Abone Ol

Mevsimlik işçi Mizgin Ay'ın tarladan şampiyonluğa uzanan hikayesi

Sabah gazetesinden Nebahat Koç, Dünya Yıldızlar Atletizm Şampiyonası’ndaki birinciliği ile adını atletizm tarihine yazdıran Mizgin Ay ile röportaj yaptı.

Mevsimlik işçi Mizgin Ay'ın tarladan şampiyonluğa uzanan hikayesi

Mizgin Ay, daha 17'sinde. Ama yüzlerce madalya sahibi. Temmuz ayındaki Dünya Yıldızlar Atletizm Şampiyonası'ndaki 100 metre birinciliği ile tüm Türkiye tanıdı kendisini. Batmanlı bir ailenin kızı Mizgin. Ailesinin mevsimlik tarım işçiliği için taşındığı Beypazarı'nda büyüdü.

İki yıl öncesine kadar o da tarlada çalışıyordu. İlkokulda ilçe genelinde şu anki antrenörü Muhsin Soysal'ın düzenlediği denemelerdeki derecesiyle hayatı değişti. O günden bugüne birincilikler art arda gelince kendisine rekor canavarı lakabı verildi. Milli atletin hayatı, tarladan pistlere uzanan filmleri aratmayacak bir başarı hikayesi.

Adı müjde anlamına gelen Mizgin'in hedefi, önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek uluslararası yarışlarda altın madalyaları müjdelemek. Mizgin'le onur konuğu olduğu 1 Ekim'de Gelibolu'da düzenlenecek Turkcell Gelibolu Maratonu öncesinde buluştuk ve samimi bir söyleşi yaptık.

- Çocukken ne olmak istiyordun?
- İlkokulda beden eğitimi dersimiz yoktu. Bu dersleri camdan izliyordum. Öğretmen öğrencilere o gün bana değişik gelen açma-germe hareketleri yaptırıyordu. O anda beden eğitimi öğretmenliğine karar verdim. Hâlâ da aynı düşüncedeyim.

- Sprint atletizmin en heyecanlı kategorisi ve Türkiye'de çok görmeyiz...
- İlçe genelinde düzenlenen seçmelerde dört farklı branşta koştum. En iyi derecemi 50 metrede (8.13 saniye) yaptım. 100 m, 200 m koşuyorum. İleride 400 metreci de olabilirim. Antrenörüm sürat dayanıklılığımın iyi olduğunu söylüyor.

- Kiminle yarışmak istersin?
- Jamiakalı atlet Shelly Ann Fraser Pryce'la yarışmak isterdim.

- Dünya şampiyonluğunda startta neler yaptın, neler düşündün?
- Birçok atlet start öncesinde bazı hareketler yapar. Ben havalı olduğumu düşünürler diye bu tür hareketler yapmıyorum. Dünya şampiyonasında Türk bayrağı ile formamda yazan soyadımı göstereyim dedim.

Ancak henüz önemli sporcu olmadığım düşüncesiyle sadece Türk bayrağını gösterdim. Ama seneye, Akdeniz Oyunları ve Dünya Gençler Şampiyonası'nda soyadımla birlikte ay yıldızı göstereceğim. Takoza oturduğumda bildiğim bütün duaları okudum. Rekor kırabileceğimi hissettiğim yarışlarda dualarla birlikte Atatürk küpelerimi ve çocukluk arkadaşımın hediye ettiği bilekliği takıyorum.

AKILLI TELEFON KULLANMIYORUM

- Koşarken aklından neler geçiyor?
- Hocam, o an hiçbir şey düşünmemem sadece finish'e odaklanmam gerektiğini söylüyor. Ama ben yarışta o kadar çok şey düşünüyorum ki... (Gülüyor). Dünya şampiyonasında yarış sonunda gülesim bile geldi. Ama bu tebessüm öncesinde, son 30 metresi iyi olan Jamaikalı atlet nedeniyle, yarışın son 35 metresinde kendi kendime 'Mizgin dikkat! Seni geçebilir sakın bırakma, az kaldı' dedim ve ne olduğunu anlamadan yarışı bitirdim.

