İsmet Berkan'ın Kabataş özrü üzerine

İsmet Berkan ıkındı, sıkıldı sonunda Gezi direnişinin en büyük provokasyonu ‘Kabataş Yalanı’ için özür diledi. Kendi deyişiyle amasız, fakatsız...

Gökhan Kaya Gökhan Kaya

Lakin bu özür kimsenin hoşuna gitmedi, sosyal medyada Berkan ve onu savunanlara karşı tepki daha da arttı. Neden?

Çünkü kimse o kadar aptal değil.

Berkan şöyle demiş: “Vahim bir gazetecilik hatası yapmış, bir haberi yayınlamak-duyurmak için yeterli kontrol sürecini uygulamamıştım.”

İsmet Berkan, 12 Haziran 2013'te Kabataş’ta taciz iddiası için “Çok ama çok acı bir öykü. Maalesef gerçek” diye yazmış; ardından da “MOBESE görüntüleri dahil pek çok şey var, savunulur tarafı olmayan bir olay” tweet’i atmıştı. Berkan, “Siz izlediniz mi?” sorusuna da yine Twitter’da “Evet” yanıtını vermişti.

Ne demiş Berkan; MOBESE görüntüleri var, izledim, taciz gerçek!

Ve bunlara ilişkin tek bir kanıt bulunamadı şimdiye kadar. Ortada basit bir yanlış anlama yok. Bayağı bayağı bir yalan var.

İsmet Berkan olmayan şeylerin var olduğunu, buna tanık olduğunu söylemiş.

Bu bir hata değil kasıtlı bir yalan, bu yüzden bu özür de milyonlarca Gezi’ye katılmış insanı aptal yerine koyma girişimi gibi gözüküyor.

Hatırlayın o günleri ‘Kabataş Yalanı’ nasıl bir ortamda ortaya atılmıştı. AKP karşıtı milyonlarca seküler sokaktaydı, AKP iktidarı sallanıyor, sokaklar durulmuyordu. Ölümler, yaralanmalara, ağır polis şiddetine rağmen.

Tam o sırada mütedeyyin kesimin bam teline basacak bildik yalanlar ortaya atıldı: “Camiye ayakkabıları ile girdiler, camide içki içtiler...”
Türkiye tarihine bakılırsa Sivas, Maraş, Çorum katiamlarında, 6-7 Eylül olaylarında aynı söylemlerle halkın galeyena getirilip katliama zemin hazırlandığı rahatlıkla görülebilir.

Memleketin böylesi kanlı bir geçmişi varken. “Geziciler başörtülü bacımı taciz ettiler” gibi hiçbir dayanağı olmayan bir haberin Hükümet gazetelerinde yukarıdaki söylemlere paralel olarak manşetlere taşınması tesadüf olabilir mi?

Bu haberin doğrulanması için İsmet Berkan ve Palçiçek Pamir gibi seküler kesimden gazetecilerin ortaya atılması tesadüf olabilir mi?

Gezi’nin seküler kitlesi ile mütedeyyin kesimi birbirine kırdırmak için tezgahlanmış bu provokasyon neyse ki muhafazakar kesimin olgun tutumu ile ucuz atlatıldı.

Şimdi AKP iktidarı sallanırken bu yalanın altında kalanlar kendilerini aklamak için çaba gösteriyor.

Ama bunu yine ‘yalanlarla’ yapmaya çalışıyorlar. Efendim ‘gazetecilik hatası, kadının beyanı esastır’ gibi gerekçelere sığınıyorlar.

Siz bırakın bu hikayeleri de gerçeği anlatın.

Kim size MOBESE görüntülerini izletti, hangi isim, hangi kurum?

Neye güvenerek, kimlere dayanarak bu provokasyona kefil oldunuz?

Kabataş Yalanını tezgahlayan, yayan bir provokasyon girişimi olarak örgütleyen sizinle temas kuran isimler kimdir?

Halkı aptal yerine koymayın! Bu karanlık, iğrenç derin devlet tezgahında kimler tarafından kullanıldınız onu anlatın? Belki o zaman insanlar samimiyetinize inanır, yalancı ve provokatör değil de ‘kullanışlı aptal’ olduğunuza karar verebilirler.

Ama biraz samimiyet.