Abone Ol

Mercan Dede: AK Parti'den kurtulmak isteyenlerin CHP'ye oy vermeye devam etmeleri trajikomik

Arkın Ilıcalı, Posta Gazetesi Hafta Sonu Ekleri Yayın Yönetmeni Işıl Cinmen'e 'Lütfen bana ‘sen’ de. Buyur otur, konuşalım' diyerek hayatının çerçevelerinden bazılarını kendine has üslubuyla, samimi bir dille anlattı.

Mercan Dede: AKP'den kurtulmak isteyenlerin CHP'ye...

Beş yaşındayken radyoda bir ses duyup annesine 'Bu ne?' diye soran Mercan Dede (Arkın Ilıcalı) Ney’i ilk kez bir dolmuşta dinliyor, 12 yaşında semazenleri görüyor.

Sanat ve tasavvufu buluşturan Mercan Dede dokuz isme sahip ancak dördü gizli. Hep kalbini takip ettiğini söylen Ilıcalı, düştüğünü hissettiğinde ney üflüyor. 25 yıldır televizyon izlemediğini, televizyonun, sürekli çöp ürettiğini söylüyor.

"Alternatif bir dünya kuramıyorsam muhalif olmak neye yarar?"

Politikanın insanları böldüğünü, sanatın ise  birleştirdiğini belirten müzisyen, "Sanat, politikanın üzerinde durur. Ben muhalif olmaktan ziyade alternatif bir dünya yaratmak tarafındayım.  Muhalif olup da alternatif bir dünya kuramıyorsam muhalif olmak neye yarar? AK Parti’den kurtulmak isteyenlerin tembelliğinden yeni bir parti yaratamayıp CHP’ye oy vermeye devam etmeleri trajikomik. İki şeyden umudum yoksa umutla dolu yeni bir şey yaratmaya çalışırım. Bu politik bir tavır ama adı politika değil" diyor.

Arkın Ilıcalı, Posta Gazetesi Hafta Sonu Ekleri Yayın Yönetmeni Işıl Cinmen'e 'Lütfen bana ‘sen’ de. Buyur otur, konuşalım' diyerek hayatının çerçevelerinden bazılarını kendine has üslubuyla, samimi bir dille anlattı.

"Aklı başında kimse evinin içine çöp atmaz"

Evdeki televizyonunu masa yaptığını, internet kanallarından bilgi aldığını belirten Mercan Dede televizyona bakışını şöyle özetliyor: "25 yıldan fazla oldu. Evde hiç açmadığım bir televizyon vardı, onu masa yaptım. Çok da güzel oldu. Neler olup bittiğinden haberdarım, güvendiğim internet kanallarından bilgi alıyorum. İzleyeceğim şeyi kendim belirliyorum. Aklı başında kimse evinin içine çöp atmaz. Televizyon, sürekli çöp üreten bir makinedir. Kendi iç değerlerimizi ezip geçen, bayağılaştıran tehlikeli bir araç. Neden başkalarının yarattığı kötü bir filmi hayatımızın fon sesi haline getirelim ki?"

"Bu politik bir tavır ama adı politika değil"

Politik biri olmadığını işlevinin politika üstü olduğunu aktaran müzisyen,  bireysel olanın politikliğine işaret ederek, "Ben doğru olduğuna inandığım şeyleri yaratmaya odaklandım. Birinden kurtulmak için diğerinden de kurtulman gerektiğini anlamadıysan umut zaten çok az. İki şeyden umudum yoksa umutla dolu yeni bir şey yaratmaya çalışırım. Bu politik bir tavır ama adı politika değil" dedi.


Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz