Georgia, ebelik eğitimi almış ve asla parçası olamayacağından korktuğu dünyaya kendini kaptırmıştı.
"Bir keresinde bana bunun benim için doğru kariyer olup olmadığı soruldu" diyor.
"Ama aslında iyileşmeme yardımcı oldu ve içten içe bir şekilde bir çocuğum olacağını biliyordum."
Yıllar sonra Daisy, Georgia'nın ebeliğiyle ilk çocuğunu dünyaya getirdi ve kendisi de anne olunca, verdiği sözü yerine getirme konusundaki inancı güçlendi.
"Çocuğuma duyduğum sevgi inanılmazdı ve herkesin bu duyguyu yaşayabilmesi gerektiğini düşündüm" diyor.
Kızını sorunsuz bir şekilde dünyaya getirdiği için başlangıçta "biraz saf" davrandığını ve "her şeyin tekrar yoluna gireceğini" düşündüğünü itiraf ediyor.
'Yiten umut'
İlk embriyo ile hamile kaldı ve her şey normal bir şekilde ilerliyordu.
Her iki kadın da hayal ettikleri geleceğin sonunda gerçekleşeceğine inanmaya başladı.
Ancak yedinci haftada yapılan taramada rahmin boş olduğu ortaya çıktı.
Georgia, hemşirenin taramada hiçbir şey göremediğini söylediği anı hatırlıyor.
"İçimde bir burukluk hissettim ve tüm umutlarım bir anda yok oldu" diyor.
Daisy, "Hayatım boyunca hiç bu kadar büyük üzüntü hissetmemiştim ve bunun tamamen benim hatam olduğunu düşünüyordum" diye konuşuyor.
Daisy arkadaşını hayal kırıklığına uğrattığını düşünürken Georgia ise en umut verici girişimlerinin bile başarısız olduğu gerçeğiyle boğuşuyordu.
Yine de tekrar denediler ve ikinci denemede Daisy'nin dediği gibi bir şeyler farklıydı: "Tekrar hamile olduğumu öğrendiğimde, dünyanın iki kez bu kadar zalim olamayacağını düşündüm."
Altı hafta sonra, hastane odasında nefeslerini tutarak otururken ekranda küçük bir kalp atışı belirdi, ancak aynı günün ilerleyen saatlerinde Daisy'de şiddetli bir kanama başladı.
"Her şeyin tekrar yaşandığını düşündüm ve çok korktum" diyor.