Abone Ol

FETÖ'cü subay itirafçı oldu: İsimleri tek tek verdi! İşte o ifade...

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, örgütte 22 yıldır yer alan bir subayın ifadeleri ortaya çıktı.

FETÖ'cü subay itirafçı oldu: İsimleri tek tek verdi! İşte o ifade...

Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen subay, "gizli tanık" olarak savcılığa örgüt ve kendisinin örgütün talimatıyla yaptığı eylemlere ilişkin çarpıcı ifadeler verdi. Gizli tanık "Sel" ifadesinde, 22 yıldır örgüt içerisinde bulunduğunu, ilk olarak İstanbul'da ortaokul sıralarında FETÖ ile tanıştığını belirterek, ''Cemaatten bir abi ile tanıştım. Bana 'Başarılı bir öğrencisin, seni fen lisesi imtihanlarına çalıştırayım' dedi. Ben de babamın ilgisizliği, alkol alışkanlığı nedenleriyle bu teklifi kabul ettim. Cemaatin evine ders çalışmak için gidip gelmeye başladım. Babam öğrenince çok kızdı ama ben gizli gizli ders çalışmak gitmeye devam ettim.'' bilgisini verdi.

Sınava girmeden önce kendisine askeri lisede okumak isteyip  istemediğinin sorulduğunu, kendisinin de teklifi kabul ettiğini ifade eden Sel,  şunları anlattı: ''Teklifi yapan abi bana formları getirdi. Formları doldururken  cemaate ne derece bağlı olduğumu anlamak için beni teste tabi tuttular. Abi bana  'Hoca Efendiyi korumak için elinde bir el bombası olsa onun pimini çeker misin?  Kendini hoca efendi için feda eder misin? diye sordu. Ben de evet dedim. Daha  sonra formaları doldurduk ailemin doldurması gereken yerlerde de vardı. Onlar da  itiraz etmeden doldurdu. Formları abiye verdim, o götürdü ve teslim etti. Nereye  götürdüğünü de bilmiyordum. 1994 yılında Kuleli Askeri Lisesi sınavına girmeden  iki gün önce abiler bana sınavda çıkacak 50 soruyu getirdiler. Soruyu çöz  cevabını ezberle dediler. Sınavda çıkan sorular abilerin getirdiği sorular ile  aynıydı. Sınavdan, asil listeden kazanacak şekilde puan aldım. Abiler beni tebrik  ettiler ve iki haftada bir sivil kıyafetler ile eve gelip gitmemi söylediler.  Abiler, 'Gözle namaz kılın, ortama ayak uydurun, kendinizi belli etmeyin, sizin  gibi olan öğrencilerden uzak durun, sizden kimse yok orada. Eve gelirken farklı  yolları kullanın' şeklinde telkinlerde bulunuyorlardı.''

Gizli tanık Sel, askeri lise eğitimi boyunca gizliliğe dikkat  ettiğini, gözüyle namaz kıldığını ve ortama ayak uydurduğunu dile getirerek, "O  dönemde askerin ve istihbaratın araştırması, aile üyeleri üzerinden yapılıyordu.  Babam sınav formuna dahi içki kullandığını yazmıştı. Babamdan dolayı benim  sakıncalı biri olmayabileceğim düşünülmüştür.'' değerlendirmesini yaptı.

Askeri lisesinin son sınıfında ''abi''lerin kendisine hoşlanmadığı  birilerinin var olup olmadığını sorduklarını, bunun üzerine birkaç isim verdiğini  aktaran Sel, bu süre zarfında ilk defa aynı okulda okuyan ve örgütten olan M.D.Ö  ve İ.Ö ile tanıştırıldığını, bu iki ismin de Ankara'da subaylık yaptığını ancak  darbe girişiminin ardından gözaltına alınıp alınmadığını bilmediğini aktardı.

OKULDA BİRBİRİMİZİ TANIMIYORDUK

Gizli tanık Sel, örgütün yaz kamplarına ailesi yüzünden çok  katılmadığını çünkü ailesinin hala bu ilişkisini bilmediğini belirterek, askeri  liseden sonra Hava Harp Okuluna geçtiğini ve FETÖ ile ilişkisinin burada da  sürdüğünü, sadece kendileriyle ilgilenen kişilerin değiştiği ifade etti. Hava Harp Okulunda okuyan ve örgütten olan öğrencilerle tanıştıklarını  ancak okulda birbirlerini tanımayacak şekilde davranışlarda bulunduklarını  aktaran Sel, okul bittikten sonra teğmen olarak İstanbul'da göreve başladığını  dile getirdi.

