Abone Ol

Rıza Nur’un hatıratına Atatürk'e hakaret sonradan mı eklendi?

Atatürk’e muhalif isimlerden Dr.Rıza Nur’un, Fransa Ulusal Kütüphanesi’ne ölümünden 7 yıl sonra bırakılan ve el yazısıyla kaleme aldığı hatıraları ilk kez gün yüzüne çıkarıldı.

Rıza Nur’un hatıratına Atatürk'e hakaret sonradan mı eklendi?

Dr. Rıza Nur, Cumhuriyet döneminin önemli figürleri arasında yeralıyor. Atatürk’e muhalif isimlerden biri olan ve 1926’da Türkiye’den kaçarak Fransa’ya yerleşen Nur’un hatıralarıyla ilgili bilinmeyen bir ayrıntı ilk kez gün yüzüne çıkartıldı.

Nur’un; Fransa Ulusal Kütüphanesi’nde bulunan ve kendi el yazıyla kaleme aldığı 1800 sayfalık hatıratına sonradan eklemeler yapıldığı, ekleme yapılan bölümlerde ise Atatürk ve ailesine yönelik ağır ithamların olduğu anlaşıldı.

Düşünce ve Tarih Dergisi’nin son sayısında yayınlanan eklemeli bölümlerin peşine düşen İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi Cihan Oktay ise; “Atatürk’e ağır hakaretler içeren bölümlerin sonradan Rıza Nur tarafından mı, yoksa o dönem Türkiye ve Atatürk’ü hedef alan istihbarat örgütleri tarafından mı eklendiğini henüz bilinmiyor” dedi.

Kim verdi belli değil

Oktay, Fransa Ulusal Kütüphanesi’ndeki nüshaların ilk kez gün yüzüne çıkartıldığını belirterek şöyle devam etti: “Rıza Nur, İzmir suikastından sonra hakkında hiçbir yakalama kararı ve suçlama yokken, 1926’da Fransa’ya kaçıyor. Nur’un hatıraları 3 nüshadan oluşuyor. İlk nüsha, 4 Haziran 1935’de British Museum’a bizzat kendisi tarafından veriliyor. Diğer nüshadan biri Fransa Ulusal Kütüphanesi’nde, diğeri ise Hollanda Leiden Üniversitesi kütüphanesinde. Ancak Fransa Ulusal Kütüphanesi’ne verilen nüshayla ilgili ilginç bir detay var. Nur’un ölüm tarihi 8 Eylül 1942. Hatıratın teslim tarihi ise 28 Şubat 1949. 1800 sayfalık hatıranın teslim eden kişi kısmında Fransızca olarak ‘anonim’ ifadesi yeralıyor.”

Hakaret içeren ifadeler

Hatıratın üzerine eklemeler yapıldığını belirten Oktay, kriminal inceleme yaptıracaklarını da söyledi. Rıza Nur’a ait hatıratın 1960 yılına kadar ifşa edilmemesi için reserve edildiğine değinen Oktay, şu bilgileri verdi: “Özellikle Atatürk ve ailesi ile ilgili ahlaksızca yazılmış satırlar sonradan eklenmiş. Hatıralarda Atatürk’ün anne ve babasına yönelik çok ağır ithamlar var. Bu kısımlar hatıratın sayfalarına iliştirilmiş. Nüshalardaki yazılar normalde mavi kalemle yazılmış. Ancak ekleme yapılan bölümler siyah mürekkepli kalemle yazılı. Nüshalara kim tarafından ekleme yapıldığı kriminal araştırmadan sonra ortaya çıkacak. Eklemeler Rıza Nur tarafından yapılmış bile olsa, bu durum psikolojisini ve içindeki Atatürk nefretini ispatlamış olur.”

