Sütten ağzı yanan kadınlar ve erkekler

Türkiye çapında farklı sosyoekonomik ve sosyokültürel yapılardan bireyler arasında yapılan araştırmalar 'ikinci evlilik korkusunu işaret etmeye devam ediyor.

Gökçen Erdoğan Gökçen Erdoğan

Ve ben ilişkileri başlamadan bitiren bu kaygıyı şu cümleyle özetliyorum :

"Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yiyor. İkinci evlilik korkusunu bundan daha iyi açıklayan bir cümle olamaz."

Eşini kaybetmiş ya da boşanma yaşamış kadın ve erkeklerde 'hayal kırıklığı korkusu'nun hiç evlenmeyenlere nazaran daha yüksek olduğunu söylemek isterim, bu korku bazen çok ciddi boyutlara ulaşıyor ve terapi gerekiyor, yaşam kalitesini oldukça düşürüyor, hayatın bütününü etkiliyor.

" İlişki kurmadan ya da evlenmeden yaşayabilirsiniz. Seçimleriniz yalnızca sizi ve eğer kıymet veriyorsanız yakınlarınızı ilgilendirir. Fakat ilişki kurmaktan ve evlenmekten korkarak yaşamanız konusunda bu kadar iyimser olamayız. Bu korku genellikle kendiliğinden küçülmez, haline bırakılası bir hal değildir. Aksine daha güçlenip kişiyi eşi benzeri olmayan bir otokontrole iter. Otokontrolün dozunda olanı hayat kurtarırken aşırı diye tanımlanabilen hali, psikolojik sorunlara, takıntılara, yalnızlaşmaya ve anlaşmazlıklara neden olur."

Yıllar öncesine nazaran boşanma oranlarının oldukça yükseldi, ilişki ve evliliklerde özveri, anlayış ve empati zayıfladı, bu toplumun geneli için aslında tehlike çanlarını işaret ediyor.

"Boşanmak son derece olağan evet, yürümeyen evlilikleri ite kaka götürmenin anlamı yok, son derece de yıpratıcı. Ama basit durumlarda bile mücadeleden kaçınmak hafife alınacak bir şey değil. Boşanma oranlarının yükselmesi, sosyologların ilgisini bu nedenle bu kadar çok çekiyor."

Terapi birimimde yapılan araştırmalarımız da ikinci evlilik kaygısı açıkça görülüyor. "Boşanma sonrası, önceki evlilikte yaşanan sorunların yeni bir ilişki ve evliliğin önünde set kurduğu da bilinen bir gerçek olarak kayıtlara geçiyor. İkinci evlilik korkusu, komşunuzda, akrabanızda, arkadaşınızda ve belki kendinizde, sevgilinizde rastlayabileceğiniz türde bir korku. Uzak değil ve son derece nahoş."

İşte ikinci evlilik korkusunu oluşturan nedenler ve kaygıları

Sütten ağzı yanan kadınlar ve erkekler

Çoğu kişi mutsuzluğunu eşine bireysel olarak değil, erkek ya da kadın kimliğinin genel sorunu olarak yorumlar. Yani üzen Ahmet ya da Ayşe değil, erkek ya da kadındır. İşte bu nedenle sütten ağzı yanmıştır. Yoğurdu ısrarla üfler.

Hatırlanan özgürlük duygusu

Biten evlilikler sonrası, evlilikte kısıtlanan paylaşımların ve eylemlerin serbest biçimde hayata geçirilmesi, kişiye özgürlüğün evlilikten çok daha tercih edilebilir olduğunu düşündürür. Özgürce ama ortak hayata uygun bir yaşam arzu etme, bu şartlarla bir ilişkiye başlama ise az sayıda insanın aklına ve yeti alanına girer.

Zamanın ruhu

İlk evliliğin yapıldığı dönemin ruhuyla bugünün ruhu arasında köprü kuramamak garip gelse de önemli bir neden. Çünkü eskiden sevgi, gelenek, arzu gibi nedenlerle yapılan evlilikler yerini maddi sebeplere, geçici heveslere bırakmış gibi görünüyor. Ve bu, aile kurumuyla ilgili ortak paydayı imkansızmış gibi algılamaya neden oluyor.

Esan olan çarpıcı bir gerçek daha var;

Erkekler evliliğe daha zor ikna oluyor ama evlilik hayatına daha düşkün kalıyor. Bakılmayı, sevilmeyi, sahiplenmeyi ve sahiplenilmeyi belli etmeseler de sevdiklerinden evliliği ideal buluyorlar. Ayrıca boşanmalarda erkek bu kararı oldukça zor veriyor ve ortada gerçek, büyük, halledilemez sorunlar görmesi gerekiyor. Aksi halde boşanma genelde kadınların kararı oluyor.

Ve erkeklerle ilgili ikinci çarpıcı gerçek;

Erkekler zor boşanıyorlar ama ikinci evliliği sanılanın aksine çok daha kolay yapıyorlar. Tövbe de etseler bozuyorlar ve ortalama 1-2 yıl içinde yeni bir evlilik yapıp çocuk sahibi oluyorlar.

Kadının bu konuda daha cesur olamama nedenlerinin en önemlisini ise 'mahalle baskısı'. Kadın kendisi hakkında düşünülecek ve konuşulacak olanları çok daha fazla düşünmekle birlikte, çocuğu varsa bir de onun için kaygılanıp çekiniyor.

En güzeli sevdiğiniz insanla hayatınızı birleştirmek ve sonsuza dek mutlu yaşamak elbette. Fakat hayat bazı şanssızlıklarla birlikte evliliğinizi sonlandırmanızı gerektirdiyse yeni bir mutluluk arayışında olmanız ve kendi mutluluğunuz için ikinci defa çabalamanız gerektiği de uzmanların paylaştıkları görüşler içinde.