Abone Ol

Sezay Koçak'ın şüpheli ölümü: Cinayet mi intihar mı?

Gaziantep’te 3 Eylül 2020 tarihinde şüpheli bir şekilde evinin balkonundan düşerek hayatını kaybeden 2 çocuk annesi Sezay Koçak Özahi’nin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma genişletildi.

Sezay Koçak'ın şüpheli ölümü: Cinayet mi intihar mı?

Ölen Sezay Koçak Özahi'nin eşi A.Ö. ve tanıkların ifadeleri çerçevesinde intihar kapsamında yürütülen soruşturma, çelişkili ifadeler ve toplanan deliller doğrultusunda derinleştirildi.

Dosya genel soruşturma bürosundan alınarak, cinayet büro savcılığına verildi. Olaya tanık olan herkesin yeniden ifadesini alan Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne bağlı cinayet büro ekipleri, Sezay’ın ölümünü aydınlatmak için yeni deliller topluyor.

Soruşturmanın cinayet şüphesiyle derinleştirilmesini umutlu bir süreç olarak değerlendiren Koçak ailesinin avukatı Erkan Kuşçu, şüphelinin üzerine atılı suçun kasten öldürme suçu olarak kayda geçtiğini söyledi.

Mağdur Sezay Koçak Özahi'nin kocası A.Ö.'nün baş şüpheli olduğunu ve tutuklu yargılanmasını istediklerini anlatan Kuşçu, "Kanundaki tutuklama şartlarının hepsi oluşmuş olmasına rağmen baş şüpheli olan koca tutuklanmıyor. Elini kolunu sallayarak dışarıda gezmektedir. Biz sanığın tutuklu yargılanmasını istiyoruz" dedi.

Tüm komşuların olaya dahil edildiğini kaydeden Avukat Kuşçu, "Soruşturmayı şuan cinayet büro yürütmektedir. İlk başta sadece evde bulunanlardan ve karşı komşusundan beyan alınıyor. Ancak şuan bunun dışında kalan tüm komşular artık soruşturuluyor. Olaya dâhil edildiler. Bu kapsamda da soruşturma genişlemiş oldu. Şuan daha derin bir soruşturma yürütülüyor" şeklinde konuştu.

Soruşturma daha öncesinden intihar gözüyle yapıldığı için gerekli raporların ve fotoğraflamaların detaylı gerçekleştirilmediğini de savunan Avukat Kuşçu, "Başta olaya intihar gözüyle bakıldığı için detaylı raporlamalar, fotoğraflamalar yapılmamış. Olaya ilk başta cinayet gözüyle bakılsaydı. Şuan soruşturma daha farklı bir aşamada olurdu. Ancak şuan daha detaylı bakılıyor" ifadelerine yer verdi.

Ablasının intihar etmediğine emin olduğunu söyleyen Neveser Özyalçın ise adaletin yerini bulmasını beklediklerini söyledi. İlk günden bu yana olayın intihar olmadığına emin olduklarını kaydeden Neveser Özyalçın, soruşturma aşamasının istedikleri gibi yürümediğini vurguladı.

Soruşturma aşamasındaki eksikliklerin kendi aleyhlerine zaman kaybettirdiğini ifade eden Özyalçın, “Soruşturma aşamasında ihmalkarlık olduğuna eminim. Olay gecesi alt komşu Sezay aşağıya düşerken balkon tırabzanına değdiğini söylemesine rağmen ifadesi alınmıyor. Sezay’ın cep telefonu inceleme için alınmıyor. Cinayet şüphelisinin telefonu incelenmek için alınmıyor.

O esnada olaya tanık olan 13 yaşındaki çocuğun dahi ifadesi alınmamış. Biz dahil Sezay’ı tanıyan hiç kimse onun intihar etmiş olabileceğine ihtimal vermiyor. Biz onun intihar etmediğini biliyoruz. Gerçeklerin geç ortaya çıkması bizim canımızı yakıyor” ifadelerini kullandı.

