Abone Ol

Wall Street Journal: Türkiye artık güvenilir bir müttefik değil

Wall Street Journal, darbe girişimi sonrası ABD'ye yöneltilen suçlamaları ele alan bir makale yayımladı. Makalede, "Türkiye'nin aşırılıklarına göz yummak yerine, daha güvenilir müttefikler aramanın vaktidir" denildi.

Türkiye artık güvenilir bir müttefik değil!

Darbe girişimi sonrasında Türkiye-ABD ilişkilerinde Fethullah Gülen krizi yaşanırken, Wall Street Journal gazetesi son gelişmeleri ele aldı. Dış İlişkiler Konseyi adlı düşünce kuruluşunun kıdemli üyelerinden Steven Cook ile İsrail Politika Forumu’nun direktörü Michael J. Koplow’un imzasını taşıyan makalede, ABD’nin Türkiye’ye artık güvenemeyeceği tezi işlendi.

‘İNCİRLİK’E ALTERNATİF ARANMALI’

Cook ve Koplow “ABD artık daha güvenilir müttefikler aramalı” diyerek, IŞİD’le savaşta İncirlik yerine Kıbrıs, Ürdün veya Kuzey Irak’ın kullanılabileceğini savundu. Makalenin tam metni şöyle:

“Bu hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan görüşme ve iki liderin ilişkilerini geliştirme vaadi, geçen ay yaşanan darbe girişimi sonrası ABD-Türkiye ilişkilerinin kötüleştiğinin son göstergesiydi.

‘1974 VE 2003’TEN FARKLI’

ABD’yle Türkiye, 1974’teki Kıbrıs istilası ve 2003’teki Irak işgalinde olduğu gibi geçmişte de zorlu günlerden geçmişti ama Amerikalı ve Türk liderler bir yolunu bulup ilişkileri düzeltmişti. Bu kez durum farklı olacak.

Türkiye’nin NATO’ya katıldığı 1952’den bu yana ABD ve Türkiye’nin birbirlerinin güvenliğine ve çıkarlarına katkıda bulundu; Türkiye demokratikleştikçe, iki ülke arasındaki bağlar ortak değer temeline oturdu. ABD’nin İncirlik Hava Üssü’ndeki askerleri ve taktiksel nükleer silahları, Türkiye’nin güvenliğine yönelik Amerikan bağlılığını ve Ankara’nın Washington liderliğindeki küresel düzene desteğini temsil ediyordu.

‘SURİYE KONUSUNDA HİÇ ANLAŞAMIYORLAR’

Fakat bugünlerde ABD ve Türkiye pek az konuda aynı fikri paylaşıyor. İki ülke Suriye ve Beşar Esad’ın görevini bırakmasının aciliyeti konusunda anlaşmazlık içinde. Türklerin aksine IŞİD’le savaşta güvenilir bir ortak olduklarını kanıtlayan Suriyeli Kürtlere verilen destek; Irak’ta bölgesel egemenlik ve İran’a yönelik süregelen yaptırımlar da diğer anlaşmazlık konuları.

‘ERDOĞAN DENGESİZ BULUNUYOR’

Amerikalı yetkililer özel görüşmelerde Erdoğan’ın ‘dengesiz’ olduğunu söylese de, Türkiye liderine Amerikan politikası üzerinde sıradışı bir etki gücü vermiş durumdalar. ABD, kamuoyu baskısının Ankara’nın işbirliğini özellikle Suriye konusunda daha da azaltmasından korkuyor.

Görüş ayrılığını en iyi anlatan konu, İncilik konusunda yaşanan drama. Rakka ve Musul’a çok yakın olan bu tesis, IŞİD karşıtı koalisyon için önemli. Fakat Türkiye ABD’yi, IŞİD’i vurmak için bu üssü kullanması için bir yıl süren bir müzakere sürecine mecbur bıraktı.

Ankara nihayetinde koalisyona katıldığında, PKK ve Kürt milliyetçiliğiyle savaşı IŞİD’le savaştan öncelikli gördü. Türkiye IŞİD’le savaşa sadece son altı ayda, ancak Ankara, İstanbul ve diğer kentlerinde meydana gelen ölümcül terör saldırılarının ardından odaklandı.

‘OBAMA DARBEYİ YETERİNCE KINADI’

Darbe girişimi, Türkiye’de Washington’a karşı görülmemiş bir öfkeye yol açtı. Girişimin başlatılmasından sadece saatler sonra, Beyaz Saray Başkan Obama’nın ‘demokratik yollardan seçilmiş Türkiye hükümetine’ desteğini ilan eden bir açıklama yayınladı. Obama ertesi gün de, ABD’nin ‘demokratik yollardan seçilmiş sivil Türkiye hükümetine’ desteğini yineledi.

Tüm bunlar, Türkiye liderlerinin, ABD’nin darbeye suç ortaklığı yaptığına dair basın ve sosyal medyada yer alan komplo teorilerini yatıştırması için yeterli olmalıydı. Türklerin rahatsız edici derecede büyük bir kısmı Washington’ın Türkiye’yle iade anlaşmasının gereklerini yerine getirerek Fethullah Gülen’i iade etmediği için suçlu olduğunu düşünüyor.

‘TÜRKİYE BASINI HIZINI ALAMIYOR’

Erdoğan, Türkiye’nin ABD’yle ilişkilerini savunmak yerine Amerikan Genelkurmay Başkanı Joseph Votel’i darbecileri desteklemekle suçladı. Hükümet yanlısı gazeteler, Amerikalı generalleri darbecileri Türkiye’den kaçırmakla suçladı. Türkiye basını hızını alamadı, eski Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Henri Barkey’nin darbenin arkasında olduğunu yazdı.

ABD’nin tüm bunlara tepkisi ürkekçeydi; tek bir protesto cümlesi gelmedi. Eğer Ankara ABD’nin Ortadoğu ve Orta Asya’daki çabaları açısından vazgeçilmez olsaydı, bu davranış gözardı edilebilirdi. Ancak vazgeçilmez değil.

‘ERDOĞAN SIRF YAPABİLDİĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN…’

İncirlik’in pistleri önemli. IŞİD’in bombalanması ve Suriyeli isyancılara silah akışı ABD için bir öncelik. Fakat bu iki misyon da başka bir yerden yürütülebilir. ABD’ye yönelik temelsiz suçlamalar şunu gösteriyor ki, Erdoğan ABD’nin İncirlik’e erişimini sırf bunu yapabildiğini göstermek için feshedebilir. ABD, Kıbrıs, Ürdün ve Irak’taki Kürt bölgesinden hava geçişleri için ayarlamalar yaparak güçlerini Türkiye dışında bir yere yeniden konuşlandırmak için bir plan geliştirerek tedbirli davranmalı.

Tüm bunlar, Amerikan politika yapıcıları açısından Türkiye’yle ABD’nin artık ortak değerlere veya çıkarlara sahip olmadığını gösteren aydınlatıcı bir an olmalı. Erdoğan’ın ABD’nin dediğine geleceğini umarak Türkiye’nin aşırılıklarına göz yummak yerine, daha güvenilir müttefikler aramanın vaktidir.”