Rıza Nur’un hatıratına Atatürk'e hakaret sonradan mı eklendi? - Resim: 1

Nüshaların içeriğinde Atatürk’ün şahsına ve ailesine yönelik çok ağır itham ve karalamalar yer alıyor. Bu kısımların bazılarının kurşun kalem ve siyah mürekkepli kalemle eklendiği anlaşılıyor. Ekleme yapılan bölümler ayrıca kırmızı kalemle işaretlenmiş durumda.

‘Nutuk’taki ifadeye kızıyor’

“Bugüne kadar Atatürk’ün soyu, ailesi, babası, annesi, eşi ve evliliği hakkında ‘ahlaksız, edepsiz’ tüm saldırıların kaynağı Dr. Rıza Nur’un hatıratına dayanıyor. Rıza Nur’un sadece Hilafetin kaldırılması konusunda Atatürk’le ters düştüğünü biliyoruz. Atatürk’e ahlaksızca saldıracak bir gerekçesi yoktu. Atatürk’ün Nutuk’ta Abdülhalik Renda ile Rıza Nur arasındaki “Arnavut isyanına destek olma” tartışmasından bahsetmesi Rıza Nur’u kızdırmışa benziyor.”

Rıza Nur, hatıratını yazmaya 1928’de başlayıp, 1930’da bitirmiş, 1936 yılına kadar çeşitli yerlerine toplam 243 sayfayı bulan eklemeler yapmış, sonra yurtdışında bazı kütüphanelere 1960 yılından sonra yayınlanmak şartıyla teslim etmiştir. Esas nüshanın Paris/Fransa Biblioteche Nationale’e konulduğu, İngiltere British Museum, Hollanda Leiden Üniversitesi Kütüphanes ve Berlin Devlet Kütüphanesi’nde kopyaların konulduğu öğreniyoruz. Burada ilginç olan, Dr. Rıza Nur’un ölümünden yaklaşık 7 yıl sonra Hatırat’ın kütüphaneye teslim edilmiş olması. Orijinal nüsha üzerinde ‘edisyon kritik’ dediğimiz metin incelemesi yapılmalı. Çünkü Kürt tarihi araştırmaları ile tanınan Robert Olson, bir eserinde Dr. Rıza Nur’un İngiliz istihbaratı ile ilişkilerine işaret ediyor. Salahi Sonsyel’in yayınladığı Gizli İngiliz Belgelerinde ise Dr. Rıza Nur için ‘Rus Ajanı’ kaydı vardı. Uzman kuruluşlara bu eklentileri incelettireceğiz.”

Rıza Nur Kimdir?

30 Ağustos 1879’da Sinop’ta doğan Rıza Nur; Türkçü dünya görüşünü benimsedi. Askeri Tıp Okulu’nu tabip yüzbaşı olarak bitiren Nur, II. Meşrutiyet’in ilanı ile açılan Meclisi Mebusan’ın ilk dönemi ile TBMM’de 1. ve 2. dönem Sinop milletvekilliği yaptı. Nur, TBMM tarafından seçilen 1.İcra Vekilleri Heyeti içinde Türkiye’nin ilk Maarif Vekili (Eğitim Bakanı) olurken, Moskova ve Lozan Antlaşması’na katılan isimler arasında yeraldı.

İzmir suikastinden sonra hakkında suçlama olmadığı halde kuşku ve korkuya kapılarak Paris’e kaçan Rıza Nur, 12 yıl Mısır’ın İskenderiye şehrinde yaşadı.

Atatürk’ün vefatından sonra Türkiye’ye dönen Nur, Taksim’de kiraladığı 3 odalı bir dairede Tanrıdağ Dergisi’ni çıkarttı. British Museum’dan çıkartılan ancak  Türkiye’de yasaklanan hatıratında a Atatürk’e yönelik ağır itham ve karalamalarda bulunan Nur, 8 Eylül 1942’de İstanbul’da vefat etti. Birçok tarih uzmanının iddiası ise ‘Nur, psikolojik açıdan hezeyan içinde, özel hayatı tuhaf ve morfin bağımlısı.”

Milliyet