Abone Ol

Uzan'a 21,5 Milyar Dolar'ı, Mecit Bey ödesin!

Şişli eski Başsavcı Vekili, Türkiye’ye 21.5 milyar dolarlık fatura çıkarabilir. Ercan İnan yazdı.

Uzan'a 21,5 Milyar Dolar'ı, Mecit Bey ödesin!

ERCAN İNAN-VATAN

Şişli Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mecit Ceylan’ın talimatı ile Libananco şirketi avukatlarına yönelik yapılan illegal dinleme, süren davada Türkiye’nin başına iş açacak gibi görünüyor. Uluslararası Tahkim Heyeti illegal dinlemeler için Türk tarafını uyarmış, dinleme ile elde edilen tüm belgelerin de imha edilmesini istemişti.

Uzan'a 21,5 Milyar Dolar'ı, Mecit Bey ödesin! - Resim: 1 Türkiye’yi savunan avukatlar hazırladıkları imha tutanağını Tahkim Heyeti’ne sundu. Ancak imha tutanağından sonra yaklaşık 60 bin telefon ve e-mail haberleşmesine ait belgeler dosyadan çıktı. Emekliliğini isteyip görevinden ayrılan Ceylan’ın ’İmha edildi’ denilen dinlemeye ait belgeleri dosyadan çıkartmadığı anlaşıldı

Konu biraz karışık olduğu ve söz konusu davayı bilmeyenler de çıkabileceği varsayımıyla en başından alacağım. Enerji Bakanlığı, Çukurova ve Kepez Elektrik’te, sözleşme hükümlerine uyulmadığı gerekçesiyle Uzanlar’a verdiği imtiyazı geri almıştı. Türkiye’nin belki de en kârlı şirketleri olan Çukurova ve Kepez Elektrik’in malvarlığı olan barajlara, iletim hatlarına el konulmuştu. Bu iki şirket de birer tabela şirketi haline dönüştürülmüştü.

Uzan'a 21,5 Milyar Dolar'ı, Mecit Bey ödesin! - Resim: 2 Bu operasyonu yapan Enerji Bakanlığı çok önemli bir ayrıntıyı unuttu ve hem Kepez’de hem de Çukurova’da hisseleri sahiplerinde bıraktı. Borsa’dan ÇEAŞ ve Kepez hissesi alan küçük hissedarlar da, çoğunluğu elinde bulunduran Uzan da hisselerle başbaşa kaldı. Ancak krizden fırsat üretmekte üstüne olmayan Cem Uzan hemen boşluğu yakaladı ve elindeki tüm hisseleri Kıbrıs Rum Kesimi’nde kurulan Libananco adlı şirkete devretti. Libananco da Uluslararası Tahkim Heyeti’ne başvurarak “Türkiye bana ait şirketlere el koymuş, dolayısıyla beni milyarlarca dolar zarara uğratmıştır. Bu zararın tazmin edilmesini istiyorum” diyerek ortaya çıktı. Türkiye’de küçük yatırımcıların mağduriyetini ciddiye alan SPK başta olmak üzere resmi bir makam çıkmasa da, Uluslararası Tahkim Heyeti, Libananco’nun zarar söylemini ciddiye aldı.

Uluslararası Tahkim Heyeti başvuruyu kabul etti ve dava süreci de başlamış oldu. Türkiye davanın ilk döneminde savunma kurgusunu hep Libananco’nun, Uzan tarafından kurulmuş paravan bir şirket olduğunu ispata yönelik olarak yaptı. Oysa izlenen yol tamamen yanlıştı. Zira, hak iddia eden şirketin kime ait olduğunun Tahkim Heyeti nezdinde bir önemi yoktu. Nitekim Cem Uzan da bir süre sonra Libananco adlı şirketin kendi adamları tarafından kurulan bir şirket olduğunu inkar etmeyip herkesi şaşırttı.

Türkiye’ye son istenen rakama göre 21.5 milyar dolarlık bir fatura çıkaracak davada Türkiye’yi savunan Coşar Hukuk Bürosu’nun acemilikleri hep tartışıldı. Ancak geldiğimiz noktada acemilikler bir tarafa, dinleme skandalı ile ortaya çıkan durum esas davayı ve seyrini etkileyecek hale geldi. Öyle ki sırf bu dinleme skandalı yüzünden Türkiye’nin davayı kaybetme riski bulunuyor.

Ceylan’ın ihmali mi var?

Riski yaratan ise illegal dinleme belgelerinin imha edilmemesi ve savunma dosyasına konulması. Türkiye’de her ne kadar dinlemeler davalarda önemli bir unsur haline gelse de uluslararası standartlardaki hukuk anlayışı, bu dinlemeleri ciddiye almıyor.