- Şampiyonluktan sonra hayatında değişiklikler oldu mu?
- Tanındım. Özellikle Beypazarı'nda görenler hâlâ tebrik edip "Ülkemizin, Beypazarı'nın gururusun" diyorlar. Dünya şampiyonu olunca sporu, atletizmi daha da sevmeye başladım.

- Gelibolu'da tarihi bir maratonda koşacaksın. Neler söylersin?
- Tarihi yarımadada 'barış' için koşacak olmak çok heyecanlandırıyor. Vatan uğruna şehit olanların şehit düştüğü yerde o havayı teneffüs etmeyi düşünmek bile tarifi zor bir duygu.

- Her gün antrenmandasın. Eğlenmek, gezmek istemiyor musun?
- Yorulduğum ya da zorlandığımda antrenmandan sıkılıyorum. Hocama yalvarıp antrenman için pazarlık bile yapıyorum. Ama artık zor bu pazarlıklar. Arkadaşlarımın sosyal çevresi çok. Onlarla dolaşmayı, gezmeyi isterim. Akıllı telefon kullanmıyorum. Kullansaydım mesela fotoğraf çekmek isterdim. Ama spor hayatım için her şeye katlanmak zorundayım. Ayrıca yurt dışında, yarış sonrasındaki partilere yarışta iyi koşmuşsam antrenörüm katılmama izin veriyor. Ama sadece izliyorum.

DÖRT TANE SPOR AYAKKABIM OLDU

- Seçmelere ablanın ayakkabısını giyerek katılmıştın...
- Spor ayakkabım rahat değildi. Daha çok terlik giydiğim için ablamın ayakkabısıyla rahat edeceğimi düşünerek onun ayakkabısını giymiştim. Şimdi dört tane spor ayakkabım var. Gittiğim yerlerde spor ayakkabısı pahalı olduğu için tişört ve tayt alıyorum. Normal günde de spor giyiniyorum. Birkaç tane elbise alabilirim ama kollarım kaslı olduğu için yakışmaz diye düşünüyorum.

- 'Kazanacaklarımla ilk olarak anneme ev alırım' demişsin kendin için ne hayal ediyorsun?
- İlk olarak ailemi kurtarmak istiyorum. Kendimle ilgili hayal kurmadım ama herhalde kendime de ev alırım. Ama daha da önce, madalya, kupa ve rekor belgelerimi koymak için büyük bir dolap alabilirim.

- Batman'da doğdun, Beypazarı'nda büyüdün. Şimdi birçok ülkeye gidiyorsun. Neler hissediyorsun?
- "Nerden nereye" diyorum. Birkaç yıl öncesine kadar tarlada çalışıyordum. Beypazarı'ndan dışarıya çıkmamıştım. Batman'a bile gitmemiştim. Yarışmalar için Ankara dışında yurt içinde ilk Kırşehir'e Konya'ya, yurt dışında da Çin'e gitmiştim. İlk şehir dışına çıktığımda günlük tutmaya bile başlamıştım.

- İstanbul'u görmüş müydün peki?
- Ailemle Sultanahmet'e gelmiştik ama az daha kayboluyorduk. Bir de arkadaşımla Boğaz'ı gördük.

- Baban çalışmıyor. Senin sporcusu olduğun Fenerbahçe'den aldığın maaşınla geçiniyorsunuz. Başarıların senin bir dönüm noktası olmuş o zaman...
- Öyle. Aksi halde okula da gidemezdim. Tarlada çalışmak için beşinci sınıftan sonra okula gidilmedi bizde. Ama ben okuyabiliyorum.

TARİHİ YARIMADADA BİRLİKTE KOŞALIM
Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, tüm sporseverleri maratona beklediklerini belirterek: "Türk atletizmine verdiğimiz desteğin sonucunda Mizgin Ay gibi dünya şampiyonları çıkmasının gururunu yaşıyoruz. Mizgin'in, Turkcell Gelibolu Maratonu'nda onur konuğu olarak koşması da bizi ayrıca mutlu ediyor. Tüm sporseverleri bu tarihi yarımadada birlikte koşmaya davet ediyorum" dedi.