Abone Ol

Silopi'deki Cuma namazının perde arkası

Türkiye gazetesi yazarı Batuhan Yaşar, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Silopi'de kıldığı Cuma namazını köşesine taşıdı.

Silopi'deki Cuma namazının perde arkası

Batuhan Yaşar'ın o yazısı şöyle...

Dün sabah haber kanallarında kırmızı bantlı son dakika KJ’leri peş peşe giriyordu..
“Başbakan Davutoğlu Şırnak’ta”

“Başbakan Cizre’ye geçiyor”

“Cuma namazını Silopi’de kılacak”

Akıllara hemen Selahattin Demirtaş’ın dünkü cuma namazı çağrısı geldi.

Acaba siyaseten Demirtaş’a verilen bir karşılık mıydı Silopi’deki cuma amazı?

Hayır.. Değildi.. Selahattin Demirtaş’la alakası da yoktu..

Ekranlarda Başbakan Davutoğlu’nu vatandaşlarla kucaklaşırken görünce Şırnak, Cizre ve Silopi ziyaretinin perde arkasının araştırılması gerektiğini düşündük ve öyle de yaptık..

İran öncesi Silopi’ye gidelim, orada da cuma namazı kılalım fikri bir defa direkt Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan çıkmış.

Hatta fikir demek de yanlış olur. Hafta başında yani pazartesi günü direkt talimat vermiş:

“Şırnak, Cizre ve Silopi’ye gidelim.. Gerekli hazırlıkları hemen yapın.”

     ***

Başbakan’ı, Silopi’de karşısında gören kadını yaşlısı genci çocuğu hepsinin gözleri doldu.. Silopi, baştan sona duygu yüklü anlarla doluydu.

Bu olay bir defa bir ziyaretin, gezinin çok ötesinde anlamlar taşıyordu..

Başbakan’ın çocuklara olan ilgisine ayrı bir parantez açmak gerekir. Sevdi, öptü.. Uzun uzun sohbetler etti..

Başbakan Davutoğlu cuma namazlarını her hafta sonu bir başka ilde kılıyor biliyorsunuz. Şubatta Mardin, Erzincan ve Bingöl’e gitti. (Bundan sonra sadece doğu ve güneydoğu değil batıda da cuma namazları kılacak)

Ama oralarda operasyonlar yapılmamıştı. 90 günlük sokağa çıkma yasakları uygulanmamıştı. O yüzden Silopi gezisi, ziyareti Mardin, Erzincan ve Bingöl’den çok farklıydı... Operasyon daha yeni bitmiş..

-Tamam artık bölge teröristlerden temizlendi..

-Bizim yapacağımız bu kadar.. Siz sağ biz selamet..

-Bölgeyi yeniden unutmaya başlayabiliriz..

-Bölge halkı da kendi başının çaresine baksın canım,

gibi düşünenler Başbakan’ı Silopi’de görünce yanıldıklarını bir kez daha anladılar.

MGK’da, Bakanlar Kurulunda, güvenlik zirvelerinde alınan kararlar aslında adım adım uygulanıyor..

Başbakan’ın mesajı dün çok sarihti aslında:

-“Biz sizlerle yeniden kucaklaşmaya ve buraları yeniden imar etmeye geldik.”

Perşembe akşamı saatler süren bir toplantı daha yapılmış Çankaya Köşkü’nde.. Bölgenin yeniden imarı bütün detayları ile konuşulmuş.. Bir de bakıyorsunuz Başbakan’ın yanında Aile, Şehircilik, İçişleri, Eğitim, Kalkınma ve Ticaret Bakanları var.. Diyanet İşleri Başkanı var.. Taş üstüne taş nasıl koyarız derdi var çünkü..

Devlet sadece güvenlik olarak değil, sosyal restorasyon için de tam saha prese başlıyor anlaşılan.. Bu saatten sonra PKK ve HDP’nin işi gerçekten çok zor..

Altlarında zemin diye bir şey kalmadı çünkü..

Halkın PKK ve HDP nefretini gözlerden okumak mümkün..

PKK ve HDP’ye tekerleme gibi belalar yüksek sesle okunuyor..

Yanlış anlaşılmasın biz burada “Terör tamamen bitecek” demiyoruz..

Terör örgütünün “marjinalleşmesini” kastediyoruz.. Zaten hedef de bu..

PKK’nın tarihi hep vahşetle doludur ki bunu hepimiz yakından biliriz..

Sur’da son çare çocukları kalkan olarak kullanıyorlar.. Ama iyice köşeye sıkıştılar artık.

Kaçmak için fırsat kollayan kendi arkadaşlarını, ellerinde tuttukları sivil vatandaşları bile kontrol edemiyorlar..

Dün Sur’da kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan 45 kişiden 25’inin terör örgütü mensubu olduğu belirlendi. Kalanların çoğu da çocuk.. Bu ayrıntı bile her şeyi anlatmıyor mu?

Sur’da işin uzamasının en büyük nedeni çocuklar..

90’lı yılların toptancı yaklaşımına hiçbir zaman gidilmiyor.

Şu soruyu sormanın zamanı geldi de geçiyor bile..

Aynı şey ABD’de veya AB üyesi bir ülkede olsaydı yani elinde Keleş tutan bir çocukla karşı karşıya gelinseydi ne olurdu?

Sonuç, evet bildiğiniz gibi...

ABD, Irak ve Afganistan’da terörle mücadele ederken, 1 teröriste karşılık 3 sivilin ölmesini normal bir durum sayıyordu.

İsrail için ise bu rakam bire bir..

Şimdi soruyoruz;

Sur, Cizre ve Silopi’de kaç sivil öldü peki?

Bizdeki bilgilere göre hiç ölmedi..

Çocukların, kadınların kılı zarar görmesin diye milim milim gidilmedi mi?

PKK zemin kaybedilince İstanbul’da DHKP-C devreye alınmadı mı?

Artık nefesler tutuldu.. Bütün ülke olarak morale ihtiyacımız var.. Artık bir annenin bile gözyaşı yere düşmesin istiyoruz..

Bu sene bahar erken gelsin istiyoruz...