Abone Ol

Selçuk Özdağ: Davutoğlu, Elazığ'da bir partinin genel başkanı gibi karşılandı

AKP’de üç dönem milletvekilliğinin yanısıra yönetim kadrolarında görev yapan Selçuk Özdağ, yeni bir parti arayışında yol arkadaşlığı yaptığı eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Elazığ’da, “Eski başbakan gibi değil müstakbel bir partinin genel başkanı gibi karşılandığını” söyledi.

Selçuk Özdağ: Davutoğlu, Elazığ'da genel başkan gibi karşılandı

(Hülya Karabağlı - Medyafaresi.com Özel Haber)

Davutoğlu’nun öğle namazı çıkışında yaptığı yürüyüşte 350 metrelik mesafenin yoğun ilgiden dolayı 1 saatte yapılabildiğine dikkat çeken Özdağ,” Elazığ'daki konuşma AK Partiyi yönetenlere son çağrı gibiydi. Kendi lisanınca gelin bu nobranlıktan, bu kibirden, bu tek adam düzeninden, bu adaletsizliklerden, bu yanlışlardan vazgeçin dedi.

AK parti yönetimi bu çağrıya kulak verir mi, bilemem, ancak şunu söyleyebilirim, Davutoğlu, Elazığ'da eski başbakan gibi değil müstakbel bir partinin genel başkanı gibi karşılandı” diye konuştu.

Selçuk Özdağ, yeni bir siyasi parti arayışları kapsamında yol arkadaşlığı yaptığı eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz hafta medyanın da büyük ilgi gösterdiği Elazığ ziyareti ve konuşmasını ‘Medya Faresi’ne şöyle değerlendirdi.

“Konuşma dikkatle takip edildi”

Türkiye’nin her yerinden ilgi var. Eski, yeni Ak Partili. CHP’li milletvekilleri, eski belediye başkanları, Sayın Davutoğlu’nun konuşmasını çok dikkatli takip ettiklerini söylediler. Davutoğlu Ofisinden yapılan  canlı yayını 350 bin kişi izlemiş. Bütün medya AA’dan TRT’ye kadar herkes oradaydı. Bu konuşma  herkesi açık  bir yerde yapılmadı. Kişiye özel bir davetti.

“Siyaset kumaşı var”

Davutoğlu, konuşmasına 23 Haziran yenilgisinin analizi ile başladı, AK partinin uzun zamandır savrulmalar yaşadığını, yargı, devlet mimarisi ve ekonomide yaşanan sıkıntılardan örnekler vererek anlattı. 23 Haziran hezimetini anlatırken "Hem aylarca beka sorunundan bahsedip, hem de beka sorununun bir numaralı sorumlusu İmralı ile temasa geçmenin milletin vicdanından kopuş olduğunu ifade etti. Bu aynı zamanda Davutoğlu'nun beka sorununun kaynağı ile ilgili düşüncelerini yansıtıyordu.

Adamda bir siyaset kumaşı var, devlet adamlığı nosyonu, ciddiyet, samimiyet görüyorum. Türkiye’nin kutuplaşma yerine kamplaşma yerine bütünleşmesine katkıda bulunacak bir isim olduğunu  görüyorum.

Davutoğlu, konuşmasında özet olarak demokrasiye, kuvvetler ayrılığına, hukuk devletine, yargı bağımsızlığının gerekliliğine işaret etti. 12 Eylül'ün kurguladığı parlamenter sistemin arızaları olduğunu ama mevcut partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin de Türkiye'nin demokrasi kültürü ve siyasal birikimine uygun olmadığını devlet mimarisinin kişilere göre inşa edilemeyeceğini belirtti. Ekonominin nasıl düzeleceğini bu gibi durumlarda halka güven vermenin ne kadar önemli olduğunu anlattı. Ortak bir akılla hareket edilmediği müddetçe krizden çıkmanın zor olacağını ifade etti.

"AK Parti bugün geriye giden bir parti" 

Yeni bir siyasi hareket başlamak zordur, öncelikle seçmen sosyolojisinin buna müsait olması gerekir. Doğru bir lider ve kadronun doğru bir zamanla buluşması başarının en önemli şartıdır. AK parti bugün geriye giden bir parti. Toplumu korkular üzerinden konsolide etmeye çalışıyor. Son yıllardaki uygulamaları ne muhafazakarlıkla, ne İslamcılıkla bağdaştırmak mümkün değil. İslamcı siyaset projesi büyük yara aldı. AK partinin hataları toplum nezdinde giderek İslam'a fatura ediliyor. 

"Davutoğlu'nun en büyük zorluğu İslamcı siyasete duyulan tepkinin yükseldiği bir dönemde sahaya inmesi"

 Belki de bunun için ya yeni hal, ya izmihlal diyerek AK parti siyasetleri ile arasına mesafe koymaya çalışıyor. Ancak partisiyle bağları gevşeyen en büyük seçmen tabanın burada olduğunu da görüyor. Yeni bir siyaset ifadesiyle AK parti dışında kalanlara ve İslamcı siyasete tepki duyanlara sesleniyor. Eleştirilerini dışarıdan biri olarak değil, içeriden biri olarak yaparak da bu büyük kitleyle münasebetini korumaya çalışıyor.

Bu tip hareketlerde asıl nabız sokakta tutulur. Halkın ilgisi zaten tarafını seçmiş olan salon ahalisinden ziyade her görüşünün bulunduğu sokakta ölçülür. Davutoğlu da, bu gerçeği bildiği için öğle namazı çıkışı Elazığ sokaklarında yürümeyi -her görüşün- bulunduğu zeminle karşı karşıya gelmeyi tercih etti. Camide de cami çıkışında da büyük ilgi gördü. 350 metrelik mesafeyi yoğun ilgiden dolayı 1 saatte yürüyebildi. Onun geldiğini duyanlar uzun zaman cami önünde beklediler. Yoğun ilgi sokak yürüyüşünün yarıda bırakılmasına neden oldu.

"Bu ilgi muhafaza edilip aidiyete dönüştürülebilirse yeni bir siyasi harekete fazlasıyla yeter".

Davutoğlu'nun kürsü hakimiyeti ve seçtiği kelimeler son derece başarılı. Duygulardan çok akıl ve mantığa hitap ediyor ama yeri geldiğinde toplumun hissiyatını da ihmal etmiyor. Elazığ'daki konuşma AK partiyi yönetenlere son çağrı gibiydi. Kendi lisanınca gelin bu nobranlıktan, bu kibirden, bu tek adam düzeninden, bu adaletsizliklerden, bu yanlışlardan vazgeçin dedi. AK parti yönetimi bu çağrıya kulak verir mi, bilemem, ancak şunu söyleyebilirim, Davutoğlu, Elazığ'da eski başbakan gibi değil müstakbel bir partinin genel başkanı gibi karşılandı.

(Hülya Karabağlı - Medyafaresi.com Özel Haber)