Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15.30’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabineye başkanlık edecek. Kabinenin perşembe günü toplanması başkentte kabine değişikliği dedikodularına neden oldu. Hangi bakanlar gidecek hangileri kalacak. Yeni Şafak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i hedefe koymaya devam ediyor.
Ormanlarımız yanıyor, ciğerimiz, geleceğimiz yanıyor, orman yangınlarına neden olanlara çok ama çok ağır cezalar verilmesi ve ormanların biz insanlardan katı bir şekilde korunması gerekiyor. Hak etmiyoruz o ormanların keyfini çıkartmayı…
Özel sektörün toplam dış kredi borcu mayısta, 2024 yıl sonuna göre 18,1 milyar dolar artarak 2019 Kasım ayından bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı ve 190,4 milyar dolar oldu. Yunanistan’daki kriz kamu maliyesi kaynaklıydı, kamu gelirleri, memur ve emekli maaşlarını ödemeye yetmiyordu. 11 milyon kişi var ve 4-5 -5 milyon kişiye maaş ödeniyordu… Türkiye’deki kriz ise o zamanlarda korktuğum gibi oldu.
Reel sektör ve bireysel ekonomiler iflas ediyor. Vatandaş iflas ediyor. Vatandaş iflas ederse devlet olur mu? Bugün vergi toplamak için vatandaşın elindeki avucundaki ne varsa alınıyor. Adamın parası yok ki, kazanamıyor ki vergi ödesin. Neticede orta çağ vergi anlayışına bezer bir zulüm yaşanıyor.
Erdoğan neden kaybediyor?
Gelelim bugünün temasına…. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan neden sürekli oy kaybediyor?
Sayın Erdoğan ilk belediye başkanı seçildiği gece oradaydım. Sonra da tüm gelişimi gazeteci olarak takip ettim. Farklı bir profil çiziyordu. Ancak bir tarihten sonra -ki genelde 2. Başkanlık dönemiyle bu değişim daha hissedilir oldu- ciddi bir değişim gözlemledik.
Seçimlerde Sayın Erdoğan’a oy veren halk yerel seçimlerde ya da milletvekilliği seçimlerinde başka partilere oy verdi.
CHP’ye oy veren bir seçmen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’a oy verdi mesela, kimsenin kimseye oyunu nasıl kullandığı için kızmaya hakkı yok.
Kurt politikacı Erdoğan her zaman kazanmasını bildi. Ancak son dönemde kaybetmek için elinden geleni yapıyor. Sadece CHP’li olduğu için, onu da seçen vatandaşların oylarıyla seçilen belediyelerin çalışmasını engellemek için her türlü yola başvurdu. Son olarak da yılbaşından bu yana belediye başkanları ve CHP’li yerel yönetim bürokrasisi gözaltı, tutuklama, iftiralarla karşı karşıya…
Ve buna rağmen halkın desteği azalıyor.
Eğer Erdoğan bu dönemi farklı değerlendirseydi…
CHP’li belediye başkanları ile onların zaten hazır olduğu sağlıklı iletişimi kurabilseydi ne olurdu?
Belediyelerin açılış törenlerine o da davet edilseydi, Cumhurbaşkanlığı ve AKP protokolünde halkın oylarıyla seçilen belediye başkanlarına hak ettiği yeri verseydi ne olurdu? Daha gülümseyen, daha ılımlı bir politika izleseydi, mesela halkın oylarıyla seçilen CHP’li belediye başkanlarını görevden uzaklaştırıp yerine halkın seçmediği AKP’li kişileri başkan yapmasaydı nasıl olurdu?
Ben size söyleyeyim, Erdoğan hala önce olabilirdi. Ekrem İmamoğlu b-hala belediye başkanı olurdu ama CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı açıklanmamış olurdu. Bugün Sayın Erdoğan, iktidarını kullanarak politik rakibini aday olmaktan uzaklaştırmış görünüyor. Halkta bunun karşılığı var.
İstanbul’da yapılan son ankete göre 39 ilçenin sadece 4 tanesinde Erdoğan önde görünüyor. Bunun da nedeni bir önceki seçimde ona oy verenlerin bir kısmının artık ona değil Ekrem İmamoğlu’na oy verecek olması. Ve kim ne derse desin bu sonuç sayın Erdoğan’ın izlediği sert politikanın sonucudur.
NOT: Bu analiz sadece yerel seçimlerle bağlantılı olarak yapılmıştır. Ekonomiden, eğitimden, adaletten dış politikaya kadar çok fazla değişken söz konusudur.