Olayın yaşandığı gece ablası Sezay’la beraber olduklarını sözlerine ekleyen Özyalçın, o gece yaşananları anlatarak, “Biz Sezay’la olayın yaşandığı gecenin akşamı görüşmüştük. Beraber ailece yemek yedik. Eşiyle arası iyi değildi. Ayrılma aşamasındalardı. Çocuklarından ve eşinin ailesinin ısrarlarından dolayı birliktelikleri sürüyordu. Sezay o akşam her zamanki gibi çok eğlenceliydi. Çok şendi ve kahkahalar atıyordu. Hatta ertesi gün yapılacak olan işlerin mailini dahi atmıştı.

Ertesi gün Ankara’ya gidecekti. Ankara’ya gidecekken ne giyeceğinin planını dahi yaptık. Evden beraber şarkılar söyleyerek çıktık. Sezay evine neşeli bir şekilde gitti. Oğlu kendisi ve şüpheli A.Ö. ile birlikte eve gittiler.

Yaklaşık bir buçuk saat sonra Sezay’ın hastaneye kaldırıldığına dair bir telefon geldi. O sıra beni A.Ö.’nün kardeşi E. Ö. aradı. Bana ‘Neveser Sezay hastanede hemen hastaneye gelmeniz gerekiyor’ dedi. Bende ona olayın nasıl olduğunu sordum. O da bana ‘Kavga ediyorlardı. Sese evlerine geldik. Çocukları etkilenmesin diye. Onu alıp bizim eve götürmek için kapıya yöneldim. O sıra Sezay birden balkona koştu. Sonra çığlık sesine gittik’ dedi. Yani kendisinin olayı görmediğini söyledi” şeklinde konuştu.

Sezay’la eşinin tartışmasını karşı ve yan binadakiler ile mahallenin tamamının duyduğunu anlatan Özyalçın, “Çok ciddi tartışmışlar. Sezay bir ara ‘Saçımı bırak’ diye bağırmış. Komşular duymuş. Balkona çıktığında ‘Allah belanızı versin’ demiş. Bir komşuda onlar aşağıya geç indi. Ablam düştükten hemen sonra inmemişler ve çok sakinlermiş.

Olaydan hemen sonra E. Ö.’den ablamın telefonunu istedim. Bana ‘Bizim telefondan haberimiz yok’ dedi. Ancak olaydan sonra ablama attığım mesajlar görülüyordu. Çünkü mesajlaşma programında görüldü işareti çıkıyordu. Telefon iş yerine ait olduğu için onlardan telefonu istemelerini istedik. Telefonu birkaç gün sonra götürüp vermişler. Orada da ‘Telefon savcıda diye geç getirdik’ demişler. Ancak olaydan 10 gün sonra savcı ısrarımız üzerine telefonu aldı” dedi.

Sezay’ın telefonunda A.Ö, E.Ö ve D. Ö.’ye ait ses kayıtları olduğunun altını çizen Özyalçın, Sezay’la eşi arasında çıkan kavganın aldatma meselesinden dolayı çıktığını ileri sürdü. Ablasının kendisine ‘Bunları hiçbir zaman ispat edemem. Bunları ses kaydına alacağım’ dediğini aktaran Özyalçın, “Birçok fotoğraf vardı. Ablam bana Haziran ayına dair ‘Bir ay içerisinde fuhuş yapmak için 50 tane arama yaptığına dair fotoğraf var’ demişti.

Çocuklarla bizi görüştürmüyorlar. Çocukları bize karşı kışkırtmışlar. Aile olarak istediğimiz şey çok açık. Biz adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Bunun için çabalıyoruz. Sanık hala tutuklanmadı. Niçin tutuklanmadığını da bilmiyoruz. Ama cezasını alacağından eminiz. Artık cinayet büro davaya bakıyor. Olayın intihar olmadığından artık herkes emin. Ancak bu geçen süre daha ne kadar olur bilmiyoruz ama süre geçtikçe bizim canımız daha çok yanıyor” diye konuştu.

iha