Deniz Tunca türban çekimine gittiği firmada yaşananları Medyafaresi.com'a gönderdiği mailde anlattı.
“Türban katalogu çekimi gelince çok mutlu oldum. Ruh halimi anlatan bir çekim olacak diye düşündüm kabul ettim. Ancak, çekimler esnasında paravan arkasında değil de ortada giyinmemi istediler. Olamayacağını söyleyip paravan ardında hazırlandım. Bu duruma şaşırdım. Neden ortada giyineyim ki ben türban katalogunda yer alıyorum. Bu teklif beni rahatsız etti. Anlaşmamız olduğu için işimi yarım bırakmamak için paravan ardında hazırlanıp çekimlere devam ettim. Ancak bu kez de video çekimi olsun denildi. Bu anlaşmamızda yok. Ama iş bitince bu teklifi de konuşuruz dedim. İş bitti Ödeme yapacak kişiler yoktu. Ben aracı olan ajansı aradım gelmesi zaman alır dedi. çıkmam gerekiyor yarın siz hesaba yollarsınız dedim. Ancak öyle olmadı. Her yerde işitsel görsel Yayın dağıtım hakları istendi. Avukatım baksın yollayın dedim. Rahatsız olup tehdit hakaret ettiler. Avukatsız İmza atamam dedim. Sonra mesaj atıldı yazı. İşitsel olamaz çünkü biz resim çektik. İnternet ortamında her yer demişler o da olamaz çünkü biz kendi web siteleri için sadece anlaştık. Ödeme almadan imzalayamam dedim. Ajansın hatası ve ajansı fes edip menajer sistemi ile başka ajansla anlaştım. Bu durum beni şaşkınlığa uğrattı. Türban çekimi ve ortada soyunmam bekleniyor. Ürün sayısı yükseltiliyor. İş bitiyor ödeme yapılmıyor. Hakaret tehdide maruz kalıyorum. Bana yapılan bu tutum ve davranışı kınıyorum. "