Maaş almaya başladıktan sonra ücretinin yüzde 10'nunu ''himmet'' adı  altında örgüte teslim ettiğini, Zaman ve Sızıntı Dergisine abone olduğunu ancak  sadece parasını verdiğini gazete ve dergilerin başka adreslere gittiğini aktaran  Sel, şöyle devam etti:

''İstanbul'daki yeni görevimde, abiler bana 'Ortama ayak uydurarak  aşırıya kaçmadan alkol almamı, günahının kendilerine olduğunu' söylüyorlardı. 28  Şubat sürecinde sırf eşi başörtülü diye ordudan atılanların olduğunu anlattıkları  için ben de bu gelişmeleri görüp ordudan atılmamak için aslında mantıklı gelmeyen  'abilerin' tavsiyelerine uydum.'' diyen gizli tanık Sel, emekli Orgeneral İbrahim  Fırtına'nın da bir yıl boyunca korumalığını da yaptığını daha sonra kendi  isteğiyle Hava Harp Okuluna tayinin çıktığını kaydetti.

FETÖ ASKERİ MAHKEMEYE MÜDAHALE ETMİŞ

Gizli tanık Sel, evlenmek istediğini örgütteki ''abilere''  söylediğini, bunun üzerine bir eve götürüldüğünü ve buraya evlendiği eşinin de  örgütteki "ablalar" tarafından getirildiğini belirtti. Eşiyle tanıştıklarını, daha sonra da birkaç kez görüştükten sonra  2008'de yılında evlendiklerini aktaran Sel, "Abiler düğün yapmamı istemediler.  Sadece yemek verin diye tavsiyede bulundular. Ailem karşı çıktığı için düğün  yaptık. Ancak düğünüme cemaatten kimse gelmedi. Abiler bana evlenirken, Fetullah  Gülen'in giyilmiş bir atletini hediye olarak vermişlerdi. Beni koruyacağını  söylemişlerdi. Ben de özel günlerimde beni koruması için bu atleti giydim."  ifadelerini kullandı.

Düğünün ardından görev yaptığı sırada telsizinin çalındığını ve askeri  mahkemede ''askeri eşyayı kaybetme'' suçundan kendisine dava açıldığını aktaran  gizli tanık Sel, ''Bu suçtan ceza almam durumunda kurmay olmam mümkün değildi.  Bunu 'abilere' söyledim. 'Çok sıkıntı olmaz, hallederiz' dediler. Dava sonunda  'askeri eşyayı kaybetme' suçundan değil 'eşyanın bedelinin tazmin edilmesine'  yönelik bir ceza aldım.'' ifadelerini kullandı. Harp Okulunda görev yaptığı dönemde "abilerin", kendisinin timinde  bulunan ve FETÖ'ye karşı olan askerlerin isimlerini verdiklerini aktaran gizli  tanık Sel, bu askerlerin hatalarını affetmediğini ve daha ağır cezalar verdiğini  dile getirdi.

Sel, "abilerin'" okuldaki öğrencilerle çok ilgilendiklerini, buna dair  birçok taleplerinin olduğunu, kendisininde okuldan aldığı isim listelerini ve  askerlerin disiplin durumlarını "abilere" verdiğini ifade etti. Gizli tanık Sel, MİT müsteşarının ifadeye çağrılması olayından sonra  2012'de yaşananlar nedeniyle bazı askeri öğrencilerin FETÖ'yü terk etmeye  başladıklarını "abilerin" kendisine söylediğini, bu öğrencilere de olumsuz  yaklaşımlar sergilediğini anlattı.

DÖRDÜNCÜ LEVENT'TEN GELDİM

Gizli tanık Sel, kazandığı İstanbul Harp Akademisinde 2 yıl görev  yaptığını, akademide görevliyken kendilerine makale sunma ve bu kapsamda yurt  dışında çalışma imkanının sunulduğunu ifade ederek, devletin imkanıyla 2014'te  ABD'ye gittiğini ve örgüt elebaşısı Fetullah Gülen'i ziyaret ettiğini belirtti.

Ziyarete gitmeden önce "abilerden" bilgi aldığını aktaran Sel,  "Amerika'ya vardıktan sonra Pensilvanya'ya geçtim. Ziyaret öncesinde Gülen'in  odasına girmeden önce nasıl davranmam gerektiği söylemişlerdi ve 'Nereden  geldiğin sorulursa Dört Levent'ten geldiğini söyle' demişlerdi. İçeri girdikten  sonra Gülen 'Nereden geldiğimi sordu? Ben de Dört Levent dedim. Gülen de 'Allah  muvaffak etsin' dedi. Dört Levent'in anlamı askeri akademinin 4. Levent'te  olmasından dolayıdır. Kısa süren ziyaretin ardından Pensilvanya'dan ayrıldım.''  bilgisini verdi.

