Abone Ol

Akşener: Ucube Sistemden Kurtuluşun Önünde Tıkaç Olmayacağım

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı yönündeki soruya "Türkiye'nin bu ucube sistemden kurtuluşunun önünde tıkaç olmayacağım. Kurtuluşu zora sokacak, toz zerresi kadar bir davranış içine girmeyeceğim" cevabını verdi.

Akşener: Ucube Sistemden Kurtuluşun Önünde Tıkaç Olmayacağım

Akşener, Millet İttifakı'na ilişkin de "Ben onlar adına konuşmaktan çekiniyorum, nezaketen. Nazik ve zarif olmaya gayret etmeliyiz o saklı kalmak kaydı ile hem Gelecek Partisi'nin hem DEVA'nın Hem Saadet Partisi'nin hem CHP'nin birlikte bir sistemde yer alması gerektiğine inanıyorum. HDP ayrı girmeli, benim kendi fikrim. Biz parlamenter sisteme geçinceye kadar farklılıklarımızı muhafaza edip müştereklerimizi öne çıkarıp hareket etmemiz gerekir" dedi.

KARAR TV'de Taha Akyol ve Elif Çakır'ın sorularını yanıtlayan Akşener, MHP'nin anayasa teklifi için, "Düzeltme amaçlı bir masada olmayacağız. Fakat Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nden vazgeçip parlamenter demokrasiye geçiş ile ilgili oturup konuşmaya varız" ifadesini kullandı.

Akşener, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisi için kullandığı 'stajyer bakan' sözüne ilişkin de, "Övünüyorum bu stajyer bakan sözünden. Bu stajyer bakan vesayet odakları ile hem de bir kısmının belinde silah varken, onlara kafa tuttu ama patronunun önünde kafayı eğmedi" açıklamasında bulundu.

Son dönemdeki intihar vakalarına ilişkin de konuşan Akşener, "Başbakan'ın önünde yazar-kasa atılmıştı. Kimse 'Niye attın, hain, vatan haini' demedi. Bu ne biliyor musunuz? Yokluk var, yokluk. Açlık var, açlık. Esnafı geziyorum, 4'e kadar siftah yapmamış esnaf var" ifadesini kullandı.

Akşeneri parlamenter sisteme dönüşe ilişkin de taslak plan oluşturduklarını belirtirken, "Kendi partimizin içinde yoğurduk ve bir taslak metin oluşturduk. Kapanmalar nedeniyle açıklayamadık. 26 Mayıs'ta grup konuşmam açıklayacağım. Fakat Allah'ın emri değil. Bu bir yol haritası olacak" dedi.

Akşener'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"(İmamoğlu'na 'elleri bağlı' incelemesi) 'Bence suçlu ama soruşturma izni vermeyeceğim' demek çok vahim bir şey. Hukuk yok, kanun yok demek bu. Tek adam rejiminin yatayda ve aşağıdaki davranış biçimi bu.

(Soylu'nun Akşener'e yönelik sözleri) Bu stajyer bakan... Övünüyorum bu stajyer bakan sözünden. Bu stajyer bakan vesayet odakları ile hem de bir kısmının belinde silah varken, onlara kafa tuttu ama patronunun önünde kafayı eğmedi.

(İmamoğlu'na inceleme) Trajik bir durum bu. Adaletin ortadan kalktığı... Böyle bir iktidar zihniyetiyle karşı karşıyayız. İşte bütün bunlar tek adam rejiminin Türkiye'yi getirdiği noktadır.

Esas mesele şu Fatih Sultan Mehmet Han'a hepimiz saygı göstermek durumundasınız. Bu başka bir şey. Ama türbe tekmelenmiyor, böyle bir şey yok. Türkiye'nin düştüğü bu durumlara yazıktır, günahtır.

Pandemiye Türkiye, ekonomisi kırılgan olarak girdi. Türkiye'nin kaynağı var mıdır? Var. Mesela 13 uçakla gezmek, otomobil havuzları bir kaynaktır, 5 maaş alan danışmanlar bir kaynaktır. İsraftan bahsediyorum. Dedik ki israfın önüne geçin.

(Tam kapanma kararı) Devlet dediğimiz şey; kurumlar ve kurallar manzumesi. Kurumlardan, STK'lardan bilgi alınsa, muhalefetin de görüşleri alınsa ve bu kapanma eylem planı hesaplı, kitaplı şekilde ilan edilmiş olsa bunları yaşamazdık.

(Erdoğan'ın faiz sözleri) Biliyorsunuz 'Faiz sebep, enflasyon sonuçtur' diye bir şey var. Böyle bir ekonomi kuramı ben duymadım. Duyanlar varsa Nobel ödüllük bir durum.

(Yoksuzluk intiharları) Başbakan'ın önünde yazar-kasa atılmıştı. Kimse 'Niye attın, hain, vatan haini' demedi. Bu ne biliyor musunuz? Yokluk var, yokluk. Açlık var, açlık. Esnafı geziyorum, 4'e kadar siftah yapmamış esnaf var.

(Parlamenter sisteme geri dönüş) Kendi partimizin içinde yoğurduk ve bir taslak metin oluşturduk. Kapanmalar nedeniyle açıklayamadık. 26 Mayıs'ta grup konuşmam açıklayacağım. Fakat Allah'ın emri değil. Bu bir yol haritası olacak.

(Kutuplaştırma siyaseti) O kadar farklı değerler üzerinden kutuplaştırılmışız ki... Hepimizin ortak kutsalı olan, kutsal olarak kabul ettiğimiz ne varsa bizi bölmek ve kutuplaştırılmak için kullanılmış.

"Ben her adımda her şeyi şeffaflaştırarak gidiyorum. Ben seçildiğim günden itibaren her şeyi çok şeffaf götürmeye stratejik olarak önem veriyorum. Bizim seçmen açısından yapmamız gereken şey bu bütünlüğü çoğaltarak devam etmek. Üçüncü bir ittifakı doğru bulmuyorum.

"Ben onlar adına konuşmaktan çekiniyorum, nezaketen. Nazik ve zarif olmaya gayret etmeliyiz o saklı kalmak kaydı ile hem Gelecek Partisi'nin hem DEVA'nın Hem Saadet Partisi'nin hem CHP'nin birlikte bir sistemde yer alması gerektiğine inanıyorum. HDP ayrı girmeli benim kendi fikrim.  Biz parlamenter sisteme geçinceye kadar farklılıklarımızı muhafaza edip müştereklerimizi öne çıkarıp hareket etmemiz gerekir.

"Sayın Erdoğan demişti ki, İstanbul'u alan Türkiye'yi alır. Islak imzalarla yapamadılar, üç kağıt yaptılar millet iradesine el uzattılar. İkinci seçimde 8500 oy farkıyla İstanbullu el koydu. 248 bin muhalif seçmen sandığa gitmemiş ama 350 bin Ak Parti seçmeni gitmemiş. Seçimlere ittifak olarak ortak bir adayla gitmek yararlı olacaktır dersek doğru olur, gitmeli dersem yanlış olur. Türkiye'nin bu ucube sistemin gidişinin önünü tıkayacak toz olmayacağım."