Abone Ol

Ezgi Sarıkçıoğlu: Yıllardır kurduğum bir hayal gerçekleşiyor

İş Sanat'ın Parlayan Yıldızlar serisinin ocak ayındaki konukları keman sanatçısı Ezgi Sarıkçıoğlu ve piyanist Başak Merev oluyor.

Yıllardır kurduğum bir hayal gerçekleşiyor

Sarıkçıoğlu ve Merev, 25 Ocak Pazartesi akşamı saat 20.30'da Milli Reasürans'ta ücretsiz gerçekleşecek konser öncesi soruları yanıtladı.

Müziğe nasıl başladınız? Çocukluğunuzda yeteneğiniz fark edilir boyutta mıydı? Aileniz mi yönlendirdi, yoksa içten gelen bir ilginiz mi vardı?

Ezgi Sarıkçıoğlu: Müziğe olan yatkınlığımı babamın keşfetmesi üzerine ailemin de desteğiyle konservatuvardaki eğitimime başladım. Küçük yaştan itibaren kemana karşı ilgim vardı.

Başak Merev: Müziğe olan ilgimi ilk olarak ailem fark etmiş. Ben bebekken annem yemek saatlerinde radyoyu açarmış. Ne zaman radyoda bir müzik başlasa ben yemek yemeyi bırakır, ilgili gözlerle etrafa bakınırmışım, duygulanırmışım. Müzik ve sanatın diğer alanlarını seven, ilgiyle takip eden bir ailem olduğu için şanslıyım. Annem ve babam çok sesli bir koroda koristtiler, ben de burada büyüdüm. 3 yaşında piyano ve ritim dersleri almaya başladım. 6 yaşında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na girerek piyano çalmak istediğime karar verdim.

Eğitiminizden ve bugüne kadar katıldığınız masterclass’ların size kattıklarından bahseder misiniz?

Ezgi Sarıkçıoğlu: Katıldığım masterclass’lar yıllar geçtikçe bana farklı kaliteler, deneyimler kazandırdı diyebilirim. Enstrümanım üzerindeki hâkimiyetim arttıkça, çalışma olanağı bulduğum farklı müzisyenlerin yönlendirmeleriyle yorum açısından değişik önerileri deneyimleyerek hızla ilerleme kaydettiğimi düşünüyorum.
Başak Merev: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda 7 yıldır piyano öğretmenim olan Metin Ülkü, farklı hocalarla çalışmam konusunda bana hep destek oldu. Ailemin de desteğiyle Salzburg Mozarteum Üniversitesi’nde Andreas Weber ve Arnulf von Arnim, Varşova Chopin Müzik Akademisi’nde Jerzy Sterczynski, İtalya Cervo Yaz Müzik Akademisi’nde Arnulf von Arnim’le çalışma fırsatı buldum. İdil Biret, Gülsin Onay, Micha Dacic, Peter Katin, Nikolai Demidenko gibi değerli piyanistlerle çalışmak da çok güzel deneyimlerdi. Ustalık sınıflarına katılmak, farklı sanatçılardan görüşler almak kendi yolumu bulmamda bana katkı sağlıyor diye düşünüyorum.
Ezgi Sarıkçıoğlu: Yıllardır kurduğum bir hayal gerçekleşiyor - Resim: 1

Uluslararası birçok yarışmada sahne aldınız. Bu deneyimler size neler kazandırdı?

Ezgi Sarıkçıoğlu: Sahneye çıkma dışında gerek yorum gerek müzikal anlayış açısından farkındalığımın artmasında büyük rol oynadı.
Başak Merev: Yarışmaları kendimi geliştirmek için bir araç olarak görüyorum. Kendi tecrübelerimden yarışmaların seviyemi ilerletme konusunda yararlı olduğunu fark ediyorum. Ben kendimle yarışıyorum. Çünkü her bireyin kapasitesi farklıdır. Kendimi daha iyi bir noktaya taşımak için çalışıyorum. Sahnede olmak çok güzel bir duygu, yurtdışında ve ülkemde bu deneyimleri edinmiş olmak çok güzel.

İş Sanat’ın Parlayan Yıldızlar serisinde sahne almak size ne hissettiriyor?

Ezgi Sarıkçıoğlu: Yıllardır kurduğum bir hayal gerçekleşiyor, tabii ki çok heyecanlıyım! Çok az kaldı konsere, hala her gün o sahnede çalıyor olmanın hayalini kuruyorum. Şunu da belirtmek isterim ki İş Sanat çatısı altında bu seneki Parlayan Yıldızlar’dan biri olmaya hak kazandığım için çok mutluyum. Bu, Türkiye’deki genç yeteneklere, belki de daha önce hiç böyle bir şans yakalamamış yetenekler için çok çok büyük bir olanak. Bu imkânı bizlere tanıyan Sayın Serdar Yalçın ve ekibine çok teşekkür ederim.

