Gazeteci olarak onlarca yıllık kariyerimde, yüzüne alabalık spermi enjekte edilen birine nasıl hissettiğini soracağımı hiç düşünmemiştim.
Derken tam da bunu yapıyorum.
Abby, Manchester'ın güneyindeki küçük bir estetik kliniğinde büyük, siyah, yumuşak bir koltukta uzanıyor.
Yanaklarına kanül yerleştirilmesi sırasında yüzünü buruşturuyor.
"Ah! Ah!" diye haykırıyor.
Şunu netleştireyim: 29 yaşındaki Abby aslında saf alabalık spermi almıyor. Yüzünün alt kısmına, alabalık veya somon spermlerinden elde edilen polinükleotid adı verilen DNA parçacıkları enjekte ediliyor. Neden mi? İlginç bir şekilde, DNA'mız bir balığın DNA'sına oldukça benziyor.
Bu nedenle, Abby'nin vücudunun bu balık DNA parçacıklarını kabul etmesi ve cilt hücrelerinin harekete geçerek kolajen ve elastin üretmesi umuluyor. Bu iki protein, cildimizin yapısal bütünlüğünü korumak için hayati öneme sahip.
Kolajen nedir, takviyeler gerçekten işe yarıyor mu?
Abby için amaç, cildini tazelemek, sağlıklı tutmak ve yıllardır yaşadığı akne probleminin izlerini ve kızarıklığını azaltarak tedavi etmek. "Ben sadece sorunlu bölgeleri hedef almak istiyorum" diye açıklıyor.