Yeni yetmelerin AKP’yi ele geçirme operasyonu başarılı olabilir mi?

Bütün, değişim için yola çıkan hareketlerin kaderidir…  Amaçlarına ulaştıklarında durulurlar, öyle ya da böyle yerleşik kurumlarla uzlaşmaya ve dolayısıyla yozlaşmaya başlarlar.

Gökhan Kaya Gökhan Kaya

İlk zamanlar herkes omuz omuza başlamıştır mücadeleye, yoldaştır, eşittir… Bazıları, öne çıkanlar eşitler arasında birincidir. Lakin kurumları, iktidarı, gücü ele geçirdiğinde hareket, her şey değişir. Paranın akışını, iktidarı ele geçirmek eşitliği bozar.

Zamanla, oluşan ayrıcalıklı hizip iktidarını korumak için yollar, yöntemler yaratır.

Bunun tarihsel bir çözüm yöntemi vardır; Osmanlı’da devşirme dediğimiz sistem. Yönetim pozisyonundakiler hareket içindeki hiziplerle arasına mesafe koymak için hareketin içinden gelmeyen, köksüzleri etrafına dizer.

Devşirmeler, köksüzler hareketin içinden gelmedikleri için bütünüyle konumlarını iktidar hizbine borçludur. İktidar figürlerinin varlığını korumak onların en temel vazifesidir.

Halk arasında yağdanlık, yalaka, soytarı gibi sıfatlarla anılmalarının nedeni konumlarındaki bu zorluktan kaynaklanmaktadır.

Hele de iktidardaki kişi veya kişiler büyük şişkin egolara sahipse, adalet ve hakkaniyet duygusundan nasibini almamışsa bu kesimlerin apoloji yapmaları zorlaşır. Zamanla mantıki tutarlılık gömleğini de üzerlerinden atarlar, ahlaki kaygılarını bir tarafa bırakırlar.

Siyasi hareketin tarihini de yeniden yazarlar; yeni tarihe göre için bütün başarı bağlı oldukları liderliğin olağanüstülüğünden, karizmasından, dehasından kaynaklanmıştır.

Liderliği yüceltirken aslında hedefleri iktidar hizbi dışında kalan unsurları gözden düşürmektir.

İşte Davutoğlu operasyonunu yapan AKP’deki ‘yeniyetmelerin’ yetiştiği aralık budur.

Bunlar AKP’nin devşirmeleri, köksüzleridir. Kamuoyu onları Erdoğan danışmanları ve en yakınındakiler grubu olarak biliyor.

Yeniyetmeler açık ki Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte büyük bir tedirginlik yaşadı. Erdoğan’ın etkisinin parti içinde sona ermesiyle birlikte kendilerine diş bileyen eski kuşak liderlerin onları sahadan sileceğinin farkındaydılar.

Normali de bu olurdu.

Lakin Gezi isyanı ve 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları normal akışı radikal bir şekilde değiştirdi.

Bu iki gelişmenin önemli sonuçları oldu. Birincisi Erdoğan partiyi beraber kurduğu arkadaşları tarafından yalnız bırakıldı ve kişisel paranoyası arttı.

Devşirmelerden oluşan dar bir ilişkiler ağına sıkıştı.

Bu ilişkiler de ona durum hakkında rasyonel değerlendirmeler yapmak yerine paranoyasını arttıran, kendilerine daha çok yaslanmasını sağlayacak her türlü komplo teorisini ortaya atmaktan çekinmedi.

Gezi’de Yiğit Bulut, Marker Esayan, Cemil Ertem gibi devşirmelerin faiz lobisi, Telekinez vs açıklamalarını hatırlayın. Arınç, Gül sukunet, anlayış çağrısı yaparken Efkan Ala’nın göstericilere yönelik şiddeti arttırma direktiflerini…

Yine de bu bağ onları kurtarmazdı. Lakin 17-25 Aralık operasyonları ile önemli bir müttefik kazandılar. AKP’nin merkezine yerleşmiş, para ve rant ilişkilerini yönlendiren, adeta şirketleşmiş, yolsuzluk operasyonlarının hedefindeki AKP’liler ve onların çalıştığı işadamları için tek çıkış yolu haline geldiler.

Bu müttefikler için Erdoğan statükosunun sürdürülmesi partiden atılıp, hapse girmemeleri için adeta tek yol.

Peki bu Padişah Erdoğan Sadrazam Davutoğlu operasyonu başarılı olabilir mi?

* Bu strateji tamamen Erdoğan’ın büyük oy desteğine dayanıyor. Davutoğlu operasyonun başarılı olması için Erdoğan’ın fiili Başkanlık yapması ve AKP’yi yönettiğini, esas liderin kendisi olduğunu açıkça göstermesi gerekir. Bu da Anayasa’nın sürekli çiğnenmesine ve bir rejim krizi tartışmasına yol açacaktır.

* AKP 2015’te Anayasa’yı değiştirecek bir oy alamazsa ister istemez Türkiye’nin klasik parlamenter rejimi Erdoğan’ın etkisizleşmesine ve Davutoğlu’nun gerçek bir liderlik sınavı vermesine neden olur. Davutoğlu ilk seçimlerde bariz bir oy düşmesi yaşarsa ilk kurultayda Abdullah Gül karşısında eriyip gider, bu açıkça görülüyor.

Bana kalırsa AKP içindeki mücadele sakin ve efendi bir şekilde gerçekleşmeyecek. Devşirme sisteminin Osmanlı’da yerleşmesiyle birlikte gelenekselleşen bir şey de kardeş ve sadrazam katliamlarıydı.

Devşirmeler kendi tabanları olmadığı için rakiplerini tamamen yok etmek üzerinden işlerini görmek zorundadır. Davutoğlu’nun Başbakanlık yaptığı dönemde AKP teşkilatı içinde Gül ve Arınç destekçilerine yönelik çok sert tasfiyelerin olacağını söylemek kehanet olmaz.

Velhasıl gözüken o ki AKP aslında Gezi ve 17-25 Aralık operasyonları ile bölünmüştür, onu hala bir bütün gösteren tutkal iktidar ve Erdoğan’dır.

AKP’de Fetret Devri başlamıştır, parçalanmayla mı restorasyonla mı sonuçlanacağını hep birlikte göreceğiz.