Orsay Müzesindeki tek Osmanlı izi: Dünyanın kökeni

Yıllardır süren sansür ve baskılara bir göz atmadan önce “ecdatçılara” tarihten bir dip not düşelim.

Sanata ve Sanatçıya Yıllardır süren Sansür ve Baskı

Devletin toplum üzerindeki denetiminin, baskıya ve zor kullanımına dayandığı çok çeşitli söylemler ile bahaneler türetilerek sansür uygulandığı ve maalesef meşru görülerek neredeyse genetik yapıya dönüşerek süregeldiği bir toplumda yaşar olduk.

Sansürün ötesinde bir de otosansürün varlığı var ki, korkuyla yayılan bulaşıcı bir hastalık gibi hepimize musallat oldu. Foucault'nun kafamızdaki polis dediği şekilde, otosansür bir refleks haline gelmekte. Otosansürün derinliğine girmeden önce güncel bir örnek ile Türkiye'nin Kültür Sanat ortamında sansür ve baskının süreğenliğine bakmakta fayda var.

Nuri Bilge Ceylan'ın son filmi "Ahlat Ağacı" TRT 2'de yayımlandığında çeşitli sansürlere uğramıştı. Fakat Tivibu'da filmin bir sahnesinde arka planda görünen kadın heykelinin meme kısmının sansürlenmesi, sansürün boyutlarının nerelere ulaştığını gözler önüne serdi.

Orsay Müzesindeki tek Osmanlı izi: Dünyanın kökeni - Resim: 1

Yıllardır süren sansür ve baskılara bir göz atmadan önce “ecdatçılara” tarihten bir dip not düşelim.

Orsay Müzesi'nde Osmanlı'yla anılan tek resim, Osmanlı’nın Paris Büyükelçisi ve eski Dışişleri Bakanı Halil Şerif Paşa'nın Gustave Courbet'e sipariş edip satın aldığı "Dünyanın Kökeni" isimli resmi.

Orsay Müzesindeki tek Osmanlı izi: Dünyanın kökeni - Resim: 2

Gelelim AKP iktidarı boyunca Türkiye’de kültür ve sanat etkinliklerine yönelik baskı ve sansür'ün bazı örneklerine;

2000 yılında, Balıkesir'de bir efsane kahramanı Sarı Kız adına dikilen heykel, göğsünün çok büyük olduğu gerekçesiyle eleştirildi kaldırılması istenildi.

Mustafa Horasan'ın yaptığı "Bir Hadım Ağanın Hazin Sonu" adlı çalışma 2002 yılında Müstehcenlik sebebiyle İş Sanat Kültür Merkezi Kibele Galerisi'nden kaldırıldı.

Taner Ceylan'ın Taner Taner isimli eseri, 2003 yılında Yeditepe Üniversitesi'ndeki sergide "edebe aykırı" bulundu, tartışmalar sonucu Taner Ceylan istifa etmek zorunda kaldı.

Burak Delier'e ait Muhafız isimli Fotoğraf çalışması 2005 yılında 9. İstanbul Bienalinden Politik öğeler taşıdığı gerekçesiyle çıkarıldı.

Mehmet Aksoy tarafından yapılan 24,5 metre uzunluğundaki İnsanlık Anıtı adlı eser, 2011 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından ucubeye benzetilerek yıkılması istendi nitekim 272 bin tl'ye ihaleyi alan bir şirket tarafından yıkıldı.

Ressam Süha Semerci'nin Fethiye Belediye'si Kültür Merkezi Salonu'nda 2006 yılında açtığı sergideki Nü resimlerin ve konsept için yerleştirilen şarapların kaldırılması istendi, Sanatçı müdahaleler karşısında sergiyi kapattı.

2007 yılında Ressam Ayşegül Yarar'ın "Gaziantep halkına ağır geleceği" gerekçesiyle nü tabloları ilk gün tülbentle sansürlendi, ikinci günden itibaren kaldırıldı.
AKP'li Kars Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş, 2009 yılında "Kadın heykellerinin konulmasını uygun bulmuyorum" diyerek şehirdeki tüm kadın heykellerini toplattı.

2014 yılında Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde, Revan Tuvi'nin Gezi Direnişini anlatan " Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek" adlı belgesel filmi Sözde yasalara aykırı içerik barındırdığı gerekçesiyle programdan çıkarıldı. Aynı yıl Ali İsmail Korkmaz'ın memleketi Hatay'da "AliDüşlerinde Özgür Dünya" belgeselinin gösterimi valilik tarafından yasaklandı.

