Abone Ol

Şebnem Hemşirenin Sır Ölümü: Pencereden Düşmüştü

Kadıköy'de Haziran ayında bir pansiyonun üçüncü katından düşerek hayatını kaybeden Şebnem Köker'in ölümüne ilişkin müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan tutuksuz sanık Timuçin Bayhan suçlamaları kabul etmedi.

Şebnem Hemşirenin Sır Ölümü: Pencereden Düşmüştü

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde kaldığı pansiyonun penceresinden düşen hemşire Şebnem Köker'in hayatını kaybetmesine ilişkin hakkında "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan sanığın yargılanmasına başlandı. Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanık Timuçin Bayhan katıldı.


Duruşmada şikayetçi olarak Şebnem Köker'in babası Abdullah Köker ile taraf avukatları da yer aldı. Müebbet hapis istemiyle yargılanan tutuksuz sanık Timuçin Bayhan, "Ben Şebnem Köker'i öldürmedim. Ölmesine sebep olacak bir duruma sokmadım, herhangi bir şekilde darp etmedim. Şahsına hakaret dahi etmedim. Suç işlemediğimi söylemek istiyorum" derken, müşteki baba Abdullah Köker, "Olay yerine baksanız, cama baksanız bunun bir cinayet olduğunu herkes bilir. Böyle bir düşme şekli olmaz zaten" şeklinde konuştu.

''SOSYAL MEDYADA TANIŞTIK, EVLİ OLDUĞUMU BİLİYORDU''
Bayhan savunmasında Köker'le sosyal medyadan tanıştıklarını, olay günü Kadıköy'de bir pansiyonda kaldıklarını ve Köker'in kendisinin evli olduğunu bildiğini öne sürdü. Olay günü alkol aldıklarını kaydeden Bayhan, eşiyle telefon görüşmesi yaptığı sırada eşine 'Canım' dediği için Köker'in kendisine alındığını düşündüğünü söyledi.

''ÇÖP KUTUSUNA ÇÖP ATILIR GİBİ SES GELDİ''
Bayhan, olay günü Köker'in, hava almak için sahile gittiğinde cep telefonunu kayalıklara düşürdüğünü söyleyerek kendi telefonundan babasını aradığını belirterek, şunları söyledi: "Olay gecesi Şebnem Köker, pansiyonda camın kenarında oturdu. Ben 'oturma düşersin 'dedim. İçeride yatacağım, ayrı yatalım dedi. Bir ara içeriden 'Timuçin seni seviyorum' diye seslendi. Bir ara dalmışım. Dışarıdan çöp kutusuna çöp atılır gibi bir ses geldi. Hemen kapıya koştum. Dışarı çıktı, merdivenden yuvarlandı sandım. Kapının kilitli olduğunu görünce camdan aşağı baktım ve onu gördüm. Şebnem Köker'e hiçbir şekilde zarar vermedim. Ciddi sorunları olduğunu biliyordum ve dertleşiyorduk ama böyle bir şey yapacağını düşünmedim. Hiç kimseye 'Atladı, tutamadım.' demedim. Ben 'Kızınızı kurtaramadım. Özür dilerim.' dedim."

''BÖYLE BİR DÜŞME ŞEKLİ OLMAZ''
Müşteki baba Abdullah Köker de, olay gecesi kızıyla telefonda görüştüklerini dile getirerek, "Olay sabahı bana Şebnem'in trafik kazası geçirdiğini söylediler. Çıktık yola geliyoruz. Şahıs kendisi aradı beni 'Tutamadım, ellerimden kaydı.' diyor. Kızımın üçüncü kattan aşağı düştüğünü morgda öğrendim. İntihara soktular. Olay yerine baksanız, cama baksanız bunun bir cinayet olduğunu herkes bilir. Böyle bir düşme şekli olmaz zaten. Ben de mühendislik okudum. Mümkün değil böyle bir düşme. Bunu bilirkişi bile kabul etti" ifadelerini kullandı.


Duruşmada tanık olarak dinlenen M.B.'de, gece duyduğu gürültü üzerine balkona çıkınca yerdeki kadını gördüğünü, camın açık olması nedeniyle de düştüğünü anladığını söyledi.

Duruşmada daha sonra olay yeri inceleme ekiplerinin çektiği fotoğraflar sanığa gösterildi. Mahkeme başkanının fotoğraflarda olay yerinde görünen gitar parçasını sorması üzerine sanık Timuçin Bayhan, Şebnem Köker'in hediye olarak getirdiği küçük süs gitarı pencere kenarına koyduklarını ancak yere nasıl düşüp kırıldığını görmediğini kaydetti.

TUTUKLANMA TALEBİ REDDEDİLDİ
Söz verilen müşteki avukatları ise, sanığın tutuklanmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuklanmasına yönelik taleplerin reddine karar verdi.

Olayın meydana geldiği pansiyona temizlik yapılıp yapılmadığı ve söz konusu gitar parçasının bulunup bulunmadığının sorulmasına karar veren heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

''NASIL TUTUKLANMIYOR?''
Duruşmanın ardından adliye bahçesinde basın mensuplarına açıklama yapan baba Abdullah Köker, sanığın davada dördüncü kez ifade değiştirdiğini savunarak, "Biz başından beri aynı ifadeyi veriyoruz ve bana yalan söylüyorsun, diyor. Mahkeme heyeti bunu kabul ediyor ve sanığı tutuklamıyorlar. Müebbet hapis istenen bir insan nasıl serbest kalabiliyor, nasıl tutuklanmıyor? Neyi bekliyorlar." diye konuştu.


Avukat Tuba Torun ise şüpheli ölüm vakasında sanığın tutuksuz yargılanmasının kabul edilemeyeceğini belirterek, "Bununla ilgili çok örnek var. En başlıca Şule Çet vakası var. Öncelikle intihar denmiş, sonradan cinayete çevrilmiş. Bu dosyada da sanığın ciddi çelişkiler içeren beyanları söz konusu." değerlendirmesinde bulundu.

NE OLMUŞTU?
Şebnem Köker 7 Haziran 2021'de Kadıköy Caferağa Mahallesi Rıza Paşa Sokak'taki bir pansiyonun penceresinden düşerek hayatını kaybetmişti. Olayın ardından aynı pansiyonda kaldığı belirlenen Timuçin Bayhan gözaltına alınmış, savcılık ifadesinin ardından "başkasını intihara yönlendirme halinde intiharın gerçekleşmesi" suçundan tutuklanması talebiyle sevk edildiği nöbetçi hakimlikçe adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.


Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Timuçin Bayhan'ın olayın sıcağı sıcağına tanık sıfatıyla alınan ifadesi ile şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde Köker'in düşme saati konusunda çelişkili beyanlarda bulunduğu, Köker'in sol elinin üçüncü parmağındaki tırnağın kırıldığının tespit edilmesi ve olayın gerçekleştiği yerde ikisinden başka kimsenin bulunmaması hususları dikkate alınarak üzerine atılı eylemi gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin tespiti için yargılamaya yapılmasına muhtaç olunduğu belirtilmişti.

İddianamede, bu kapsamda sanığın "kasten öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.

(AA)