Abone Ol

Sütyenimin içini çorapla doldurdum!

İzzet Çapa, Playboy'a kapak olmuş ünlü model Adriana Karembeu'yu Şile'de yakaladı. Bakın Karembeu, İzzet'e ne itiraflarda bulundu...

Sütyenimin içini çorapla doldurdum!

Dünyanın en uzun bacaklı modeli olarak Guinness’e girmiş,ünlü futbolcu Christian Karembeu ile evlenip boşanmış, üstüne üstlük Playboy’a kapak olmuş bir kadınla röportaja gitmek ‘angaryasını’ yüklendim bu sefer de.

Adriana Karembeu fotoğrafları için tıklayın!.. FOTO GALERİ

Dedim ki kendime ‘Kendim, buldu benim gibi boylu boslu yakışıklı adam tekbaşına davet etti” Ama merak etmeyin fazla yüz vermedim. Meğer benden önce koca bir medya ordusu ile yemek yemiş Adriana Karembeu.

Adriana, Şile’de bir otelde spa açmış ayrıca kendi adını taşıyan kozmetik ve makyaj ürünlerini tanıtmaya gelmiş. Röportajı yaparken bir ara Tuz Odası dedikleri yere girdik beraber.. Sözde nefesleri açıyormuş. Ama kadının bacaklarının uzunluğuna bakarken benim nefesim kesiliyordu doğrusu. Uzun uzun konuştuk Adriana ile ama ben “İstanbul’’boğaz’ ‘şiş kebap’ gibi klasik ünlü cevaplarını  ayıkladım bizim muhabetten. Zaten yabancı şarkıcıların konsere ‘Merhaba İstanbul’ cümlesi ile başlamasını da hiç samimi bulmam ya.
Neyse efendim… Dediğim gibi, bana özel diye gittiğim röportajı ertesi gün bütün gazetelerde okudum. Hep haberleri bir gün önceden vermeye alıştığım için biraz da bozulmadım değil. Ama siz gün farkına takılmadan bir de benden okuyun Adriana Karambita’yı’, pardon Karembeu’yu

Moda dünyasının bütün nimetlerinden yararlanmadan önce de güzel miydin?
 12 yaşındayken dişleri telli bir kızdım…
Ne var ki dişinde tel varsa…
Sana otuz yıl  önceki Çekoslovakya’dan bahsediyorum.  Kocaman pembe bir plastik takıyordum, ağzımda patates varmış gibi...
Okulda dalga geçmezler miydi peki?
Yok… Sadece geceleri evde takardım. Dişlerim arasında büyük aralık vardı bir de uzun süre parmağımı emdiğim için öne doğruydular.

                  SUTYENİMİN İÇİNİ ÇORAPLA DOLDURURDUM

Bu boyla okulda seni Temel Reis’in Safinaz’ına benzetmişlerdir ama...

O konuda da sıkıntım olmadı. Boyum uzun olduğu için ailem beni bir yıl erken gönderdi okula.En uzun değil,yaşı en küçük öğrenciydim.

Göğüsler o zaman da böyleyse okulda ergen çocukların aklı uçmuştur

Nerdee… 16 yaşıma kadar göğüslerim dümdüzdü. Sonra biraz çıkınca sutyen derdine düştüm. Bu sefer de annemden izin çıkmadı. Ben de onunkini çaldım. Ama içini dolduracak göğsüm olmadıgından, çoraplarla takviye yapıyordum.

Senin yüzü olduğun o meşhur sutyen markası da olmayan göğüsleri var gibi gösteren bir şey değil miydi?

Evet, Wonderbra. Casting’e gittiğimde çok zayıftım, göğüslerim dolgun değildi. Orada bile sutyenimin içine çorap doldurdum.

O markanın amacı değil mi zaten göğüsleri olduğundan büyük göstermek

(gülüyor) Ama yine de potansiyel bir şeyler olması gerekiyor.

Senin memleketten Eva Herzigova da senden önce Wonderbra’nın yüzüydü…

O Çek…

Tamam sinirlenme, ailen kızmadı mı kızlarının dünya bilboardlarında sutyenle boy göstermesine?

                 
Paris’te ne yapacağımdan haberleri yoktu ki. O zaman bizim ülkede  modellik diye bir şey yok zaten. Wonderbra nedir bilmiyorlardı bile. Verdiğim kararlara güvenmek zorundaydılar.

HEM OBUR HEM TEMBELİM


Göğüsler kocaman maşallah, boy sırık gibi ama ayaklar minicik. Dengeyi nasıl buluyorsun yürürken?

(gülüyor) Doğru ayaklarım minicik, çünkü çok hızlı büyüdüğüm için annem hep bir numara büyük ayakkabı alırdı.Ben de onları hiç sevmezdim, ayaklarımı hep küçük ayakkabılara sıkıştırırdım. Belki o yüzden büyümediler.

Bir resmini çekebilir miyiz ‘minyatür’ ayaklarının?

Aaa ama ayağımda makyaj yok....(bunu söylerken son derece ciddi)

Çok klişe bir soru.Formunu nasıl koruyorsun?

Domuz gibi yerim,oburum;Bunun için arkadaşlarım bana çöp kutusu derler

Kesin deli gibi spor yapıyorsundur.

Sadece obur değil tembelim de. Yaş ilerledikçe spor yapmak gerektiğini anlayıp egzersize başladım. Uzun süre spor salonlarına gitmememin bir sebebi de erkeklerin bakışlarını üzerimde hissetmemdi.

                               KADINLAR YILANDIR

Senin kadar güzel bir kadının erkeklerin bakışlarına maruz kalmasını bırak onlarla arkadaşlık etmesi bile zordur herhalde.

Tam tersi erkeklerle arkadaşlık çok kolay. Asıl kadınlar yılan. Çünkü akıllılar ve duygularını saklamayı biliyorlar.

Erkekler salak mı yani?

Yok sadece kadınlar daha akıllı. Erkekler ile eğer flört durumun yoksa seni kıskanmıyorlar.

(Bu arada Adriana makyajını tazelemeye başladı. Bir baktım ki elindeki pudranın kapağında M.A.C yazıyor. Hemen patlattım soruyu)

Sen kendi markanı kullanmazsan kim kullanacak…

Piyasada ne olup bittiğini öğrenmek için hepsini deniyorum.

Peki nasıl güvenebiliriz senin kozmetiklerine?

Her evresinde hatta laboratuar çalışmalarında bulundum..

        150 KİŞİLİK YURTTA 3 TUVALET VARDI

Sen mankensin…Laboratuar ne alaka

Manken olmadan önce tıp öğrencisiydim

O zaman beyin ameliyatı da yap bari… Seni tıp aleminden Paris podyumlarına götüren şu Sindirella hikayesini anlat.

Slovakya’ da Tıp okurken 30 odalı bir yurtta her odada 5 kişi kalıyorduk. 150 kişiye üç duş 3 de tuvalet vardı sadece,bir ara mayo lazım oldu…

Ne mayosu uçtun mu sen… orası tıp fakültesi değil mi?

Evet ama derslerimizden biri cankurtaranlık… Sınavı geçmem için de mayo şart

Neyse ben sustum. Eeee?

Mayolar çok pahalı… Param da yok.Alabilmek için postanede,fırında çalışmaya başladım.Derken bir model avcısı beni görüp mankenlik yarışmasına girmeye ikna etti.

Ve Paris yolu açıldı diyorsun.

Yoo hemen değil. Aslında yarışmada kaçıncı olduğumu bile hatırlamıyorum. Tek bildiğim Paris’e bir uçak bileti kazandığım. Ama sınavlarım vardı gitmedim

Tabii havuzda boğulma numarası yapan birini kurtarmak daha önemli

(gülüyor) İki ay sonra aynı biletle tekrar geldiler ajanstan, bu sefer eşyalarımı  toplayıp Paris’in yolunu tuttum.

            PARİS’TE BOŞ YOĞURT KUTULARINI BİRİKTİRDİM

Uçaktan inince gördüğün hayalindeki Paris miydi?

Hayalimde bir şey yoktu ki. Ülkemde bize batı Avrupa’da fakirliğin diz boyu olduğunu söylemişlerdi. Modelliğe ait de hiçbir şey bilmiyordum. Üstelik ne İngilizcem ne Fransızcam vardı.

Ne güzel kafanı dinlemişsindir.

Sen öyle san… İlk hafta hiç param yoktu. Yemek bile yiyemiyordum. Sonra ajanstan biraz para verdiler, ilk iş süpermarkete gittim, çeşit çeşit yoğurtları görünce şok geçirdim.

Hadi yaa....

Ülkemde tek tip yoğurt vardı.Paris’teki çeşitleri görünce bütün yoğurtların boş plastik kutularını biriktirmeye başladım.

Yoğurtlara hayran olup Paris’te kalmaya karar verdin desene… Haydi biraz da kocana gelelim.

O soruları cevaplamayacağımı biliyorsun

Ama hikayeniz bir peri masalı gibi.. Uçakta tanışmanız, ilk görüşte aşk…

Bunlara cevap vermesem daha iyi olur.

            KOCAM GEZEGENDE GÖRDÜĞÜM EN GÜZEL ADAMDI

O zaman no comment dediğini yazarım.