Gizli tanık Sel, İstanbul Harp Akademisinin ardından tayin olduğu  Adana'da görev yaptığı sırada bir komutanıyla yaptığı ilginç görüşmeyi de şöyle  anlattı: "Bu komutan ile telefon görüşmemizde bir firmanın komutanlığa malzeme  getirip getirmediği sordum. O da bana 'Ben sana bu konuyu söylemiş miydim?' diye  sordu. Ben de hangi konuyu deyince, 'Gel bunu sonra konuşalım, telefonda  konuşulmaz' dedi. Müsait bir zamanda yanına gittim. Konuya 'Sen FETOŞ musun?'  diyerek başladı. Ben önce tedirgin oldum. Ancak belli etmemeye çalıştım. 'Hayır'  cevabı verdim. Bu kez 'Üs komutan FETOŞ mu?' dedi. 'Bilmiyorum' dedim. 'O zaman  niye bu firma ihaleleri alıyor?' dedi. Ben de bir Hava Kuvvetleri Komutanı ile  konuşulanları duyduğumda bu firmanın diğer firmalara göre fiyatı düşük tuttuğunu  bu nedenle tercih edilmiş olabileceğini söyledim. Komutan da bana bu firmanın  sahiplerinden birinin yurt dışına kaçtığını, firmaya da operasyon yapılacağını  duyduğunu anlattı. Böyle bir şeyin olması halinde kendisi ile destek grup  komutanı ve üs komutanın yanacağını söyledi. Ben de bu konuşmayı 'abiye'  anlattım. Abi bana 'Demek ki üsteki cemaatçileri tespit etmek için bir faaliyet  yürütülüyor' dedi. Ben de ona 'Firmanın adamı bizden ise bir daha üsse gelmesin.  Üs komutan da bizdense ona da söyleyelim zarar görmesin' deyince 'Üs komutanı  bizden değil' dedi.''

EŞİNE DE KPSS SORULARI VERİLMİŞ

İfadesinde eşiyle ilgili de bilgiler veren gizli tanık Sel, eşinin  2009 KPSS'de öğretmenlik sınavını kazanmasında ''abilerin'' faydasının olduğunu  belirterek, ''Eşime, Kuran'a el bastırılarak yemin ettirildi ve sınavda sorulacak  tüm soruların beş altı tanesini yanlış cevaplı olarak bize verdiler. Yüz  alınmasını istemiyorlardı.'' beyanında bulundu.

UZMAN ÇAVUŞLARA DÜŞÜK PUAN VERDİM...

Bu yıl Türkiye genelinde Hava Kuvvetlerince alınacak uzman çavuşların,  alım heyetinde görev aldığını dile getiren gizli tanık Sel, ''Bu alımdan önce bir  'abiyle' buluştuk. Bana uzman çavuşluk aday bilgi formundan bir tane örnek  gösterdi. Bu formda yer alan çaprazlama boydan boya devam eden filigramın son iki  rakamı ile belgede sağ üst köşede yer alan grup numarasının son iki rakamının  aynı olan adayların menfi olduğunu ve bunların kabul edilmemesi gerektiğini bana  Kuran'a el bastırarak anlattı. Daha sonra yapılan uzman alımı sınavında, böyle  gördüğüm adaylara düşüp puan vererek, kabul etmedim. Düşük puan verdiğim adaylar  kazanamadı.'' ifadelerini kullandı.

Gizli tanık Sel, örgüt elebaşısı Fetullah Gülen'in ''bir duası üzerine  ordudan atılan bir subaya'' ilişkin bir abinin kendisine bir anektod  anlatıldığını beyan ederek olayı şöyle aktardı: ''Cemaatten bir 'abi'nin bana anlattığı olaya göre, İstanbul Hava Harp  Okulu Komutanlığında kendilerinin 'menfi' olarak belirttikleri ve cemaat aleyhine  bilgi topladıkları bir subay varmış. Yine örgütten olan bir subayın Amerika'ya  gittiğinde bu konuyu Fetullah Gülen'e aktarmış. Gülen de 'dua edelim, bu menfi  personel 10-15 güne kadar atılsın' dediğini ve gerçekten de kısa bir süre sonra  bu 'menfi' personelin komutanlıktan atıldığı söylenmişti. Atılan kişinin adını  hatırlamıyorum ama kayıtlardan bakılabilir. Bu olayı yine örgütte yer aldığını  tahmin ettiğim başka bir subaydan daha dinlemiştim. Bu subayda bana, söz konusu  kişiyi ordudan 'uygunsuz davranışlar' gerekçesiyle tutanak tutup nasıl attığını  anlatmıştı.''

