Sivas katliamına kim ne demişti?

2 Temmuz 1993 tarihimizin en acı olaylarından birisi, bir şehrin ortasında aydın ve sanatçılar toplanan bir linç kalabalığı tarafından yakıldı.

Gökhan Kaya Gökhan Kaya

Bizim basınımızın çoğu sol kökenli, dönek diye tabir edilen duayen liberalleri vardır bilirsiniz.

Bunlar her iktidar döneminde basın içindeki pozisyonlarını korumayı başarmışlardır, ülkenin yöneticilerine ve halka evrensel demokrasi ölçüleri, hukukun üstünlüğü ve özgürlükler konusunda öğüt ve dersler verirler. Hemen hepsi Avrupa Birliği’ne katılımı savunur.

Lakin kritik dönemlerde aldıkları tutumlar pek de böyle değildir. Bir bakmışınız ağzını her açtığında evrensel özgürlük ölçüleri diyenlerin hepsi darbeyi savunmuşlar, Ahmet Kaya’yı gazete manşetlerinde linç etmişler, cezaevi katliamlarına ‘normaldir’ devlet kendini korudu demişler. Demişler de demişler…

2 Temmuz 1993 tarihimizin en acı olaylarından birisi, bir şehrin ortasında aydın ve sanatçılar toplanan bir linç kalabalığı tarafından yakıldı.

Bugün en başta söz konusu liberallerimiz bu katliamı halkımızın ortak bir acısı olarak anıyor. Aydınların fikirleri nedeniyle saldırıya uğramasını şiddetle kınıyor.

Peki o zaman ne demişler, nasıl böyle bir şey olur vahşet bu diye çığlık mı atmışlar?

Elbette dediyseniz doğru tahmin edemediniz. Şaşırtıcı ama çoğu ağız birliği etmişçesine Sivas katliamından birkaç gün sonra yazdıkları yazılarda ateist olduğunu açıkça söylediği için Aziz Nesin’i provokatör ilan etmiş.

Bakın ne demişler:

Mehmet Barlas
"Laikliği, kitlelerin öfkesine sürmeyelim!" başlıklı yazısında şöyle diyordu: Aydın olmak ve laik olmak inançlara saygısız olmak veya inanç sahiplerini küçümsemek değildir.

Cengiz Çandar
“İnançlara dil uzatan ve bu ülkede kan dökülmesinin provokasyonunu yapan gazete ve başyazarı Aziz Nesin’in benzer olaylara çanak tutmasına seyirci mi kalınacak, yoksa bu konuda yeni yasal düzenlemeler düşünülecek mi?”

Nazlı Ilıcak
"Müslümanlığa sövmek herhalde fikir hürriyetinin kapsamı içinde alınamaz. Aziz Nesin bir süredir belki de enteresan olabilme gayretiyle "sıra dışı" konuşmalar yapıyor halbuki mizah yazarı olarak kalsaydı, toplumumuz nezdinde şüphesiz daha saygı değer bir konumda bulunacaktı..."

Ertuğrul Özkök
“Böylece, bir tahrik, başka bir tahrikle büyüyor. Aziz Nesin’in hassasiyet yaratan, tahrike varan sözleri, karşı tahrikle birleşiyor ve hepimizi ciddi şekilde endişelendiren bu sonuç ortaya çıkıyor.”

Altan Öymen
"Aziz Nesin'in bir süreden beri yaptığı konuşmaların büyük çoğunluğumuzca hoş karşılanmadığı muhakkak"

Yalçın Doğan
"Önce Aziz Nesin'e 'artık dur' demek gerekiyor"

Fehmi Koru
"Komik hikayelere imza atan yazar Aziz Nesin, bu defa izleri uzun yıllar kalacak bir trajedinin kahramanı oldu. Sivas'ta ilk elde 35 kişinin ölümü, çok sayıda kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan arbede, onun merkezinde bulunduğu yoğun tahriklerle meydana geldi"

İşte bizim köşelerinde hala hukukun üstünlüğünden, fikir özgürlüğünden, çok seslilikten bahseden ‘liberallerimizin’ bağnaz bir linç cinneti karşısında nasıl yobazların kanatları altına girdiğini hatırlatan satırlar.

Zaten hep öyle olmadı mı? Darbecilerin, yobazların, hırsızların, katillerin sesi gür çıktığında demokratik kamuoyunun ne diyecekler diye baktıkları bu sesler hep susmadı mı, sinmedi mi?

Ülkemizde liberalin sokak dilinde yavşak olarak tercüme edilmesinin müsebbibidir bu satırları yazanlar, unutmayalım bir kenara not edelim.