Abone Ol

Deniz Çakır olayının perde arkası: Başörtülü kızlar içkisine laf atınca..

Sözcü yazarı Soner Yalçın, bir AVM'de Deniz Çakır'la baş örtülü kadınlar arasında geçen tartışmayı yazdı.

Deniz Çakır olayının perde arkası: Başörtülü kızlar içkisine laf atınca..

Tartışmanın, yan masadakilerin laf atmasıyla başladığını anlatan Yalçın, "Meselenin baş örtüsüyle ilgisi yok" dedi, konunun araştırılmadan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşma metnine kadar girmesini eleştirdi.

7 kadının, başörtülü oldukları için İstanbul’daki bir AVM’de yer alan kafe barda oyuncu Deniz Çakır’ın hakaretlerine maruz kaldıklarını öne sürerek, suç duyurusunda bulunmasına ilişkin tartışmalar sürerken, Sözcü yazarı Soner Yalçın da konuyu bugün köşesine taşıdı.

Başörtülü kadınların barda içkiden rahatsızlık duyduklarını ve fotoğraf tartışması başlattıklarını belirten Yalçın, ‘O kalem kim‘ başlıklı köşesinde, o güne ilişkin şunları yazdı:

Deniz Çakır, iki arkadaşıyla doğum günü kutlamak için Zorlu AVM’de bir kafe-bara gitti. Yiyecek ve aperatif içki söylediler, sohbete başladılar… Yan masalarına 20’li yaşlarda iki başörtülü genç kız geldi.

O akşam Zorlu’da Enes Batur konseri vardı. Gece konserden çıkan yine 20’li yaşlarda beş genç kız kafe-bara gelerek iki arkadaşının yanına oturdu. Başörtülü iki genç kız o zamana kadar sessizdi.

Ne vakit yanlarına arkadaş grubu geldi, yan masaya laf atmaya başladı: “Bizim fotoğrafımızı çekiyorsunuz!” Çekiyorsunuz-çekmiyorsunuz tartışması başladı. Sonra kafe-barda içkiden rahatsızlık duyduklarını ima edip, masa değiştirdiler!

Deniz Çakır masadaki arkadaşlarına, “Burası Atatürk Türkiye’si, içtiğime-çektiğime ne karışılıyor burası Arabistan mı” dedi. Yani, meselenin başörtüsüyle hiç ilgisi yok. Bara gelip içki içilmesinden rahatsız olanların tavrını anlamak zor! İçki içilmeyen kafeler de var Zorlu’da! Neyse.

Başörtülü genç kızlar, üç gün sonra Sabah Gazetesi’ne gitti: “Deniz Çakır başörtümüzden dolayı bize ‘Suudi Arabistan’a gidin’ dedi!” Yetmedi. Olaydan beş gün sonra muhabirleri-kameramanları alıp savcılığa suç duyurusunda bulundular!

Bakınız: Derdim, “kim haklı-kim haksız” tartışması yapmak değil. Derdim, “kim mağdur- kim mağrur” meselesi yapmak değil. Derdim, bu tartışmanın Cumhurbaşkanı’nın konuşma metnine kadar girmesi! Türkiye’de her sıradan kadın münakaşası, medya tarafından “başı açık”- “başı kapalı” kavgası haline dönüştürülüyor!

İnsanların yaşam biçimiyle uğraşan dün “gardropçu” CHP’liler vardı. Ama bugün de insanların yaşam biçimine laf atan şımarık AKP’liler var.

Soner Yalçın / Sözcü