Abone Ol

Selami Şahin ve eşi Didem'in inanılmaz tanışma öyküsü

Hürriyet yazarı İzzet Çapa, müziğin duayen ismi Selami Şahin ile renkli bir söyleşi yaptı. Röportajda Selami Şahin'in eşiyle tanışma hikayesi dikkat çekti..

Selami Şahin ve eşi Didem'in inanılmaz tanışma öyküsü

İŞTE RÖPORTAJDAKİ O BÖLÜM

En iyisi eşin Didem Hanım’la tanışma hikayeni anlat sen bize...

- Yenikapı’daki Gar Gazinosu’nda assolist olarak çalışıyorum. Her çarşamba gündüz vakti de kadınlar matinesi var. Neyse ben geldim mekana, bir baktım kulisin önü ana baba günü. Tabii o zamanlar cep telefonları, fotoğraf makineleri falan yok, herkes imzalı fotoğraf peşinde.

Sen de kırmıyorsundur kimseyi...

- O gün kulisin önünde dünyalar güzeli bir kız dikkatimi çekti. Yanıma yaklaşıp “Selami Bey size hayranım, bir imzalı resminizi alabilir miyim?” diye sordu. Ben de “Ne kadar güzelsin, bir kere yanağımdan öpersen, resim senin” diye cevap verdim.

Ve o ilk öpücükle aşk başladı...

- Ah nerede o günler? “Olmaz, annem kızar” diye kestirip attı bizimki. Tabii yine de resmi imzaladım ama arkasına Unkapanı’ndaki şirketin telefon numarasını yazmayı da ihmal etmedim.

Zamparasın sen zaten, adın çıkmış dokuza inmez sekize...

- Asla öyle bir şey yok, hepsi dedikodu! Ben çok namuslu bir adamım. Neyse aradan bir hafta geçti, şirkette otururken telefon çaldı. “Alo buyrun” diye açtım hemen, karşı taraftaki hanımefendi “Selami Bey’le görüşebilir miyim?” dedi, “Kim arıyor?” diye sordum, “Didem” deyince bir duraksadım.

O mavi gözler geldi aklına tabii...

- Aklıma ne gelen vardı ne de giden. (Gülüyor) “Tanıyamadım, hangi Didem?” diye sordum, kulisteki olayı anlatınca hemen hatırladım tabii. Randevulaştık ve Kartal’da bir yerde buluşup çay-kahve içtik. Aradan birkaç gün geçtikten sonra da aynı kafede buluşmak için sözleştik.

Yavaş yavaş abayı yakıyorsun galiba...

- İçim kıpır kıpır gittim yine aynı yere, oturmuş bekliyorum. İçeri bir hanım girdi. Bana doğru yaklaşıp “Selami Bey merhaba, iki dakika oturabilir miyim?” diye sordu. Hayranım zannedip “Buyrun” diye cevap verdim. “Ben Didem’in annesiyim, kızımdan uzak durun! Odasının her tarafında sizin resimleriniz var, albümlerinize sarılıp uyuyor. Halini hiç iyi görmüyorum, babası duyarsa yakar sizi” demesin mi!

Eyvah eyvah!

- “Biz sanatçıya kız vermeyiz, çapkın olurlar” diye konuştukça konuşuyor. “Ben kızınızı seviyorum” diyorum ama dinleyen kim. “Peki” falan dedim ama benim aklım Didem’de. Birkaç gün sonra gizlice buluştuk. Sonra ben bunu takip edip evinin yerini öğrendim.

Bir daha dünyaya gelecek olsan...

- Yine müzik yaparım, yine eşim Didem’e aşık olup hayatımı onunla geçiririm.

Onun şehir efsanesi haline gelmiş kıskançlığına rağmen mi?

- (Gülüyor) Yahu seven insan kıskanır! Geçenlerde arkadaşlar iki günlüğüne Almanya’ya davet etti, konsolosluktan vize çıktı ama Didem’den çıkmadı. (Kahkahalar) Şaka bir yana çok mutluyum. Eşim bana dünyanın en büyük üç ödülünü, evlatlarımı verdi. Gerçekten iyi ki tanımışım ve iyi ki onunla evlenmişim.
İZZET ÇAPA'NIN RÖPORTAJINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN