Abone Ol

25 Eylül'de Esenyurt Narman mezbahasında yaşanan katliam

Cumhuriyet gazetesi yazarı Zülal Kalkandelen, 7 tanesi hamile olan büyükbaş hayvanların yasaya aykırı şekilde kesildiği Esenyurt'taki olayın ayrıntılarını yazdı.

25 Eylül'de Esenyurt Narman mezbahasında yaşanan katliam

İşte Zülal Kalkandelen'in o yazısı:

Büyük olasılıkla bu katliamı duymadınız. Ne medyada haber oldu ne de insanlar umursadı. Oysa sadece 9 gün önce yaşandı.

Bir sabah bir TIR’ın içinde Tuzla’dan Silivri’ye götürülen 51 büyükbaş hayvan bulundu. Ardahan’dan alınan hayvanların Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçirilmesi yasak olduğundan olay yetkili makamlara yansıdı.

Tam o aşamada benim haberim oldu. Hayvanların sahibi ile telefonda konuştum. Hayvanları damızlık olarak aldığını, Silivri’deki çiftliğine götürdüğünü, yolda 8 hayvanın öldüğünü, geri kalanlara da yetkililerce el konulduğunu, çoğu gebe ve yavru olan hayvanların kesilmek istendiğini anlattı.

Hayvanlar, Esenyurt’taki Narman kesimhanesine götürülmüştü. Adamın derdi paraydı. “350 bin TL verdim, keserlerse elimde 350 TL kalmaz” diyor ve yardım istiyordu...

***

Benim derdim ise can kurtarmaktı. Derhal İstanbul İl Tarım Müdürlüğü ve Esenyurt Kaymakamlığı ile temasa geçtim.

Bu arada bana ulaşan videoları sosyal medyada paylaşıp yaymaya çalıştım. Toplantıda olduğu söylenen kaymakamın özel kalem müdürlüğüne, koruma polisine ulaşıp durumun aciliyetini anlattım, kendisine ileteceklerini söylediler. Emniyet Müdürlüğü’nü arayıp müdahale etmelerini istedim. Çünkü yapılmak istenen yasal değildi!

5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 36. maddesinin f bendinde “Tanımlattırılmamış sığır cinsi hayvanlar ile koyun ve keçilerin nakil sırasında yakalanması halinde tüm masrafları sahibi tarafından karşılanarak en yakın kesimhanede kestirilir ve sahibine teslim edilir” diyor. İstanbul İl Tarım Müdürü Ahmet Yavuz Karaca’nın buna dayanarak kesime başlanması talimatı verdiği bildirildi.

Oysa hayvanların kulak küpelerinin bulunduğu, hastalık taşımadıklarına dair Tarım Müdürlüğü veteriner hekimi tarafından düzenlenen sağlık raporu vardı. Bu durumda yapılması gereken hayvanları bir yediemine teslim ederek karantina altına almaktı.

Ayrıca 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca, “insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler bulunan acil durumlar dışında yavrulama, gebelik ve süt anneliği dönemlerinde hayvanlar öldürülemez.”

***

Hayvanların katledilmemesi için HAYKURDER (Hayvanları Koruma Kurtarma ve Yaşatma Derneği) Başkanı Erman Paçalı, o gün Narman mezbahasına gidip bunları ilgililere anlattı, katliamı önlemek için çok çaba harcadı.

Araya Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Bakanlık Özel Kalem personeli, danışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’ın da girmesine karşın vahşet önlenemedi...

Tarım Müdürlüğü il ve ilçe veteriner hekimlerinin görevlendirildiği katliam 15.30’da başladı. 4’ü ileri evre, 3’ü erken dönem toplam 7 gebe düve, 6’sı yavru toplam 21 hayvan katledildi!

Olanları görüntülemek ve delil olarak belgelemek isteyen hayvan sahibi, görevli veteriner hekimlerce tehdit edildi. Kesimhaneye çağrılan kolluk görevlilerince telefonu elinden zorla alındı ve görüntüler silinip deliller yok edildi.

Kesim esnasında veya sonrasında katledilen 7 hayvanın gebe olduğuna, 6 hayvanın yavru olduğuna dair tutanak düzenlenmeyerek gebe ve yavru hayvanların katledildiği gizlendi.

HAYKURDER’in ısrarlı girişimleri sonucunda İstanbul İl Tarım Müdürlüğü 19.30 civarında kesimi durdurdu. Kesimde görevli personelin hazırladığı tutanakta, “hayvanların gebelik durumunun şüpheli olması ve bazılarının yaşlarının küçük olması sebebi ile” kesimin devam ettirilmediği gerekçesi açıkça yazıldı. Böylece usulsüzlük de itiraf edildi.

***

25 Eylül 2020’de Narman mezbahasında yasalara aykırı davranılarak katliam yapılmıştır. Olay hakkında suç duyurusunda bulundum ama gazeteci olarak kamuoyuna bilgi vermek de görevim.

Bu katliamdan yola çıkarak birkaç soruyu gündeme getirmek istiyorum.

“O hayvanlar sonunda bir gün öldürülecekti” diyerek kendini rahatlatanlardan mısınız? Yoksa onların da insan gibi bilinç sahibi duyarlı canlı olduğunu bilerek yaşam hakkını savunuyor musunuz?

Kesim sonrası karnı yarılan gebe hayvanların yavrularının ortalığa saçıldığını, korkunç görüntülerle can verdiklerini gözünüzde canlandırabiliyor musunuz?

Bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü... Kutlu olmasın!

Cumhuriyet