Canım Aliye, Ruhum Filiz

Kitapçılarda rafların arasında kaybolmaya bayılırım. En çok satanlara karşı biraz mesafeliyimdir, bazılarını edinirim elbette ama okumak için acele etmem. Moda oldu diye okumak bir parça eğreti geliyor belki. 

Gökçen Erdoğan Gökçen Erdoğan

Okumanın insan ruhunu hem dinginleştirdiğini hem de hayal gücünü geliştirmesi hasebiyle tatlı bir yorgunluğa sürüklediğini düşünmüşümdür hep. Anlatılan mekanları, insanları, olayları canlandırayım derken içine girdiğimiz suni dünya, kısa bir süreliğine dahi olsa gerçek dünyamızdan daha çekici gelmez mi? Hatta kitap bittikten sonra etkisinden çıkmakta güçlük çekenler için uzunca bir süreliğine.

Kitapçılarda rafların arasında kaybolmaya bayılırım. En çok satanlara karşı biraz mesafeliyimdir, bazılarını edinirim elbette ama okumak için acele etmem. Moda oldu diye okumak bir parça eğreti geliyor belki. Kitap eleştirilerini ciddiye alırım elbet. Ancak beğenilmedi diye haksızlık etmem bir kitaba da. Satın alır ve beğenmeyeceksem bile kendim beğenmemeyi seçerim. Gönlünü kitaplara verenlere dokunmasam bile kitaplarını satın alarak selam yollayabildiğimi düşünürüm belki biraz safça.

Sevdiğim bir tür var mıdır? Diğerlerine nazaran daha fazla sevdiğim bir tür vardır elbet. Ama içinde gerçeklik bulduğum, bir tarafından tutabildiğim her şeyi severim. Okumayı denerim. Size birkaç öneride bulunmak istiyorum. Bu önerileri sıralarken hemen her kitapçının göbeğinde günün trendlerine bağlı olarak karşınıza zaten çıkacak kitaplar olmamasına dikkat edeceğim. Nedense kendimi buna bir parça da mecbur hissediyorum. Her türden kitaplar önereceğim, bugünden ve geçmişten.

Bazı kitaplar kusursuzdur. Ve belki tam da istediğiniz gibidirler. Ama başladığınızda gitmediğini görürsünüz. Doğru zaman değildir çoğu zaman. Rafa kaldırmalı ve zamanı geldiğinde bir solukta okumalısınız. Halet-i ruhiyemizin önemi bana en çok kitap okurken görünür desem inanır mısınız?
Entelektüel birikim zorunluluğu, akademik derinlik şartı, çerez vakit öldürücü… Herhangi bir ayrım yapmaksızın size köşedeki kitaplarımdan önereceğim. Belki denemek istersiniz, ha ne dersiniz?

1) İrfan Orga - Bir Türk Ailesinin Öyküsü
2) Ariane Bois - Hannah’ın Dünyası
3) Sabahattin Ali – Canım Aliye Ruhum Filiz
4) Zülfü Livaneli – Son Ada
5) Mario Levi - İçimdeki İstanbul Fotoğrafları
6) Amin Maalouf – Semerkand
7) Fethiye Çetin - Anneannem
8) Amin Maalouf- Doğunun Limanları
9) Leon Sciaky - Elveda Selanik
10) Giovanni Scognamillo- Bir Levantenin Beyoğlu Anıları
11) Marc Levy- Bay Daldry’nin Tuhaf İstanbul Yolculuğu
12) Jamal Mahjoub - Raşid’in Dürbünü
13) Zülfü Livaneli – Serenad
14) Harper Lee - Bülbülü Öldürmek
15) Ahmet Ümit – İstanbul Hatırası
16) Elif Şafak - Bit Palas
17) Yaşar Kemal – Bir Ada Hikayesi Seti (4 kitap)
18) Nazan Bekiroğlu – LA Bir Sonsuzluk Hecesi
19) Salah Birsel – Kahveler Kitabı
20) Murat Yalçın – Hafif Metro Günleri

Bu listede hayatımı sürdürdüğüm Ankara’dan çok İstanbul’a dair ya da İstanbul’a değen kitaplar bulmanız tesadüf mü? Belki öyle, belki değil. Belki dünyanın tartışmasız en güzel şehirlerinden birine benden bir övgü, belki beni her defasında bağırlarına basan İstanbullulara bir ince, bir sıcak selam.

*Sıralama beğeni sırama göre yapılmadı, tamamen rastgele. Zaten öyle olsa Yaşar Kemal, Salah Birsel ve Sebahattin Ali’nin aralarda, sonlarda ne işi var, öyle değil mi? Sonsuz saygı ve dualarımla….
Keyifli okumalar.