Abone Ol

"Yunanistan ile kan kardeşi olduk!!!" Yabancı Damat'taki lösemi hastalığı mesaj niyetine eziyet mi ediyor???

Televizyon eleştirmeni Yüksel Altuğ daha önce Yabancı Damat'taki dramatik sahnelerin abartıldığını yazmıştı. Dizi yapımı bu sahneleri uzattıkça Altuğ'un tepkisi artıyor. İşte o haklı eleştiri!

"Yunanistan ile kan kardeşi olduk!!!" Yabancı Damat'taki lösemi hastalığı...

Yabancı Damat'taki Nazlı'nın lösemi hastalığı fazla uzadı. Biliyorum, dizinin yapımcıları kan ve ilik bağışına dikkat çekmek, iki ükenin "kan vermek" gibi insani bir paydada birleşmesini eksen alıp, sosyal mesaj vermek için bu yola girdiler. Ama iş, "kanserden reyting süzme noktasına" gelip, dayandı.

Gereğinden fazla ağırlaştırılmış dramatik sahneler, bu hastalıkla mücadele edenler ve yakınları için diziyi "izlenemez" hale getirdi. Mümkünse "mesaj" bir an önce yerine ulaştırılsın da bu işkence bitsin. Son bölümde Yunan ve Türk vatandaşları Nazlı'ya ilik bulmak için kan verme kuyruğuna girdiler. Mesaj güzel. Ama Yunanistan ile kan kardeşi olacaksak, bir an önce olalım da bu çile sona ersin!..

Bu arada tıpkı dizideki Nazlı gibi kan kanseri ile boğuşan bir okurum, "Madem bu konu işlenecek, o halde doğru bilgiler verilsin" diyerek, bazı düzeltmelerde bulunmuş. Diyor ki:


1. Nazlı'nın kardeşlerinin uygun verici olup olmadığına dair laboratuvar sonuçlarının çıkması üç hafta sürdü. (Hem de özel bir hastanede.) Oysa ki bu testler en fazla iki gün içinde çıkıyor.
2. Nazlı kemoterapi alıp evine dönebiliyor. Bir daha da hastaneye gitmiyor. Oysa ki kemoterapinin yanında önlem olarak ek tedaviler verilir ve ekstra bir komplikasyon yoksa en az altı-yedi gün hastanede kalınır.
3. Nazlı'nın hastalıktan korunması için çocuğunun yaklaşmasına izin verilmiyor. (Bunun sebebi ilaçlar yüzünden kan değerlerinin düşmesi ve vücudun bağışıklık sisteminin oldukça zayıflamasıdır. Bu dönemde oldukça steril olunması şarttır. Dışarıda yemek yenmesine izin verilmez ve hastanın kendini her türlü mikroptan koruması gerekir.) Ancak Nazlı maske nedir bilmiyor, eşi Niko ile dışarıda yemeğe çıkabiliyor, hasta diye kendine yaklaştırılmayan çocuğunu öpen eşiyle de öpüşebiliyor. Okurumuzun notlarına bir ekleme de benden: Mikrop kapmasın diye çocuğuyla bile görüştürülmeyen, "Mikroplar kırılsın" denilerek, bulunduğu ev çamaşır sularıyla ovulan Nazlı, Gaziantep'ten gelen yakınlarıyla şapır şupur öpüşüyor. Şimdilik Yabancı Damat'taki "toplumsal mesaj kaygısına" bir itirazım yok. Ama usül ve işleyiş konusunda biraz daha özene ihtiyaç var gibi...

Sabah /  Günaydın