Abone Ol

TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan: Ortalama ücretle asgari ücret arasındaki makas kapanıyor

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, TÜSİAD’ın YİK toplantısının açılış konuşmasında, "Ekonominin önceliği ne pahasına olursa olsun büyümek değil, özgürlük, refah, mutluluk olmalı” şeklinde vurguladı.

TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan: Ortalama ücretle asgari ücret arasındaki makas kapanıyor

Özilhan, doğrudan atıf yapmasa da son dönemde ortaya çıkan, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması ve yargı kurumları arasındaki yetki tartışmalarını eleştirdi.

“Ekonominin önceliği özgürlük, refah, mutluluk olmalı”
Tuncay Özilhan, konuşmasının önemli bir bölümünü, sosyal adalet ve eğitim sorununa ayırdı. Konuşmasının başlangıç aşamasında da Cumhuriyetin kazanımlarını özetleyen ve bunun ileriye taşınması gerektiğini vurgulayan Özilhan, “Artık ekonomimizin temel önceliği ne pahasına olursa olsun yüksek büyüme sağlamak olmamalı. Hedefimiz insanlarımızın mutluluğu, özgürlüğü, refah içinde, özgüveni yüksek biçimde yaşaması olmalı. Bu ise kısa vadeli ekonomik kazanımlara değil uzun vadeli olarak bilimde, teknolojide, kültürde, sanatta ve sporda ilerlemeye, sürdürülebilirliğe, kapsayıcılığa, iyi yaşam koşulları sağlayacak istihdam olanaklarını geliştirmeye bağlı" dedi. 


Ads by Kiosked
Özilhan, nitelikli insan gücünde görülen sıkıntı son zamanlarda insan kaynaklarının tümüne yayıldığını söyleyerek, "Geniş işsizlik oranı diyebileceğimiz atıl işgücü oranı yüzde 22'ler bandında dolaşıyor. Ortalama ücret ile asgari ücret arasındaki makas giderek kapanıyor. Üniversite eğitiminde nitelik düşüşü ile birlikte üniversite ile lise mezunları arasındaki ücret makası daralıyor. Yani üniversite eğitiminin getirisi düşüyor" diye konuştu.

Hukuk üstünlüğü vurgusu
Hukuk üstünlüğünü, konuşmasının birkaç noktasında değinen Özilhan, son dönemde ortaya çıkan, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, yargı kurumları arasındaki yetki tartışmalarını eleştirdi. Özilhan, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Güçlü bir piyasa ekonomisinin temel özelliği güçlü bir kurumsal yapı ve sağlam bir hukuk sistemidir. Modern bir hukuk devletinde herkesin can ve mal güvenliği garanti altındadır. Sözleşmeler hukuk sistemi içinde uygulanır. Yargılama adildir; herkes adalet önünde eşittir. Yasalar açık ve nettir; herkese eşit uygulanır. Mahkeme kararlarında çelişki olmaz ve herkes için bağlayıcıdır. Uluslararası normlara ve sözleşmelere riayet edilir. Mevzuat değişikliğinde en iyi uygulamalara bakılır; ilgili tarafların görüşü alınır; etki analizi yapılır.

Güçlü piyasa ekonomilerinde yönetim sisteminde ve kararlarda öngörülebilirlik esastır. Şeffaflık ve hesapverebilirlik güvence altındadır. Güçler ayrılığı ve denge ve denetleme mekanizmaları etkin çalışır. Çoğunlukçuluğa değil çoğulculuğa önem verilir. Düzenleyici kurumlar özerktir. Atamalarda sadece liyakat etkili olur. Böyle bir ortamda girişimler ekonomik kararlarını alırken geleceğe güven içinde bakarlar.”

Ekonomik programa destek
Tuncay Özilhan, aşırı tüketime dayalı bir büyüme, kapsayıcılığın olmaması, genel makroekonomik yaklaşımlardan uzaklaşılması nedeniyle enflasyonist bir ortam oluştuğunu vurguladı. Mevcut ekonomi programına ve yönetimine destek veren Özilhan, “Hedeflere ulaşmak konusunda altı ay önceye oranla daha umutlu bir noktadayız. Yeni ekonomi yönetimiyle birlikte, piyasaların ekonomi politikalarına güveninin yükseldiği bir döneme girdik. Ekonomi politikalarında son 10 yılda öngörülebilirliğin azaldığı ve oynaklığın yüksek olduğu bir dönemin ardından Mayıs ayından bu yana, geleneksel politikalara dönüldü. Teoride ve uygulamada performansını iyi değerlendirebildiğimiz bu politikalar yatırımcılar için yatırım ufkunun uzamasını sağlıyor. Seçimlerin öncesinde 900 baz puana dayanmış olan Ülke Risk Priminin 350 baz puana kadar gerilemesi uzun vadeli yatırımların finansman imkanlarını genişletiyor” dedi.

Enflasyonla mücadelenin yapısal reformlar başta olmak üzere uzun vadeli bakışla da desteklenmesi gerektiğini kaydeden Özilhan şunları söyledi:

“Geçmiş dönemin ekonomik sorunlarının arkasındaki neden olan enflasyonla mücadelede mutlaka başarılı olmamız gerekiyor. Merkez Bankamızın para politikasında sıkılaşma yönünde doğru adımlar atmaya başlaması enflasyon sorununun çözüleceğine duyduğumuz umudu pekiştiriyor. Kademeli şekilde ilerleyen bu süreçle birlikte önümüzdeki yıl fiyat istikrarının sağlanmasında önemli bir aşamaya geleceğimizi umuyoruz."

"Hukuk olmazsa yabancı sermaye gelmez"
Özilhan, genel ekonomi yönetimine yönelik olarak eleştirisini, iktidarların yetkisi dahilindeki kararları yararlanıcıların, iktidara siyasi destek vermesi şartıyla alması anlamına gelen “kliantalizm-klientalizm” kavramıyla eleştirdi. Özilhan, “Güçlü piyasa ekonomilerinde ekonomik kararlarda kliantalizme yer olmaz, sadece ekonomik değişkenlere göre karar alınır. Bu koşulların sağlanamadığı durumda ülkenin risk primi yükselir; yatırımların maliyeti artar; yolsuzluklar ve haksız uygulamalar yaygınlaşır. Modern bir hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarıyla etkin işlemediği bir ülkeye yabancı yatırımcılar ilgi duymaz. Yabancı yatırımlar doğrudan sermaye yatırımları yerine sıcak para biçimini alır” diye konuştu.