Başak Merev: İş Sanat’ın Parlayan Yıldızlar projesi beni hep heyecanlandırmıştı. Bu sene proje kapsamında seçilerek konser verecek olmak çok güzel bir duygu. Ayrıca proje kapsamında birçok müzisyen arkadaşımı da dinleme fırsatı bulacağım. Müzik dolu günler bizi bekliyor...

Konser repertuvarını nasıl oluşturdunuz? Bu bestelerin sizdeki yansımaları nelerdir?

Ezgi Sarıkçıoğlu: Konser Beethoven’ın en çok bilinen ve sevilen keman ve piyano sonatlarından biri olan ilkbahar sonatıyla başlayacak. Yüzyıla damgasını vuran kemancı ve besteci Eugene Ysaye’nin virtüöz Jacques Thibaud’a ithaf ettiği 2. Solo sonatı ile devam edecek. Keman repertuarına bir çok virtüöz eser kazandıran ünlü kemancı ve besteci Henry Wieniawski’nin 2 numaralı Polonaise Brilliante’ı ile program sona erecek.

Başak Merev: Bach, Beethoven, Chopin ve Scriabin’in eserlerini seslendireceğim. Her eserin benim için yeri ayrı ama Scriabin etütlerden çok etkilendiğimi söylemeden geçemem. Bir bestecinin eserini seslendirmeden önce o besteciyle arkadaş olmaya çalışıyorum ben. “Şu an hayatta olsaydı ve yaşıt olsaydık acaba bana yazdığı eser hakkında neler söylerdi?” diye düşünmeden olmuyor. Sonra eserin bendeki yansımasına bakıyorum. Scriabin’in konserde seslendireceğim Op.8 No:8 ve No.12 etütlerinin bende hissettirdiği duygular çok özel.

Ezgi Sarıkçıoğlu: Yıllardır kurduğum bir hayal gerçekleşiyor - Resim: 2

Keman/ piyano konusunda hangi yorumculardan etkilendiniz, öğrenciliğinizin ilk yıllarında idolleriniz kimlerdi, zaman içinde bu sanatçılara bakışınız değişti mi?

Başak Merev: İdil Biret ve Gülsin Onay’ın kayıtlarını dinleyerek piyanoya aşık olduğumu söyleyebilirim. Vladimir Horowitz, Arturo Benedetti Michelangeli, Samson François, Dinu Lipatti plaklarını keyifle dinlediğim sanatçılardan sadece birkaçı. Zaman içerisinde yaptıkları müziğin ne kadar derinlikli olduğunu keşfettim, ilginç kişilikleriyle de beni etkilemeyi sürdürüyorlar.

Nasıl bir çalışma temponuz var?

Ezgi Sarıkçıoğlu: Kendimi günün her saatinde çalışabilecek uygunluğa getirmeye çalışırım. Şu sıralar çalışmalarımı daha çok günün ilk saatlerinde yapmaya özen gösteriyorum.

Başak Merev: Yoğun bir tempom var ve ilk yıllarda bu tempoya ayak uydurmak pek kolay olmuyordu. Çalışmalarda disiplin ve konsantrasyon çok önemli. Çalışmaya enerji bulabilmek için de sağlıklı beslenmek ve spor yaparak vücudu dinç tutmak gerekiyor.

Bir gün aynı sahneyi paylaşmak isterim dediğiniz solistler, orkestralar hangileri?

Başak Merev: İdil Biret, Martha Argerich, Nathalie Stuttzmann gibi değerli kadın sanatçılarla aynı sahneyi paylaşmak çok keyifli olurdu. Geçen sene solist Kyrstian Zimerman’ı Berlin Filarmoni Orkestrası ile izlemek için Berlin’e gitme fırsatım oldu. Berlin Filarmoni Orkestrası çok başarılı bir orkestra, onları orkestra şefi Sir Simon Rattle yönetiminde izlemek büyüleyiciydi. Piyanist Kyrstian Zimerman, dinlemekten hep zevk aldığım bir sanatçı, canlı dinlemekse bambaşka bir deneyimdi. Konser sonrası kendisiyle konuşma fırsatım oldu, onunla tekrar bir araya gelmeyi çok isterim. Ona bir şeyler çalmak, yorumlarını almak çok faydalı olurdu.

Radikal