Şişli Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mecit Ceylan’ın talimatı ile, Libananco’nun avukatlarının e-postaları, telefonları, MSN yazışmaları kaydediliyor. Söz konusu belgeler Türkiye’yi savunan Fresfield ve Coşar Hukuk Bürosu tarafından savunma dosyasına konuyor. Nisan 2008’de yapılan duruşmada Türkiye, Libananco avukatlarına ait özel belgeleri ele geçirdiğini kabul ediyor. Tahkim Heyeti ise derhal söz konusu tüm bilgi ve belgelerin imha edilmesi talimatını veriyor. Zira söz konusu belgelerin süren davada uluslararası standartlara göre hiçbir önemi ve geçerliliği bulunmuyor. Ayrıca bu tip özel dinlemeler suç teşkil ediyor. Türkiye tarafı da Eylül 2008’de söz konusu belgeleri imha ettiğini Tahkim Heyeti’ne bildiriyor ve imha tutanağını da sunuyor.

İşte şimdi o imha edildiği beyan edilen dinlemelere ait bilgi ve belgelerin Şişli Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mecit Ceylan tarafından dosyadan çıkarılmadığı ve imha edilmediği ortaya çıktı. Türkiye tarafı 2 Haziran 2009’da söz konusu bilgi ve belgelerin mahkeme kararına rağmen imha edilmemiş olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. Şişli’nin yeni Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Tanrıverdi de olayın enine boyuna incelenmesi için soruşturma başlattı.

Belgeler bilerek ve kasıtlı olarak mı dosyadan çıkarılmadı, yoksa Mecit Ceylan’ın bir ihmalkârlığı mı söz konusu?

Nedeni ne olursa olsun, belgelerin imha edilmemiş olması, savunmada kullanılmış olması Türkiye’nin elini oldukça zayıflatmış durumda. Hukuk çevreleri sadece bu sebepten dolayı bile süren davanın Türkiye aleyhine sonuçlanabileceğine dikkat çekiyorlar. Maalesef dinleme belgeleri ile ilgili olarak ofsaytta yakalanma durumu Türkiye’nin başına iş açacak gibi görünüyor.

Şayet Uluslararası Tahkim Heyeti, Türkiye tarafının savunmasını tamamlamasına fırsat vermeden sadece bu nedenden dolayı davayı aleyhine verirse ortaya çok ciddi bir tazminat bedeli çıkacak. Emekli olan Şişli Cumhuriyet eski Başsavcı Vekili Mecit Ceylan bilerek ya da bilmeyerek Uzan’ın ekmeğine yağ sürmüş olacak.

Crowell avukatlarının yazışmalarına gözaltı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanmasına yönelik girişimlerin takibinde başka suretle delil elde edilmesine imkan bulunmadığı gerekçesiyle Libananco’nun tüm avukatlarının e-mail, MSN ve telefonlarının dinlenmesini Şişli 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nden talep ediyor. Dinleme süreleri birkaç kez de uzatılıyor. Dinleme sayesinde elde edilen bilgi ve belgeler Enerji Bakanlığı avukatlarına veriliyor. Dinleme ile karşı tarafın tüm savunma taktikleri de ele geçirilmek isteniyor.

Ertürk’ten randevu aldı Uzan, Evcil ve Toprak’ın avukatlarını yanında getirdi

ŞİŞLİ Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mecit Ceylan’ın emekliliğini isteyerek istifa etmesinin ardında ilginç ’telefon dinleme’ kayıtlarının olduğu iddiaları ortaya atılmıştı. 11 yıldır Şişli’de görev yapan ve çok sayıda batık bankayla ilgili dava açan Ceylan’ın, bazı eski bankacılar lehine TMSF nezdinde girişimlerde bulunduğu saptanmıştı.

Adalet Bakanlığı müfettişlerinin isteğiyle telefonları dinlenen Başsavcı Vekili’nin son olarak Halis Toprak için TMSF yetkilileriyle görüştüğü belirlendi. Bu gelişmeler üzerine emekliliğini istemek zorunda kalan Ceylan, basına yaptığı açıklamada, “Telefonlarımın dinlendiği doğru ama bu yüzden değil, sağlık nedenleriyle ayrılmayı istedim” demişti.

Uzan’ın avukatı ile geldi

Adalet Bakanlığı çevrelerinden edinilen bilgilere göre, Başsavcı Vekili Mecit Ceylan’ın TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’ten bir başka tarihte de randevu istediği ancak randevuya avukat Ali Yağız Dağlı ile geldiği belirlendi. Ali Yağız Dağlı, Cem Uzan’ın Skorsky helikopterini ve bazı değerli şaraplarını Uzan adına alan kişi olarak kamuoyunun gündemine gelmişti.

Ertürk’ün yadırgadığı bu buluşmada, Cem Uzan ile ilgili konuların ele alınmak istendiği anlaşıldı.

Mecit Ceylan’ın bir başka tarihte de TMSF Tahsilat Daire Başkanı Fethi Çalık’la randevusuna Erol Evcil’in avukatı ile birlikte gittiği belirlendi