Sonbahar gerçekten öyle duygular uyandırıyor ki; bir şey söylemeden, hissetmeden duramıyor insan. Ne neşeli yaz, ne cıvıl cıvıl ilkbahar, ne de beyazlara bürünmüş kış. Sonuna kadar sonbahar...
Sonbaharın tüm güzelliği ile ruhunuzu okşayan, New York'ta sonbahar filmi geldi aklıma… Sonra hafif bir rüzgâr esti, dökülmüş yapraklarla kavgayı, öfkeyi alırcasına… Sisli puslu bir hava, tüten bir kahve, sakince bir müzik, düşüne düşüne, kâh hüzün, kâh neşe… Ardından sonbaharda yağan yağmurun güzelliği geldi aklıma… Birden ufak ufak bulutlar yok oldu, yağmur dindi, yazdan kalma bir güneş açtı. Adeta dünyanın her yerini sevgi ile güneş sardı…
Sonbaharda, evden çıkıp işe giderken, bir bakmışsın sokakların her yerini rengârenk yapraklar kaplamıştır. Kırmızının, sarının, turuncunun her türlüsü… Onları toplamak, hatta evin bir köşesine koymak istersin... Her şey sanki pastel renklere bürünmüş bir tablo gibi olur. Kurumuş yaprakların çıkardığı ses, uçuşan yapraklar bir şeylere veda eder gibidir. Biraz hüzün, biraz da keyif verir doğanın bu muazzam sunumu…
Bazen öyle pusludur ki hava, o pusun arkasında bilinmezlik, sınırsız bir gizem vardır. Birden bire ''bardaktan boşanırcasına yağan yağmur, düşer omuzlarımıza usulca… Yıkar ruhumuzu, arındırır tozdan, kirden, tekdüzeliklerden… (yağmurlu havalarda tüm taksiler yok olur. Sana bana değilse kime gidiyor taksiler bu havalarda? ☺) (Şemsiyeyi ilk defa kullandığını düşündüğümüz insan sayısını, 1 karış etek giyip, sonra da orasını burasını çekiştirmeye çalışanları da unutmayalım ☺)
Hayatta en değerli hazinemizdir nefes… O zaman rüzgârın getirdiği canlılığı çek içine… Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin… Pencere açık, yağmur sesi, rüzgârın sesi ve toprağın kokusu geldi! Tam mis gibi uyku havası var. (12 saat uyurum diyeni duyar gibiyim ☺)
Yağmurdan sonra sizce de hava bir mahcup olmuyor mu? Ben onu çok seviyorum… (Tabi yağarken dua etmeyi unutmayalım, yağmurda edilen dualar kabul olurmuş ☺) Bunu anlayabilen ve uygulayabilen her insan “mutsuzluğu kapının dışında bırakırmış’’… Yağmur, Yüce Allah’ın kullarına sevgisinin, şefkatinin, merhametinin en güzel, en mübarek timsaliymiş... Umutmuş, sabırmış… Yağmur bitmeyen bir aşk hikâyesiymiş... Buyurun yağmur seyrine...
Malum, sonbahar kışın gelişinin habercisi. Hani önümüzdeki günlerde sıkça duyacağımız şu ikide bir balkanlardan gelen, soğuk hava dalgası vardı ya veya son 33 yılın en soğuk günü, hafta sonu programı olanların duyacağı : "Bu akşam tüm yurt soğuk ve yağışlı havanın etkisine girecekmiş, sıcaklıklar hissedilir derece azalacakmış" haberleri… Kış mevsiminin sevilecek taraflarını düşünüp biraz kendimi rahatlatmak istedim. Ama yok… Bulamadım. Gülümseteni var aslında; ( Hani tüm kış sürekli “hava çok soğuk, donuyoruz” diye yazan bir grup var ya… İşte onlar olmasa tişörtle falan çıkabiliriz. Sayelerinde hasta olmuyoruz ☺ )
Ben tipik bir boğa burcuyum. Ev gibisi yoktur Boğa için! Soğuk havalarda mecbur kalmadığı sürece dışarı çıkmaz. Koltuğa yayılır, keyfine bakar! … İşte; eve kapanmamak için Kasım ayı başkadır…
Sonbahar; güzel temiz havayı ciğerlere çekip tutmak ve sonra bırakmaktır… Bahar yağmuru altında yürümek ve ıslanmak, yağmur sonrası toprak kokusunu en romantik şekilde teneffüs etmektir… ( Hayata bunca zaman gerçekçi baktın. Belki bundan sonra köşe başında birisi ile çarpışarak tanışıp, kendi romantik anlarını yaşarsın ☺ belli mi olur )
Çıkıp saatlerce caddelerde yürümenin, hüznünle yüzleşmenin, sonrasını düşünmeden âşık olmanın, kalbinin sesini dinlemenin... “Kasım ve Sonbahar” belki zamanıdır. Ne dersin?
Ve elbette; 1-7 Kasım Türk Harf Devrimini, 10 Kasım Atatürk'ün Ölüm Gününü, (Öldükten 79 yıl sonra bile sokakta hareket edenleri 1 dakikalığına durdurabilecek güce sahip tek lider, Mustafa Kemal Atatürk’tür. ) 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününü, 24 Kasım Öğretmenler Gününü, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününü unutmayalım…
Gelecek yazıda tekrar buluşmak üzere sevgi dolu, sağlıklı, huzurlu ve keyifli günler diliyorum.