen gazeteciler için küçük bir hatırlatma yapayım. Hülya Avşar Ankara'da oturdukları yıllarda, yani 18 yaşındayken İskenderunlu bir delikanlıya aşık olup evlenmişti. İskenderun’a gelin gitmişti. Ama bu evlilik uzun sürmemişti. Boşandığı günlerde İstanbul’a gelmişti. Çünkü rahmetli babası Celal Avşar bankacı idi. İstanbul’a tayin edilmişti. Güzellik Yarışmasına katıldığı günlerde Suadiye'de oturuyorlardı.

Bugün itibarı ile 52 yaşında. Yaşını hiç saklamadı.

Medyadaki seksi fotoğraflar, peş peşe açıklamalar derken Zehra’nın okulu hatırlandı. Önümüzdeki yıl üniversiteye gidecek olan Zehra yurt dışında okumak istedi. Bunun için de en uygun kent Londra seçildi. Çünkü orada yıllar önce satın alınmış bir dairesi var. Ne zaman, hangi Tv reklam kampanyasından gelen para ile aldı? Gerçekleri sadece kendisi biliyor. Çünkü Miami'de ev alanlar gibi Londra'daki evini reklam etmedi. Hatta kimseye söylemedi.

Miami'deki evleri kimlerin aldığını biliyoruz. Kara paranın ortalarda çok rahat dolaştığı 80'li yıllarda bazı iş adamları ünlü şarkıcılara ‘at mı, kat mı, yoksa yat mı alayım? diye sorardı. İşte o günlerde Miami'de ev sahibi oldular.

Günahını almak istemem ama Hülya Avşar’ın peşinden koşanları da bu alem iyi bilir. Hele biri var ki... At, kat, yat ne kelime. Londra’ nın yarısını istese alırdı.

Zehra’yı Londra'da tek başına bırakmak istemediğini söyleyen Hülya Avşar toplumun bir kesiminden alkış aldı. ‘Bak kızını kurtlar sofrasında kontrolu altında tutuyor.‘ denildi ama...

Şeytanın avukatları ise başka şeyler düşünmeye başladı. Hemen komplo teorileri üretmeye başladılar. Bazıları çok mantıklı. Çünkü olayların gelişimi bunu destekliyor. ‘Türkiye'de erkek arkadaşı ile rahat edemeyecek. Kızını bahane edip Londra’da yaşayacak’ diyenler var. Henüz her hangi bir isim ortaya atılmadı. İş adamı diyenler de var, spor öğretmeni yakışıklı bir genç diyenler de…

Özetle Sadettin Saran'dan beri ismi hiçbir erkekle anılmayan Hülya Avşar bombası yakında patlayacak. Medyada uzun süre gündemin en tepesine oturacağı kesin.

Eee.. çok normal.

Hülya Avşar bu işi çok iyi biliyor. İletişim uzmanı gibi yıllarca medya ile adeta oynadı. Bir cümlesi aylarca konuşuldu. Hatta geçmişte çok tehlikeli politik konuşmaları da var. Örneğin ‘Ben bir Kürt kızıyım’ şeklindeki açıklamasını bugün yapsa, bilemiyorum ne olur. Futbolcu Tanju Çolak ile arkadaşlık yaptığı günlerde , ‘‘Benim ne suçum var. Kadın olsun da, kocasına sahip çıksın’ cümlesi tarihe geçmiştir. Özetle pek çok pot kırdı. Bunları başkası kırsa şimdi Türkiye de yaşayamazdı.

1983 yılından beri popüler kalmasının nedeni işte bu özellikleri... Sinemanın ve Tv dizilerinin genç oyuncuları Hülya Avşar ablalarından daha çok şey öğrenecekler ve peşinden gidecekler.

Veya Gülben Ergen gibi Anadolu'da derslik yapan derneklere hizmet etsinler. Çocukları ile Lunaparkta pozlar versinler.

Sahi bir başka gün de Gülben Ergen’i uzun uzun anlatayım size.

Nereden nereye diye…