Hava Harp Okulunda birlikte çalıştığı ve daha sonra darbeye  teşebbüsten dolayı açığa alınan subay E.Ş'nin, halen askeri hakim olarak görev  yapan F.A ve şu an nerede görev yaptığını bilmediği ancak bir ara MİT'te asker  olarak çalıştığını duyduğu bir subayın, Hava Harp Okulunda birlikte gezerek  personelin eksiklerini aradıklarını, bulduklarında disipline sevk ederek ceza  almalarını sağladıklarını duyduğunu anlatan gizli tanık Sel, ''2006 yılından  itibaren İstanbul Hava Harp Akademisinden mezun olan kurmayların büyük  çoğunluğunun yüzde 90 oranında cemaatçi olduğunu tahmin ediyorum.'' iddiasında  bulundu.

Suriye sınırında Suriye uyruklu bir savaş uçağının 2014 yılının mayıs  ayında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından düşürüldüğünü anımsatan gizli  tanık Sel, ''Bundan birkaç ay sonra da bir helikopter düşürülmüştü. Uçağı ve  helikopteri düşüren pilotlar sonradan kurmaylığı kazandı. İstanbul'da konuştuğum  cemaat abisi bunların da cemaatten olduğunu bana söylemişti.'' bilgisini verdi.

AKIN ÖZTÜRK'ÜN EMİR SUBAYI DA FETÖ'CÜ

Gizli tanık Sel, örgütteki ''abi'' diye tabir edilen kişilerin, 17-25  Aralık olaylarından sonra hangi bazı mağaza-marketlerden alışveriş yapılmaması  gerektiği yönünde talimat verdiğini, bu süreçte gizlilik ve daha dikkatli  olunması gerektiği yönünde telkinlerde bulunduklarını belirterek, ''Ben kurmay  bir üst rütbeli askerim. 22 yıldır da bu cemaatin içindeyim. benim şahsi  kanaatime göre bu silahlı kalkışma eyleminin benim gibi daha evvelden TSK  bünyesine yerleştirilen FETÖ/PDY mensuplarınca planlandığını ve uygulandığını  düşünüyorum.'' bilgisini verdi. Etkin pişmanlıktan yararlanmak amacıyla birçok itiraflarda bulunan  gizli tanık Sel, görev yaptığı tüm illerdeki FETÖ'cü olarak bildiği  subay-astsubay ile örgütteki ''abi'' diye tabirlerin isimlerini savcılığa tek tek  vererek, şahısları fotoğraftan da teşhis edebileceğini aktardı.  Sel, örgütte yer alan ve ismini verdiği kişilerden birinin FETÖ'nün 15  Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturmada tutuklanan eski YAŞ üyesi olan eski  Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün emir subaylığını yaptığını öne sürdü.

İSİMLERİ TEK TEK SAVCIYA BİLDİRDİ

Gizli tanık Sel, darbe girişimi sonrasında kendisiyle ilgili delilleri  nasıl yok ettiğini de şöyle anlattı: ''Darbe girişimi nedeniyle soruşturmalar başlayınca benim de bu  faaliyetlerimin tespit edilmesi durumunda ordudan atılabileceğim düşüncesi beni  korkuttu. Önce ne yapacağıma karar veremedim. Abiler 'cemaat' üyelerine ve  yaptıkları görüşmelere dair kayıt tutarlar. Bu veri tabanı o 'abinin'  bilgisayarında kayıtlıdır. Bizim görev yaptığımız birlikler ve görevli kişilere  ilişkin tüm bilgiler yer alır. Darbeye karışan kimselerin evlerinde arama  yapıldığını basından duydum. Benim de evde bulunan Harp Okulunda kullandığım  bilgisayarımda ve bir flash bellekte 'cemaate' ilişkin bilgiler vardı. Bunların  aleyhimde delil olarak kullanılabileceğini düşünerek, akıllı cep telefonlarım  dahil hepsini kırarak çöpe attım.''  Sel, 22 yıl boyunca içinde bulunduğu FETÖ'de yer alan tüm şüphelilerin  isimlerini savcılığa bildirdi. Tanığın ifadesini alan savcılığın, ifade  tutanaklarını ve verdiği isimleri ilgili makamlara gönderdiği öğrenildi.