ARDA USKAN YAZDI/ MEDYAFARESİ
Gerçekten çok çirkin bir olay ve çok tatsız görüntülerdi.
Yaklaşık bir yıl önce Timuçin Esen, magazin muhabirleri ve polisler arasında çıkan arbededen söz ediyorum. O günlerde ‘yaşananlar özel hayata müdahale miydi, değil miydi’ diye çok konuşuldu ve tartışıldı;.
TİMUÇİN ESEN VE MAGAZİNCİLERİN OLAYLI GECESİ.. VİDEO İÇİN TIKLAYIN
Zaten yıllardır bu; ‘tavuk mu yumurtadan yumurta mı, tavuktan çıkar’ muhabbetini yapar dururuz. Taraflar birbirlerini mahkemeye verdiler, karşılıklı davalar açıldı…
İlk iki celse basına ve internet sitelerine yansıdı ama doğal olarak Esen’in aleyhine bir tavırla; “Hakim Timuçin Esen’i azarladı, bana ne senin sanatçılığından dedi” türünde cümlelerle.
Demek ki mahkeme safhaları medya tarafından izleniyordu. Ama sonra bu konuda bir suskunluk çöktü ortalığa. Olay kapandı, unutuldu…
Geçenlerde Timuçin’e rastladım.
Konuşurken öğrendim ki meğer açtığı davalardan birini, hem de en önemlilerinden birini kazanmış.
Mahkeme karşı tarafı, yani magazin muhabirlerini şu suçlardan mahkum etmiş: Özel hayatın gizliliğini ihlal, aynı gece içinde suçu tekrarlamak, suçu toplu halde yapmak, basın yayın yoluyla bunu yaymak...
Bu dört suçtan hepsi birer buçuk yıl hapis cezası almışlar. Paraya da çevrilmiyormuş. Ceza ertelenmiş ama beş yıl içinde aynı suçu işlerse muhabirler katlanarak mahkum olacaklarmış.
“Hapse girselerdi sevinir miydin” dedim Timuçin’e ; “Tabii ki sevinmezdim” dedi, “Zaten böyle bir şey de düşünmedim. Burada önemli olan bunun bir suç olduğunun kanıtlanmasıydı: Kimse kendi istemi dışı görüntülenemez, özel hayatına müdahale edilemez, yanındaki insanlar mağdur edilemez… Yargı da bunların suç olduğunu kabul etti. Benim derdim buydu”
Tüm bu olanlar için kafamda oluşan sorular var:
Bu konuda medyada neden bir suskunluk var?
“Hakim Timuçin Esen’i azarladı” diye haber yapanlar, ya da başkaları, bu mahkeme kararı hakkında neden tek satır yazmadılar.
Bunu Timuçin’e aktardığımda “Ben bilemem, onlara sormalısın” dedi…
Ben de soruyorum; Timuçin Esen’in medya mensuplarına karşı bir davayı kazanması haber midir, değil midir?