“Uluslararası Ankara Caz Festivali” ne, Başbakan Erdoğan’ın festival için destek alınmasını uygun görmediği gerekçesiyle Başbakanlık Tanıtma Fonu desteğini çekti.
"Fıtrat" filminin yönetmeni Suat Eroğlu, hükümeti eleştirdiği ve filmini Soma'da ölen maden işçilerine adadığı için Başbakan Davutoğlu ve Bülent Arınc'ın eleştirisine ve bir kişinin yumruklu saldırısına maruz kaldı.

Aziz Nesin'in "Şimdiki Çocuklar Harika" isimli kitabını tavsiye eden 5 Türkçe öğretmeni hakkında soruşturma açıldı.

Muhalif söylemleri sebebiyle Kültür Bakanlığı, Fazıl Say'ın eserlerini Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası programından çıkarttı.

2013 yılında Gezi Direnişi 'ne katıldıkları gerekçesiyle, Tiyatro Kare, Dostlar Tiyatrosu, Ortaoyuncular gibi pek çok tiyatro 2014 yılında destek yardımından mahrum bırakıldı. Destek kimsenin tanımadığı grup ve şirketlere verildi.

Bir ödül töreninde Gezi Direnişi'nin yıl dönümüyle ilgili videoda görüşlerini anlatan sanatçılar hakkında, Başbakan Erdoğan " Artist müsveddeleri yeni ölümler yaşansın diye isyan çağrıları yapıyorlar" dedi.

2015 yılında yazar Murat Menteş'in etkinliği Üsküdar Belediyesi tarafından Cumhur Başkanı Erdoğan'ı eleştiridiği için engellendi. Üsküdar Kitap Fuarı kapsamındaki imza günü ve söyleşisi ipta edildi.

"İki tutam saç: Dersim'in Kayıp Kızları" adlı belgeselin gösterimi "böyle bir filmin İletişim Fakültesi'nde gösterilemeyeceği" gerekçesiyle İstanbul Üniveristesi'nde gösterimi engellendi.

Fazıl Say'ın "İstannbul Senfonisi" adlı eserinin Katar'da bir konserde sergilenmesi, Türkiye'nin Katar Büyükelçiliği tarafından engellendi.

İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Programından 2015 yılında "Carmina Burana" adlı kantat; metninde içki, aşk ve seksten söz edildiği gerekçesiyle çıkarıldı.

Levent Üzümcü'nün 2013 Sosyalist Enternasyonal'de yaptığı konuşma ve diğer muhalif demeçleri sebebiyle İBŞT'den ihracı ve memurluk haklarının feshi istendi.
Roboski'yi anlatan belgesel film "Hatırlıyorum" 2016 yılında 27. Ankara Uluslararası Film Festivalinden çıkarıldı.

Grup Yorum'un Yenikapı miting alanında düzenleyeceği konser yasaklandı, kararı protesto edenler gözaltına alındı.

Ahmet Güneştekin'in 2016 yılında Venedik Bianali'inde sergilenen eseri "Konstantiniyye" Ataköy'de brandayla kapatıldı, ardından kaldırıldı.

Zülfü Livaneli’nin yeni romanı ‘Huzursuzluk’ afişlerinin metrolara asılmasına OHAL gerekçesiyle izin verilmedi.

"Son Şnitzel" isimli filme, bazı sahnelerinin değiştirilmesi istenerek eser işletme belgesi verilmedi.

2017 yılında Dersim Katliamını 4 dilde anlatan 'zer' filmi İsntanbul Uluslararası Film Festivali'nde ancak sansürlenmiş olarak gösterilebildi. Yönetmen Kazım Öz Protesto amacıyla sansürlenen sahneleri karartarak, "Bu sahneyi T.C Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü Üst Denetim Kurulu tarafından sakıncalı bulunduğu için izleyemiyorsunuz" ifadesini yerleştirdi.

Bunlar yıllardır süregelen, otasansüre değinmeksizin salt sansür ve baskı altındaki kültür ve sanat ortamının çok kısaltılmış özeti. Kültür ve Sanat ortamının maruz kaldığı sansür ve baskının ötesininde basın mensuplarının hikayesi ise bir yazı dizisinin konusu olabilir ancak.