Abone Ol

Yargıda İstanbul Grubu ile Adalet Bakanlığı’nın güç kavgası

İstanbul’da görülen Sözcü davasında “FETÖ’ye yardım” suçundan çıkan mahkûmiyet kararı, Meclis’ten çıkan yargı paketine İstanbul yargısının gösterdiği direnişi ortaya koydu.

Yargıda İstanbul Grubu ile Adalet Bakanlığı’nın güç kavgası

Son dönemde Adalet Bakanlığı ile yargıdaki “İstanbul grubu” arasında yaşanan gerginlik, bu kararla “İstanbul yargısının” Ankara’ya karşı güç mücadelesine dönüştü. İstanbul’daki mahkemelerin Cumhuriyet davasındaki bozma kararına direnmesi, Osman Kavala’yı AİHM kararına karşın tahliye etmemesinden sonra verilen Sözcü kararı, yargı paketiyle oluşan “reform” adı altındaki çalışmalara “direniş” olarak yorumlandı.

Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ'ın haberine göre, Sözcü davasında verilen mahkûmiyet kararları, özellikle Adalet Bakanlığı bürokrasisi ile yüksek yargı içerisinde rahatsızlık yarattı. Bir süredir Ankara’da Adalet Bakanlığı öncülüğünde “yargıda reform” adı altında çalışmalar yapılıyor. Süreç; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Mayıs’ta açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi ile başladı.

Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı ilk yargı paketi, TBMM’de 17 Ekim günü kabul edilerek yasalaştı. Paketle Terörle Mücadele Yasası’nın örgüt propagandası suçunu düzenleyen maddesine, “Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” ifadesi eklendi. İktidara destek veren TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, yargı paketi için “Dünyada, ‘Türkiye (..) demokrasiden sapmıştır’ diyenlere tokat gibi cevap olacaktır” diyerek beklentiyi yükseltti.

Bu süreçte Anayasa Mahkemesi, “Barış İmzacıları” ve “Ayşe Öğretmen” kararlarıyla ifade özgürlüğü lehine içtihat niteliğinde kararlar verdi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi de Cumhuriyet davasında “FETÖ’ye yardım”dan verilen mahkûmiyet kararlarını bozdu.

TEĞET GEÇTİ

Ancak ifade ve basın özgürlüğü konusunda Ankara’dan çıkan olumlu kararlar, “İstanbul yargısını” teğet geçti: İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın Cumhuriyet davasında verdiği mahkûmiyet kararına 21 Kasım’daki duruşmada direndi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi davasında tutuklu olan Osman Kavala’yı AİHM kararına karşın tahliye etmedi. İstanbul Başsavcılığı, Adalet Bakanlığı’nın AİHM kararına ilişkin tercümesini dahi saklayarak duruşmadan bir gün sonra mahkemeye gönderdi. Son olarak dün İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi; yargı paketi, Yargıtay kararları ve AYM içtihatlarına karşın dün Sözcü davasında mahkûmiyet kararlarına imza attı.

Özellikle Adalet Bakanlığı ile “İstanbul Grubu” arasında bir süredir yaşanan gerginlik, bu kararlarla zirveye çıktı. Kulislerde, bakanlığın “reform” adı altında yürüttüğü uygulamalara, İstanbul yargısının muhalefet ettiği konuşuluyor. “İstanbul grubu”nun, bakanlığa karşı girdiği güç mücadelesinde Sözcü gibi kararlarla kendisini gösterdiği ifade ediliyor.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün çarşamba günü İnsan Hakları Eylem Planı toplantısında “Elbette bu paket sihirli bir kutu gibi açıldığında birden her şeyi toz pembe yapacak değildir. Sistemi iyi ya da kötü işletecek olan uygulamadır. İş dönüp dolaşıp bu kanunları eline alıp uygulayacak yargı mensubunda bitmektedir” demesinden iki gün sonra Sözcü kararının çıkması, İstanbul yargısının Bakan Gül’e mesajı olarak yorumlandı.