Tamam olur olur (gülüyor)

Sormadan edemeyeceğim. Senin gibi güzel bir kadın o kadar çirkin bir adamla neden evlenir.

O,  gezegende gördüğüm en güzel adam.

Avatar’daki Pandora gezegeninde herhalde… Sen onu bunu bırak da 2002 yılında Playboy’a kapak olmandan bahset.

Amerikan Playboy’una kapak olmak gerçekten müthiş bir şey.

              PLAYBOY’A KAPAK OLMAK BİR KIZ İÇİN ONURDUR

Hadi ailen sutyenli resimlere tepki göstermedi. Sutyeni çıkarınca da mı bir şey demediler?

Hayır. Bu benim vücudum. Üstelik bir kız için Amerikan Playboy’una kapak olmak onurdur.

Bu yorum beni bozar ama neyse...Playboy’a poz vermiş biri olarak iş kadını kimliğinle ciddiye alınmayacağını düşünmedin mi?

Hiç bir pişmanlığım yok;umursamıyorum da. Üstelik iyi ki de o zaman çektirmişim,çünkü bu gün çektiremem böyle fotoğrafları. İş konusuna gelince güzel bir ürün yaratmak ve bunu insanlara sunmak istedim o kadar.

Adı neydi hatırlayamadım o içi dolgulu sütyenlerle bunca sene kadınların erkeklere yalan söylemesine yardımcı olduğunu düşünmüyor musun?

O da var tabii(gülüyor), Aslında Wonderbra giyen akıllı bir kadın onu nasıl giyeceğini de ne zaman duracağını da bilir.

Hiç estetik yaptırdın mı?

Hayır kesinlikle. (Tişörtünü hafifçe indirip göğüslerini gösteriyor)  Göğüslerim dahil her şeyim doğal. Ama göğüslerimin büyük olmasının zorluğunu çektim.

Nasıl yani?

Büyük göğüsler podyum ve moda mankenliği için avantajlı değildir,kamuflesi etmem zor oluyordu. Ama iç çamaşırı ve mayo firmalarından göğüslerimin büyüklüğü sayesinde çok para kazandım

            TARKAN İLE TANIŞTIĞIMI HATIRLAMIYORUM

Peki hayatındaki en büyük günahın nedir?

Hayatımda üç kere sarhoş oldum. İçki içmeyi bilmediğim için dozumu aşıyorum.  Dedim ya oburum, içki içerken de durmayı bilmiyorum.

Basınla buluştuğun yemekte Tarkan’ı tanıdığını söylemişsin.

Açıkçası bir yerde tanıştığımızı söylüyorlar ama ben hatırlamıyorum. Sanırım Yunanistan’daymış.

Ömrünün çoğu objektiflere poz vermekle geçen biri, sokakta yanına gelip kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen hayranlarına nasıl davranır?

O insanlar sayesinde var oldum. Görünmek istemediğim zaman saklanıyorum zaten.

Bazı ünlüler hiç sevmiyor fotoğraf çektirmeyi…

Doğrudur. Mesela Alain Delon ile Fildişi sahiline gitmiştik. Kimseyle fotoğraf çektirmek istemedi. Onları da anlıyorum,hayranların bazen çok kötü bir anını yakalıyorlar.

En beğendiğin model kim?

Bence en iyisi Kate Moss.

O ’dünya yakışıklısı’ kocandan sonra kalbinde yeni bir aşka yer var mı?

(Uzun süre susuyor ve gözleri dolu dolu düşünüyor) Çok zor bir dönem geçirdim. Kalp kırıklıklarından ölünebileceğini öğrendim. Ama sonunda ben de bir insanım, açığım tabii yeniliklere…

Hiç aldatıldın mı?

Bilmiyorum. (o kadar anlam yüklü bir ’Bilmiyorum’ ki)

Peki sen aldattın mı?

Asla,gerçekten seviyorsan öyle bir şey yapamazsın.

                KOCAMI BEBEĞİM İLE PAYLAŞMAK İSTEMEDİM

Aşktan bahsederken gözlerin doluyor. Galiba eski kocanı hala unutamadın.

15 yıllık dürüst bir ilişkide sevgi bitmez. Ama onu annem,kardeşim falan gibi seviyorum artık.

Hala görüşüp konuşuyor musunuz?

Tabii… O benim hayatımın önemli bir parçası.

Peki neden bir çocuk yapmadın, vücudun deforme olacak diye mi korktun?

Hayır asla… Bu bir tercih meselesi. Evliliğim sırasında kocama olan aşkımı bebeğim ile paylaşmak istemedim. Ondan başkasını daha fazla sevemem diye düşündüm. Tek sebep bu.

Ne diyelim Allah insana çirkin şansı versin

İzzet Çapa / Gazete Habertürk